1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

AB’den Türkiye’ye reform uyarısı

Duygu Leloğlu / Brüksel4 Kasım 2005

AB Komisyonu’nun 9 Kasım’da açıklaması beklenen Katılım Ortaklığı Belgesi (KOB) ve reformların değerlendirildiği İlerleme Raporu’nın içeriği belli oldu. AB, tam üyelik müzakerelerine başladığı Türkiye’nin yavaş gördüğü reform sürecindeki hızını arttırmasını talep edecek...

https://p.dw.com/p/AaQU
AB, Türkiye'de reformların hızının düştüğü uyarısında bulunuyor
AB, Türkiye'de reformların hızının düştüğü uyarısında bulunuyorFotoğraf: dpa - Bildfunk

AB Komisyonu’un 9 Kasım’da açıklayacağı, Ankara’nın AB yolundaki ev ödevlerini hatırlatan Katılım Ortaklığı Belgesi (KOB) ve son bir yılda yapılan reformların değerlendirildiği İlerleme Raporu’nın içeriği belli oldu.

Toplam 18 sayfa ve 6 bölümden oluşan KOB’da, Ankara’nın AB ödevleri, “bir - iki yıla kadar yapılması gereken kısa vadeli öncelikler” ve “üç - dört yıl içinde tamamlanması gereken orta ve uzun vadeli öncelikler” olmak üzere ikiye ayrıldı. Buna göre, kısa vadede Ankara’nın üzerine düşen en önemli yükümlülüklerin Kıbrıs ve dini azınlıklar konularında olduğu gözleniyor. 149 sayfadan oluşan İlerleme Raporu’nda ise Türkiye’nin reform sürecinin son bir yıl içindeki gelişimi mercek altına alınıyor. Bu açıdan bu iki belge, birbirini tamamlayıcı nitelikte.

“Limanları açın” çağrısı ve dini özgürlükler

Kıbrıs konusunda AB’nin en büyük eleştirisi, Türkiye’nin deniz ve hava limanlarının Kıbrıslı Rumlar’a açmaması olarak açıklanıyor. Nitekim, Türkiye’nin bir - iki yıl içindeki ev ödevi, Ankara Anlaşması Protokolü’nü Kıbrıs dahil AB’nin 10 yeni ülkesine uygulaması ve yine Kıbrıs’ın da içinde bulunduğu tüm AB üyeleriyle ikili ilişkilerin normalleştirilmesi için adımlar atması olarak belirleniyor. Ayrıca Kıbrıs sorununda ise Birleşmiş Milletler ve Avrupa Birliği’nin üzerinde kurulduğu prensipler kapsamında, somut çözüm arayışı çabalarına destek verilmesi de isteniyor.

Gayri-müslim azınlıkların haklarının sağlanması konusunda son bir yıldır somut adım atılmadığından yakınılırken, dini azınlıkların karşılaştıkları zorlukların giderilmesi için, kısa dönemde Avrupa standartları ile uyumlu olarak yeni bir yasa çıkarılması talep ediliyor.

Ordunun etkisi ve Güneydoğu sorunu

Sivil - asker ilişkilerini eleştiren AB, askerlerin hala ülkedeki siyasi hayatta etkili olduğunu belirtiyor. Önümüzdeki bir - iki yıl içinde Türkiye’nin, AB ülkelerinde görüldüğü gibi, ordu üzerindeki sivil kontrolü uyumlaştırma çabalarına devam etmesini istiyor.

Güneydoğu’daki gerginliğin bu yılın başında arttığına dikkati çeken Komisyon, kısa dönemde, bölgede korucu sisteminin kaldırılması, köye dönüşün kolaylaştırılması ve güvenlik sorunları nedeniyle kayıp ve hasara uğrayanlara adil ve hızlı bir şekilde tazminat ödenmesinin gereğine dikkati çekiyor.

Kültürel hakların sağlanmasına ilişkin de Türkiye’deki yasal düzenlemelerin hala uygulamaya geçirilememesinden yakınılıyor. Bu konuda da Türkçe dışındaki radyo – televizyon yayınlarının etkili bir şekilde sağlanması isteniyor. Ayrıca Türkçe dışında kalan dillerin öğretimini desteklemek için gerekli önlemlerin alınması gerektiğine dikkat çekiliyor.

Yargı bağımsızlığı ve reformların hızı

AB, ayrıca kısa dönemde ülkedeki yargının bağımsızlığının etkin ve şeffaf bir şekilde sağlanması yönünde adım atılması beklentisini dile getiriyor. Yazar Orhan Pamuk, gazeteci Hırant Dink’in düşünceleri dile getirdikleri için yargılandıklarını hatırlatarak, TCK’nun 301. maddesinin yoruma açık olmamasının gerektiğini ifade ediyor.

Türkiye’nin son bir yıldaki reform sürecine ilişkin de genel bir değerlendirmede bulunan Komisyon, “Ülkede değişim hızı düştü. Yasal düzenlemelerin uygulanması düzensiz bir şekilde sağlandı. Asker - sivil ilişlerinde reform devam ediyor, ama askerler, kamu önünde açıklamalar yaparak siyasi gelişmelere ve ülkenin genelinde etkide bulunuyorlar. İnsan hakları ve azınlıkların haklarına ilişkin ise tablo net görünmüyor. İşkence vakalarının azalmasına rağmen, halen bu yönde şikayetlerin olduğu gözleniyor” ifadelerine yer veriyor.

Brüksel çevrelerinde, Komisyon’un değerlendirmelerinde oldukça eleştirel olmasının, özellikle AB’nde 1 Ocak’dan itibaren dönem başkanlığını devralacak olan Avusturya’nın da içinde bulunduğu, Türkiye karşıtlarının eline koz vereceği endişesi bulunuyor.