1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

ABD, İran için beklemede

3 Ağustos 2005

Washington yönetimi, İran-AB arasındaki nükleer gerginlikte sessiz kalmayı tercih ediyor. ABD’nin tutumunda, Tahran’ın atom bombası üretim çalışmasının 10 yıl alabileceğine dair istihbarat raporu da etkili oluyor.

https://p.dw.com/p/Aaet
İran'ın İsfahan tesisinde uranyum zenginleştirilebiliyor
İran'ın İsfahan tesisinde uranyum zenginleştirilebiliyorFotoğraf: AP

İran’ın nükleer kapasite geliştirme programıyla ilgili olarak Tahran yönetimi ile AB arasında patlak veren gerginlikte şimdilik ABD’nin sesi çıkmıyor. Ama nükleer anlaşmazlığın doruğa çıktığı Salı günü, Vaşington’un dışarıya sızdırmak istemediği bir haber bütün dünyaya yayıldı. Vaşington kaynaklı haberlere göre, Amerikan istihbaratı, İran’ın atom bombası geliştirmesinin yıllar alacağını öğrenmişti.

Bomba için 10 yıla ihtiyaç var

Amerikan Milli Güvenlik Kurulu ocak ayında, İran kaynaklı nükleer tehlikenin boyutlarının araştırılması için direktif vermişti. Vaşington yönetimi son kez 2001 yılında böyle bir araştırma yaptırmıştı. Güvenilir kaynaklara uzanan Amerikan istihbaratının bölgeden gönderdiği rapor, dışardan yardım almadan atom bombası geliştirebilmesi için İran’ın en az on yıla ihtiyacı olduğunu gösteriyor. Washington Post gazetesinin istihbarat birimlerine atfen yayınladığı haber böyle. Ama Beyaz Saray susmayı tercih ediyor.

Süper gücün yönetim zirvesi tatilde. Başkan Bush Texas’taki çiftliğinin yolunu tutarken Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice da İran ile ilgili açıklamayı sözcüsüne yaptırdı. Vaşington yönetimi bu tavrıyla, AB’nin başarılı olup olmayacağını bekleyip görmek istediği mesajını veriyor.

Washington’un çekincesi

Amerikan hükümet sözcüsü, İran anlaşmaları bozup uranyum zenginleştirme programını yeniden başlattığı takdirde atılacak adımların AB ülkeleri ile koordine edileceğini söylemişti. Beyaz Saray sözcüsü temkinli sözleriyle İran konusunda daha fazla açılmak istemediğini gösteriyordu. Bu da topun, şimdilik Vaşington’un çizgisinde kalan AB’ne atılması anlamına geliyor. Vaşington AB üçlüsü tarafından başlatılan girişimin başarısızlığa uğradığını açıklamaktan şimdilik çekiniyor.

Amerikan Dışişleri Bakan yardımcısı Robert Zoellick de Pekin’de yaptığı açıklamada, sonunda sağduyunun galebe çalacağı ümidinde olduğunu söyledi. Zoellick, “Birçok devlet aynı tutumu paylaşıyor. İran’ın bunu ciddiye alıp aceleci davranmamasını umarız” dedi.

Geçmişte Amerikalılar, AB’nin İran ile nükleer anlaşmazlığı giderme girişimlerini tebessümle karşılarlardı. Almanya, Fransa ve İngiltere’den oluşan AB üçlüsünün İran ile anlaşmazlığa düşmesi, öncelikle Irak savaşıyla ilgili anlaşmazlık döneminde ABD açısından çok bilinmeyenli bir denkleme benziyordu. Daha sonra Vaşington AB’nin görüşünü paylaşır gibi göründü. Şimdi de,’bırakalım AB Tahran yönetimi ile pazarlığı sürdürsün. Başaramazlarsa biz devreye gireriz’ politikası uyguluyor.

Yaptırımlara giden yol

Fransızlar gibi Bush yönetimi de ‘İran yola gelmezse, anlaşmazlığı BM Güvenlik Konseyi’ne havale ederiz’ diyor. Bu da, Beyaz Saray sözcüsü Scott McClellan’ın dediği gibi yaptırımlara götüren yoldaki ilk adım olacak. McClellan, “Sözlerini tutmadıkları takdirde Güvenlik Konseyi’nin devreye gireceğini onlara defalarca söyledik” diye konuşuyor.

Beyaz Saray sözcüsü, Amerikan istihbarat servisinin, ‘İran’ın atom bombasına daha on yıl var’ şeklindeki tahminleriyle ilgili olarak ise herhangi bir açıklama yapmadı. Amerikan yönetimi şimdiye kadar İran’ın beş yıl zarfında atom bombasına sahip olacağını tahmin etmekteydi. Ama bütün bu tahminlerin doğruluk derecesini kestirmek zor. Amerikan yönetimi 1995’ten beri her yıl, beş yıl sonra İran’ın nükleer güçler arasına katılacağını öne sürüyor.