1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

AB'de anayasa krizinden sonra bütçe kavgası

Bernd Riegert / DW7 Haziran 2005

AB ülkelerinin ekonomi ve maliye bakanları, bugün AB Dönem Başkanı Lüksemburg’da Anayasa krizinin ekonomik boyutlarını masaya yatırdı. Toplantıda madeni Euro’ların dizaynlarının, yeni AB üyelerinin sembollerini de içerecek şekilde yeniden düzenlenmesi kararlaştırılırken, 2007 yılı bütçe planları üzerindeki tartışmalarda orta çapta yeni bir krizin ilk sinyalleri görüldü.

https://p.dw.com/p/Aao5
Almanya Maliye Bakanı Hans Eichel ve Lüksemburg Başbakanı ve Maliye Bakanı Jean-Claude Juncker
Almanya Maliye Bakanı Hans Eichel ve Lüksemburg Başbakanı ve Maliye Bakanı Jean-Claude JunckerFotoğraf: AP

Bütçe açıkları ve ağır aksak giden ekonomi nedeniyle Birlik ülkelerinin ekonomi ve maliye bakanlarının başını ağrıtan yeterince sorun vardı aslında. Bir de buna Fransa ve Hollanda’daki referandumlarda AB Anayasası’nın reddedilmesi eklenince, yaraya adeta tuz biber ekilmiş oldu. Doğal olarak bugünkü toplantıya ekonomik konuların yanı sıra siyasi gelişmeler de damga vurdu.

AB Konsey Dönem Başkanı Lüksemburg Başbakanı Jean-Claude Juncker, İngiltere’de referandumun rafa kaldırılmasıyla AB Anayasası projesinin suya düşmedeğini söyledi. Aynı zamanda ülkesinin Maliye Bakanlığı görevini de yürüten Juncker, önümüzdeki ay dönem başkanlığını devralacak olan İngiltere’ye, Birlik içindeki mali yükümlülüklerini yerine getirmesi çağrısında bulundu. Juncker, “Avrupa’nın liderliğine soyunanların, karar verme yetisine sahip olduğunu ispatlaması gerektiğini“ de vurguladı.

„İngiliz indirimi“ne tepki

Lüksemburg Başbakanı’nın böylesine kinayeli konuşmasının ardında ise İngiltere’nin, Birlik bütçesine yaptığı katkı ile ilgili bu ülkeye 1984’den bu yana uygulanan özel indirim yatıyor. Dönemin İngiltere Başbakanı Margaret Thatcher, ülkesinin Avrupa Birliği bütçesine katkısının çok yüksek olduğunu öne sürmüş, tarım sübvansiyonları yüzünden İngiltere'nin aldığından fazla ödediğini savunarak, “İngiliz indirimi“ adı verilen uygulamanın başlatılmasını sağlamıştı.

O yıllarda Birliğin en fakir ülkesi olan İngiltere, bugün ekonomik açıda en güçlü üyelerden biri haline gelirken, Fransa ve Almanya’nın ekonomileri, yüksek işsizlik oranının da etkisiyle zayıf duruma düştü. Almanya Başbakanı Gerhard Schröder ile Fransa Cumhurbaşkanı Jacques Chirac, geçen Mayıs ayında yaptıkları görüşmede, İngiltere’ye 21 yıldır uygulanan “bütçeye katkı indiriminin“ yeniden masaya yatırılması konusunda mutabık kalmıştı.

Ancak Financial Times gazetesine demeç veren İngiltere Başbakanı Tony Blair, ülkesinin Birlik bütçesine yaptığı katkıdaki indirimin devam etmesi konusunda ısrarcı olduklarını yineledi. Dönem Başkanı Lüksemburg Başbakanı Juncker ise söz konusu katkıyı müzakereye hazır olduklarını ancak İngiltere’nin buna yanaşmadığını belirtti.

Almanya’nın önerisi

Almanya Maliye Bakanı Hans Eichel de bütçenin, katkı sağlayan ülkelerin gayri safi milli hasılaların yüzde biriyle sınırlandırılması şeklindeki görüşünde ısrar ediyor. Eichel, Almanya’nın, esnek olduğunu gösterdiğini, ancak bunun temel görüşlerinde değişiklik olduğu anlamına gelmediğini kaydetti. Birlik bütçesine yüzde birden fazla katkı yapmalarının imkansız olduğunu belirten Almanya Maliye Bakanı, bu konuda diğer üyelerin de esneklik göstermesi gerektiğini söyledi.

Bu arada İngiltere Maliye Bakanı Gordon Brown, ülkesine uygulanan bütçeye katkı indiriminde değişikliğe gidilmesi durumunda, yeni bütçeyi veto etmekle tehdit etti. Bu konudaki anlaşmazlığın, 16-17 Haziran’daki AB Devlet ve Hükümet Başkanları zirvesinde giderilmesine çalışılacak.

AB Ekonomi ve Maliye Bakanları’nın Lüksemburg buluşmasında, İtalya ve Almanya’da tartışılan Euro’dan vazgeçilip tekrar eski milli para birimlerine dönülmesi konusu da gündeme geldi. Almanya Maliye Bakanı Eichel, son günlerde basında gündeme gelen bu yöndeki iddiaları “saçmalık“ olarak nitelendirmekten kendini alamadığını söyledi.