1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

ABD'de seçim maratonu bitmiyor

2 Kasım 2010

ABD’de her iki yılda bir 435 üyeli Temsilciler Meclisi’nin tamamı için seçim yapılıyor. Bu da ülkede sürekli bir seçim maratonu anlamına geliyor. Peki, ABD’deki karmaşık siyasi sistem nasıl işliyor?

https://p.dw.com/p/PwFH
Fotoğraf: AP

Amerikan Kongre seçimleri geleneksel olarak Kasım ayının ilk Salı günü yapılıyor. 2 Kasım seçimlerinde Amerikan seçmenler, 435 üyeli Temsilciler Meclisi'nin tamamını, Senato'nun 100 üyesinden 37'si ve 50 eyalet valisinden 37'sini belirlemek üzere sandık başına gidiyor. Amerikalılar birbirinden farklı seçimleri bir güne toplamış olsa da ülkedeki seçim atmosferi yıl boyunca sürüyor. Çünkü Temsilciler Meclisi seçimleri her iki yılda bir yapılıyor. ABD'de yasama döneminin bu kadar kısa sürmesi tarihsel nedenlere dayanıyor.

Tarihsel nedenler belirleyici

Washington'daki Amerikan Üniversitesi Siyaset Bilimi Profesörü Bob Pastor, “Amerika'da 1787'de kurucu anayasa hazırlanırken, iki yıl uzun bir süreydi. Çünkü o zamanlar Kongre sürekli olarak toplanamıyor ancak yılda iki ya da üç ayda bir biraraya gelebiliyordu.” diyor. Siyaset Bilimi Profesörü Pastor’a göre, günümüzde yasama döneminin uzatılması mantıklı bir adım olacaksa da, bu konuda anayasa değişikliğine gidilmesi oldukça zahmetli bir süreç anlamına geliyor.

Senatörlerin seçimiyse milletvekillerininki gibi iki yılda bir yerine her 6 yılda bir yapılıyor. Her eyalet büyüklüğü ne kadar olursa olsun Senatoya iki sandalye gönderiyor. Prensipte senatörlerin, milletvekillerine göre daha güçlü bir konumda olduklarını söylemek mümkün. Çünkü Kongrenin ikinci kanadı Senato'nun Temsilciler Meclisi’nin öngördüğü yasa düzenlemelerini bloke etme hakkı var.

Seçimleri hangi faktör etkileyecek?

Amerikan politik sistemi diğer birçok demokratik ülkedekinden farklı işliyor. Örneğin Amerikan Başkanı ve bakanlar Kongre üyesi olamıyor, yürütme görevini üstleniyor. Kongre de yasama görevinden sorumlu oluyor. Ara seçimlerde Başkanın ait olduğu partinin Temsilciler Meclisi ve Senato’daki sandalye sayısında azalma olduğuna geçmişte sıkça rastlandı. Başkan Barack Obama da bu seçimlerde aynı tehlikeyle karşı karşıya. Alman Hükümetinin Atlantik Aşırı İlişkiler Koordinatörü Hans Ulrich Klose, Amerikalıların gelecek kaygılarının ağır bastığı ve seçmenin oylarında izlenen ekonomi politikalarının etkili olacağı görüşünde.


Klose, “Amerikalıları yakından ilgilendiren ağırlıklı konu ülkenin ve vatandaşların ekonomik durumu. ABD’ye yakından baktığınızda emlak krizinin boyutlarının nerelere kadar uzandığına tanık olabiliyorsunuz. İşsizlik oranları Amerikan halkının hiç alışık olmadığı bir düzeye çıkmış durumda. Birçok insanda gelecek kaygısı hâkim.” diyor.

Peki, ABD’deki Kongre seçimlerinin uluslararası arenaya yansıması ne olacak? Alman Hükümetinin Atlantik Aşırı İlişkiler Koordinatörü Hans Ulrich Klose Obama’nın birinci önceliğinin iç politika olduğunu ve bu alandaki hareket alanının kısıtlanmasının ardından dış politikaya yöneleceği tahmininde bulunuyor. “Bu seçimlerin dış politik konulardan etkileneceğini düşünmüyorum" diyen Klose sözlerini, "Bence tam tersini düşünebiliriz. Şayet Obama’nın iç politik nedenlerle iç siyasetteki hareket alanı kısıtlanmış olursa- ki anketler onu gösteriyor- o zaman belki dış politikaya daha çok ağırlık verebilir. Bu alanda da hâlihazırda çözüm bekleyen birçok konu var. Şimdiye kadar Ortadoğu, İran sorunu gibi konulara el attıysa da Orta Asya'da Afganistan ya da Afganistan'ın komşularıyla ilgili de zorlu ödevler var. Bu konulara ağırlık vermesi, dünyanın geri kalanı için de hayırlı olacaktır.” şeklinde sürdürüyor.

© Deutsche Welle Türkçe

MK/BK ( DW/DPA/AFP)