1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

ABD'de siyahların kahramanı Parks öldü

Arthur Landwehr25 Ekim 2005

Irk ayrımcılığına karşı protesto hareketinin annesi Amerikalı vatandaşlık hakları savunucu Rosa Parks öldü. Detroit’teki evinde 92 yaşında yaşamını yitiren Parks, siyahların eşitlik mücadelesinin sembolü olmuştu.

https://p.dw.com/p/AaUL
Otobüste beyaz biri yer vermek istemeyen Parks hüküm gilymişti
Otobüste beyaz biri yer vermek istemeyen Parks hüküm gilymiştiFotoğraf: AP

“Bir otobüs şoförünün sözünü dinlemediğim için 1 Aralık 1955’te tutuklandım.”

Rosa Parks bu sözleriyle hatırlanıyor. 1950'li yıllarda ırk ayrımcılığının en fazla uygulama alanı bulduğu Amerika’nın güney eyaletlerinden Alabama’daki Montgomery kentinde beyaz bir adama yerini vermeyi reddeden siyah bir kadındı Rosa Parks.

Parks otobüs şöförüne direbnirken acaba bir vatandaşlık hareketi başlatmayı mı düşünüyordu? Hayır, uzun ve yorucu bir iş gününden sonra sadece bilet parasını ödeyen her vatandaş gibi otobüste oturma hakkını savunuyordu. Ancak Parks ırk ayrımcılığına artık dayanamıyordu. Siyahların haklarını savunan grupların çalışmalarına katılmaya başlamıştı. Parks o günleri şöyle anlatıyordu:

“Bu olayı artık bana böyle davranılmasını istemediğimi açıkça göstermek için bir fırsat olarak gördüm. Tutuklandığımda insanların nasıl tavır alacağı hakkında en ufak bir fikrim bile yoktu.”

10 dolar para cezası

Rosa Parks tutuklandı ve 10 dolar para cezası artı 4 dolar da mahkeme masrafını ödemekle cezalandırıldı. Tek başına gerçekleştirdiği sivil itaatsizlik büyük bir dayanışma dalgasının yayılmasına neden oldu. Montgomery’deki siyahlar tam 381 gün otobüsleri boykot ettiler ve gidecekleri yere yaya olarak gittiler. Rosa Parks Amerikan toplumunun beyaz kurallarına karşı ilk direnişin sembolü oldu. Bu çok çalışkan, saygılı ve inançlı kadın büyük sempati topladı. Sonunda Amerikan Yüksek Mahkemesi kamuya ait toplu taşıma araçlarında ırk ayrımcılığının anayasaya aykırı olduğuna karar verdi.

King yükselişe geçti

Bu başarı siyah hareketini ateşledi. Irk ayrımcılığına karşı mücadele güney eyaletlerinde Martin Luther King’in yükselişe geçmesi ve lider olmasıyla bambaşka bir boyuta sıçradı. King, Amerikan toplumunda siyah ve beyazların eşitliği için mücadele ediyordu.

Rosa Parks King ile birlikte çalıştı. Ancak bu arada tehditler almaya devam ediyordu ve işini de kaybetmişti. Bu nedenle eşiyle birlikte Detroit’e taşındı ve 1965 yılında eşitlik için mücadele eden bir kongre üyesinin yanında çalışmaya başlayana kadar yoksulluk içinde yaşadı.

Parks 1980li yılların sonunda genç siyah Amerikalılara daha iyi eğitim almalarında yardım etmeyi amaçlayan bir enstitü kurdu. Parks o günleri şöyle anlatıyordu:

“Şimdi herşey bir rüya gibi geliyor. Beni kızdıransa, protesto etmek için bu kadar beklemiş olmamız.”

Siyah hareketin en önemli temsilcilerinden biri olan Rosa Parks, 1996 yılında Başkan Bill Clinton tarafından Amerika’da sivillere verilen en yüksek ödül olan Başkanlık Özgürlük Madalyasına layık görüldü. 1999 yılında da Kongre tarafından Altın Madalya ile ödüllendirildi.