1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

AB'de hizmet sektörü için yeni düzenlemeler

Markus Frenzel25 Kasım 2004

AB’nin iç pazardan sorumlu üyesi Frits Bolkestein, Avrupa’da 60 milyon kişiin çalıştığı hizmet sektöründe yasal karmaşayı azaltmayı ve başka AB ülkelerinde çalışmayı kolaylaştırmayı hedefliyor. Ancak sendikalar ve sendikalara yakın siyasi partiler ise yeni düzenlemelerin bir sosyal dampinge yol açacağından endişeli.

https://p.dw.com/p/AbeX

AB Komisyonu’nun iç pazardan sorumlu üyesi Frits Bolkestein’ın hizmet sektörü için getirmeyi planladığı yeni düzenlemeler yoğun tartışmalara yol açtı. Sendikacılar ve sol partiler, Hollandalı Komisyon üyesini, Avrupa’da sosyal damping yaratmak ve AB’yi Amerikanlaştırmak istemekle suçluyor. Sendikacılar, Bolkenstein’ın ekonomik büyümeyi canlandırmak için maaşları minimuma indirmeye çalıştığını, sonuçta bunun acısını çekenin işçiler olacağını vurguluyor. Avrupa Nakliye İşçileri Sendikası Genel Sekreteri Doro Zinke yeni düzenlemeyi şöyle eleştiriyor:

"AB ülkelerinde şimdiye kadar geçerli kurallar yürürlükten kaldırılıyor. Yeni getirilen menşe ülke prensibiyle hiçkimsenin ne olduğunu bilmediği, ne olduğunu anlayamadığı, ve daha da önemlisi kimsenin kontrol edemeyeceği kurallar getiriliyor."

Menşe ülke prensibi

Sözkonusu menşe ülke prensibi, Bolkestein’ın getirmek istediği ‘İç Pazarda Hizmet Sektörü Düzenlemeleri’nin merkezinde yer alıyor. Menşe ülke prensibi şu anlama geliyor: Diyelim ki bir AB ülkesi, bir başka AB ülkesinde hizmet sektöründe faaliyet göstermek istiyor. Bu durumda şirket için, kendi ülkesindeki şartlar geçerli oluyor.

Örneğin, bir Portekizli marangozluk şirketi, büroların döşenmesi için Almanya’da iş alıyor. Yeni düzenlemelere göre siparişin alınmasında Portekiz yasaları geçerli oluyor. Gerekli aletler, garanti ya da alınan sorumluluk konusunda Portekizli şirket kendi ülkesinin düzenlemelerine göre hareket ediyor. Ücret konusunda ise durum farklı. Almanya’daki müdür, Portekizli çalışanlarına Alman yasalarına göre maaş ödemek durumunda. Bu, eski bir düzenlemeye dayanıyor.

İşte sorun da bu noktada, eski ve yeni düzenlemelerin çakışmasıyla çıkıyor. Portekizli işveren, Almanya’daki Portekizli çalışanlara Alman yasalarına göre maaş öderken Almanlar’ı istihdam ettiğinde ise onlara yeni düzenleme gereği Portekiz yasalarına göre ücret ödemek durumunda. Bu ise Alman yasalarında belirlenenin çok altında. Bu durumun karmaşık sonucu ise Portekizliler’in Almanya’da Alman işçilerden daha pahalıya gelmesi. Almanlar asgari ücretten istihdam edilebilirken Portekizliler edilemeyecek.

Tüm şirketleri aynı koşullar

Yeni düzenlemelerin olumlu karşılanan yönü ise 2007 yılına kadar AB içindeki tüm şirketlere aynı koşulların getirilmesinin amaçlanması. Hedef, karmaşık ve ayrımcı ulusal düzenlemelerin kaldırılması ve fırsat eşitliğinin getirilmesi. Bolkestein bu düzenlemeyle, AB’nin 2010 yılına kadar dünyanın en güçlü ekonomik bölgesi olma hedefine katkıda bulunmayı amaçlıyor. Avrupa Parlamentosu’nda Hristiyan Demokrat partilerden oluşan Avrupa Halk Partisi grubundan İngiliz Malcolm Harbour, yeni düzenlemeyi destekliyor:

"Hiç şüphe yok ki, yeni düzenlemeler ekonomik büyümeyi hızlandıracak ve istihdamı artıracaktır. Bir başka önemli nokta: Hizmet sektöründe faaliyet gösteren şirketlerin çoğu küçük işletmelerdir. Yeni düzenlemelerle diğer ülkelerde de ortaklar bulmaları ve faaliyet göstermeleri kolaylaşacaktır."

Bolkestein’ın hizmet sektörü ile ilgili düzenlemeleri önümüzdeki yılın ilk yarısında Avrupa Parlamentosu gündemine gelecek. Sendikalar ve sosyalist partilerin direnişi ise ilk meyvelerini verdi. Bolkestein’ın düzenlemelerinde hizmet sektörünün liberalleştirilmesi ile ilgili maddenin şu anki haliyle yürürlüğe girmeyeceği şimdiden kesinlik kazandı. Düzenlemelerin son haline, Avrupa Parlamentosu milletvekilleri karar verecek.