1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

AB'de "sosyal model" kavgası

Bernd Riegert / Brüksell21 Ekim 2005

AB, ortak anayasa taslağının Fransa ve Hollanda’daki referandumlarda reddedilmesinden bu yana ağır bir kriz içinde. Avrupalılar’ın AB’ye olan güvenlerini yitirmesinden ve Avrupa projesinin çöküşünden korkan Avrupalı liderler, önümüzdeki hafta Perşembe günü gayrıresmi bir zirvede biraraya gelecek. Ancak AB’de bu konuda farklı görüşler var…

https://p.dw.com/p/AaSg
AB liderleri önümüzdeki hafta biraraya gelmeye hazırlanıyor
AB liderleri önümüzdeki hafta biraraya gelmeye hazırlanıyorFotoğraf: AP

Londra yakınlarındaki Tudor şatosunda yapılacak zirvede Avrupa sosyal modeli üzerinde tartışıp krize bir siyasi çözüm bulunmaya çalışılacak. Nitekim, Avrupa’da ortak bir sosyal model olmadığı konusunda tüm uzmanlar hemfikir. İsveç’ten Yunanistan’a, her ülke liberalleştirme, devlet sosyal yardımları ya da istihdam piyasasının esnekleştirilmesi gibi konularda çeşitli derecelerde, değişik modellere sahip. Bu farklı sosyal modelleri tek bir çatı altında toplamak artık İngiltere Başbakanı Tony Blair’e de mümkün görünmüyor.

AB Dönem Başkanı olarak AB Konsey Başkanlığı’nı yürüten İngiltere Başbakanı Tony Blair’in başlangıçtaki planı, önümüzdeki hafta yapılacak zirvede bir Avrupa sosyal modeli konusunda fikir alışverişinde bulunmaktı. Ama zirvenin konusu değiştirildi ve “Küreselleşmenin AB İçin Getirdiği Fırsatlar ve Zorluklar“ başlığı altına alındı.

Barroso’nun önerileri

AB Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso, kasvetli bir havada geçmesi beklenen zirve öncesinde tartışmalara bir yön verme çabasıyla dün Brüksel’de önerilerini sundu. Barroso, küreselleşmenin olumsuz etkilerinin milyarlarca euroluk yeni ortak bir fon oluşturularak azaltılmasını önerdi. Oluşturulacak fonla meslek eğitimi, taşınma, yeni iş arama masrafları karşılanabileceğini söyleyen Barroso, “Bu acil durum fonu sadece küreselleşme ile bağlantılı ekonomik şokların hafifletilmesinde kullanılmalı ve sadece belli bir eşiğe ulaşıldığında devreye girmeli“ dedi.

Barroso bu önerisiyle Fransa’nın taleplerine yaklaşmış oldu. Fransa Cumhurbaşkanı Jacques Chirac, AB’yi, çalışanları açıkta bırakmakla suçlamıştı. İngiltere Maliye Bakanı Gordon Brown ise küreselleşen ekonomide bu tür devlet müdahalelerine sıcak bakmıyor. Brown, Avrupa ekonomisinin dünyadan izole edilemeyeceğini, Çin ve Hindistan’dan artan rekabete hazırlıklı hale getirilmesi gerektiğini düşünüyor. Barroso da Brown gibi mevcut sosyal modelin adil olmadığını belirterek, ortak reformlar yapılması çağrısında bulundu.

Barroso, “Kaydedilen ilerlemelere rağmen sosyal alanda ve ekonomide mevcut politikalar tüm vatandaşlar için sosyal adaleti sağlayamamıştır. 19 milyon insan işsiz, ekonomik büyüme düşük, yoksulluk yayılıyor, zengin ile yoksul arasındaki uçurum büyüyor. Sorunun bizde olduğunu kavramalıyız. İşte bu nedenle şunu söylüyoruz: Statüko seçenek değildir” dedi.

Bütçede uzlaşma çağrısı

AB Komisyonu Başkanı Barroso, Avrupalı liderleri ayrıca 2007 - 2013 bütçesi konusunda uzlaşmaya çağırdı. İngiltere Maliye Bakanı Gordon Brown, Aralık ayında yapılacak Dünya Ticaret Örgütü zirvesi öncesinde yürütülen müzakereler çerçevesinde AB’nin kendi piyasasını dışarıya daha fazla açması ve tarım teşviklerini kısması gerektiğini savunuyor.

Ama İngiltere’nin bu çağrısına Fransa sert direniş gösteriyor. Görevden ayrılmaya hazırlanan Almanya Başbakanı Gerhard Schröder de İngiltere’ye, AB’yi bir çeşit serbest ticaret bölgesine dönüştürmeye kalkışmaması ve sosyal standartlardan vazgeçmemesi uyarısında bulundu.