1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

AB'de ekonomi yönetimi arayışı

16 Haziran 2010

Avrupa Parlamentosu’ndaki görüşmelerde AB içinde ortak ekonomi yönetimi rotasını AB Komisyonu'nun çizmesi benimsendi. Ancak bu durum Birlik kurumları içinde iktidar mücadelesi tehlikesini de beraberinde getiriyor.

https://p.dw.com/p/Ns1z
Fotoğraf: AP

Almanya ve Fransa arasında ‘ekonomi yönetimi' önerisi yüzünden çıkan anlaşmazlıkta yönetime kimlerin dâhil olacağı sorusu büyük önem arz ediyordu. Almanya Başbakanı Angela Mekel, neticede Fransa Cumhurbaşkanı Sarkozy'e isteğini kabul ettirdi. Buna göre ekonomi yönetiminde Fransa'nın istediği gibi Avrupa Para Birliği üyesi 16 üye değil, bütün Birlik ülkeleri temsil edilecek. Avrupa Parlamentosu'ndaki dört büyük siyasi gurubun başkanları, asıl sorunun yönetime kimlerin katılacağı olmadığı görüşünde.

Komisyon'un rolü ne olmalı?

Liberallerden Guy Verhofstadt, konunun başka bir boyutta ele alınması gerektiğini şu sözlerle ifade etti: “Şu an herkes gerçek bir ekonomi yönetiminden bahsediyor. Ancak bize göre en büyük fark, bu ekonomi yönetiminde şoför mahallinde AB Komisyonu'nun olması gerektiğidir. Devlet ve Hükümet Başkanları Konseyi ya da üye ülkeler değil.”

AB Komisyon Başkanı Jose Manuel Barroso ise Parlamento'daki konuşmasında bu talebe yanıt verdi. Barroso, “Komisyon hali hazırda Avrupa'nın ekonomi yönetimidir. Ancak bu görevi tek başına yürütemez. Komisyon, Birliğin temel çizgilerini belirleyen üye devlet ve hükümet başkanları Konseyi ile birlikte çalışmalıdır" diye konuştu.

Jose Manuel Barroso
AB Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso.Fotoğraf: AP

Sol cepheden suçlama

Sosyal Demokrat Partili Martin Schulz ise devlet ve hükümet başkanlarının, Avrupa Parlamentosu'na daha büyük sorumluluk öngören Lizbon Antlaşmasını hiçe sayarak, ekonomi yönetimini ele geçirmeye çalıştıkları görüşünde. Schulz,“Avrupa'nın en güçlüleri üç ayda bir Brüksel'e taşınıyor. Kapalı kapılar ardında toplanıp, kamuoyuna sadece hangi konularda anlaşamadıklarını açıklıyorlar. Durgunluk ve kamuoyu ile paylaşılmayan bir durgunluk krize yol açar” diye konuştu.

SPD Europapolitiker Martin Schulz
Fotoğraf: picture-alliance/ dpa

Yeşiller grubundan Rebecca Harms da Avrupa Birliği liderlerinin ekonomi politikalarında pasif davrandıkları görüşünde. Harms, "Mali işlemler vergisinde yaşanan anlaşmazlıkta, karar mercilerinin konuyu birbirine havale etmesi, Avrupalılara haksızlık yapmaktır, bu kabul edilmez” değerlendirmesini aktardı.

Avrupa Parlamentosu'nda temsil edilen dört büyük siyasi grubun başkanları ortak ekonomi yönetimi düşüncesinde birleşiyor. Ancak siyasi gözlemcilere göre, devlet ve hükümet başkanlarının da AB kurumları arasında yaşanacak olası güç mücadelesine de hazırlıklı olması gerekiyor.

© Deutsche Welle Türkçe

Christoph Hasselbach / Çeviri: Meltem Karagöz

Editör: Ahmet Günaltay