1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

TÜR 1307 Polanski Freilassung

13 Temmuz 2010

Ünlü yönetmen Roman Polanski’nin İsviçre’deki serbest bırakılma kararını hayal kırıklığı olarak nitelendilen ABD’li yetkililer, tecavüz iddialarını soruşturmaya devam edeceklerini söylüyorlar.

https://p.dw.com/p/OIGH
Dünyaca ünlü yönetmen, 10 ay sonra serbestFotoğraf: picture alliance / dpa

Zürih polisi, bundan 10 ay kadar önce bir festivale katılmak üzere İsviçre'ye giden Polanski'yi, ABD tarafından çıkarılan tutuklama kararı sebebiyle gözaltına almıştı. İsviçre'de 10 aydır ev hapsinde tutulan ünlü yönetmen şimdi 4,5 milyon dolar kefaletle serbest bırakıldı.

76 yaşındaki Polanski, bundan 32 yıl önce çocuk yaştaki bir kızla cinsel ilişkiye girdiği gerekçesiyle ABD'de aranıyordu. Fransa ve Polonya vatandaşlığı bulunan yönetmenin iadesini ABD, İsviçre'den resmen talep etmişti. Ancak İsviçre Adalet Bakanı, Polanski'yi ABD'ne iade etmeyeceklerini, Polanski'nin artık serbest bırakıldığını açıkladı.

Amerikalı yetkililer ise kararı “hayal kırıklığı“ olarak nitelendirdi. Olayla ilgili soruşturmayı sürdürüleceğine dikkat çeken ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü, “ABD, 13 yaşındaki bir çocuğa tecavüzün suç olduğunu düşünüyor ve biz bu olayı hukuki zeminde soruşturmaya devam edeceğiz“ açıklamasında bulundu.

''ABD'nin bu karar itiraz hakkı yok''

Dünya sinemasının en önemli yapımları arasındaki “Chinatown“ ve “Rosemary'nin Bebeği“ gibi çok sayıda filme imza atan ünlü yönetmen Roman Polanski'nin serbest bırakılma kararını kamuoyuna açıklayan İsviçre Adalet Bakanı Eveline Widmer-Schlumpf ise ABD'nin bu karara itiraz etme hakkının olmadığını söyledi.

Bakan, ''Sayın Polanski İsviçre'de istediği gibi hareket edebilir, Fransa'ya, Polanya'ya yani davayla ilgili soruşturma açılması muhtemel olamyan her yere rahatlıkla gidebilir“ dedi.

Polanski 1977 yılında 13 yaşındaki bir kızla cinsel ilişkiye girdiğini itiraf etmiş ve tutuklu olarak 42 günlük bir tedavi görmüştü. Bundan bir yıl sonrada ABD'ni terk etmiş ve Avrupa'ya yerleşmişti.

"Polanski zaten cezasını tamamladı"

Bakan Widmer-Schlumpf, olayın üzerinden 30 yıldan fazla bir zamanın geçtiğini, ABD'de açılan davada birçok sorunun açıklığa kavuşturulmadığını söyledi.

İsviçre'nin Polanski'yi ABD'ye iade etmeyip serbest bırakma kararında, davanın eski savcılarından Roger Gansen'ın tutanaklarının da etkili olduğu düşünülüyor. ABD'nin İsviçre kurumlara ulaştırmaktan kaçındığı bu raporda, savcının "Polanski zaten cezasını tamamladı" şeklinde bir ifadenin bulunduğu iddia ediliyor. Bakan Widmer-Schlumpf, söz konusu tutanaklar incelenmeden kesin bir hükme varmanın mümkün olamayacağını kaydetti.

''Dışardan bir baskı yok''

İsviçre Adalet Bakanı Widmer-Schlumpf, kararın alınmasında ayrıca cinsel istismara uğradığı belirtilen kadının tutumunun da etkili olduğunu belirtti. Bakan, söz konusu kadının bir daha böyle bir soruşturma sürecine maruz kalmamak için çeşitli mahkemelere dilekçeler verdiğini hatırlattı.

Widmer-Schlumpf, ''Polanski, bugüne kadar İsviçre'ye rahatça girip çıkabilir ve hatta bir ev satın alabilirdi. Böylece İsviçre, Polanski'ye güven ortamını sağlamış olabilirdi'' diye konuştu ve karar sürecinde güven ortamı oluşturmanın da dikkate alındığını belirtti.

İsviçreli Bakan, Polanski'nin serbest bırakılmasında dışardan hiçbir baskının olmadığına da dikkat çekerek “Bu kesinlikle bizim özgür kararımız. Bu konuda kimseyle bir görüşmemeiz olmadı, ne Fransızlarla ne Polonyalılarla. Üstelik Fransız ve Polonya Adalet Bakanı'nın sık sık görüşmeme rağmen... ABD'nin de üzerimizde bir baskısı olmadı. Hatta ABD'nin İsviçre Büyükelçisi de karara saygı duyduklarını açıkça dile getirdi“ dedi.

ABD'den ilk tepkiler

ABD'den gelen açıklamalar ise farklı. Kaliforniya'daki yetkili savcı Steve Cooley, talep edilen her türlü belge ve tutanağı İsviçre makamlarına gönderdiklerini belirtti ve İsviçre'nin bu kararını 'büyük hayal kırıklığıyla' karşıladığını söyledi. Washington adli mercileri de kararı 'haksızlık' olarak niteledi.

© Deutsche Welle Türkçe

Pascal Lechler / Çeviren: Başak Demir

Editör: Murat Çelikkafa