1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

AB'ye dışişleri bakanı geliyor

22 Ekim 2009

Avrupa Birliği, uluslararası alanda “tek sesliliği” sağlayacak bir dışişleri bakanlığı makamı oluşturmaya hazırlanıyor. Kritik görev için adı geçenler arasında Olli Rehn de var.

https://p.dw.com/p/KD3U
AB Komisyonu'nun genişlemeden sorumlu üyesi Olli RehnFotoğraf: AP
Außenminister David Miliband
İngiltere'nin genç yaştaki Dışişleri Bakanı David MilibandFotoğraf: AP

AB’ye ulaşmak isteyen ülkelerin diplomatları, çoğunlukla muhatap bulmakta zorlanıyorlar. ABD'nin eski dışişleri bakanlarından Henry Kissinger, daha önce “AB ile konuşmak istediğimde, kimi arayacağım?“ sorusunu oldukça öfkeli bir şekilde sormuş olmalı. Bu soru bugünlerde Brüksel'de tekrar zikrediliyor çünkü yakında tek bir telefon numarası ve tek bir muhatap olacak. Yani, AB’den bir yetkiliyle görüşmek isteyenler, artık telefona kimin cevap vereceğini bilecek. Çünkü AB, artık kendine, özel diplomatik görevli bir dışişleri bakanı seçmek istiyor.

İngiltere Dışişleri Bakanı David Miliband, bu makama aday. AB Komisyonu'nun genişlemeden sorumlu üyesi Olli Rehn ve İsveç Dışişleri Bakanı Carl Bildt’in adları da de birlik dışişleri bakan adayları arasında geçiyor.

AB içinde dışişleri bakanlığı misyonuna ilişkin hararetli tartışmalar yaşanıyor. Avrupa Parlamentosu Sosyal Demokrat Grup Başkanı Martin Schulz, şunları söylüyor:

"21’inci yüzyılın başında, Avrupa 27 ulusal diplomasiye ayrılmamalı, aksine iklim değişikliği, mali piyasaların kontrolü gibi başlıca konuları birlikte çözebilmelidir. Bunun için ortak Avrupa dış politikasına ihtiyacımız var.”

İsim arayışı

Beligen EU Präsidentschaft Schweden Carl Bildt
İsveç Dışişleri Bakanı Carl Bildt’in adı da adaylar arasında geçiyorFotoğraf: AP

Yeni baş diplomatın kim olacağı konusunda ismi geçenlere bakınca, bunu başarmanın pek kolay olmadığı görülüyor. Bu kişi, AB'nin dışişleri bakanı gibi görev yapsa da bu isimle adlandırılamayacak. Çünkü aralarında İngiltere’nin de bulunduğu bazı ülkeler, kendi dışişleri bakanlarına rakip çıkmasını istemiyor. Yeni temsilcinin “Dış ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi“ olması bekleniyor.

Yeni baş diplomat, bu uzun sıfatın yükünü tek başına taşımak zorunda olsa da tek bir diplomatik göreve sahip olacak. Baş dışişleri bakanının bütün dünyada görevli 6 bin ila 8 bin memuru temsil etmesi planlanıyor. Bu birimin yapılandırılması çalışmaları devam ediyor ancak Avrupa Parlamentosu Liberal grup üyesi Alexander Lambsdorff, bu konuda şikâyetçi:

"Konsey’deki üye ülkelerin temsilcileri, müzakereler sırasında, kısmen iki ayaklarıyla birlikte frene basıyor. Avrupa yanlısı görünen üye ülkelerin temsilcilerinin bile bir ayakları gazda, diğer ayakları frende. Yani, çok fazla hararet ancak çok az hareket var.“

Parlamento’nun rolü

AB’nin bu harici görevi, tamamen yeni olduğu için, üye ülkeler ve Avrupa Parlamentosu, bütün güçleriyle mümkün mertebe nüfuz sahibi olmaya çalışıyor. 27 ülkenin hükümetleri, diplomatik açıdan bağımsız hareket edebilecek tek bir kurum istiyor. Alman Hristiyan Demokrat Birlik partisinin Avrupa milletvekili Elmar Brok, Avrupa Parlamentosu'nun bu yetkiyi üstlenmesine sıcak bakmıyor:

"Dış politika, parlamentoların işi değil. Tüm ulus devletlerde bu böyledir. Fakat bu durumda, bu, parlamentonun yani Avrupa Parlamentosu’nun tam bir kontrol hakkına sahip olduğu anlamına geliyor.“

Personelin eğitimi

Bu tam da Avrupa Parlamentosu’nun kullanmak istediği itici güç. AB’yi içeride kontrol edebilme yetkisinin yanı sıra dış politikayı da kontrol edebilmeyi istiyor. Bu görevin nasıl ifa edileceği konusunda milletvekillerinin farklı görüşleri var. Örneğin Yeşiller, AB görevlilerinin, dünyada arabulucu olarak da görev yapabilmesini talep ediyor:

"Personelin, uygun bir şekilde eğitimli ve kalifiye olmasını istiyoruz. İlla tam bir diplomatlık okulu mezunu olmaları veya NATO Savunma Koleji üniformasını taşımaları gerekmiyor. Ama en azından hepsi kısmen ortak eğitimden geçirilmeli.“

Katrin Brand / Çeviri: Başak Sezen

Editör: Ahmet Günaltay