1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

ABD, insan haklarından kendini muaf tuttu

Cem Sey / Washington9 Mart 2006

Washington yönetimi, 2005 İnsan Hakları Raporu’nu açıkladı. Raporda, Birleşmiş Milletler üyesi her ülkenin insan hakları performansı değerlendiriliyor. Ancak raporda ABD’nin insan hakları performansı hakkında herhangi bir kayıt yok. Washington’dan Cem Sey’in haberi...

https://p.dw.com/p/AaA8
ABD, son günlerde Guantanoma nedeniyle sert eleştirilere maruz kalmıştı
ABD, son günlerde Guantanoma nedeniyle sert eleştirilere maruz kalmıştıFotoğraf: AP

ABD Dışişleri Bakanlığı’nın 2005 yılı İnsan Hakları Raporu’nda, BM üyesi ülkelerde insan haklarının durumu değerlendirildi. Washington’un yıllık İnsan Hakları Raporu’nu kamuoyuna Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice tanıttı. Rice, “Kongre’nin görevlendirmesiyle yayınlanan bu yıllık raporlar, Başkan Bush’un ‘insan onurunun pazarlık edilemeyecek gereği’ olarak tanımladığı ilerlemelere, Amerika’nın süren taahhüdünü gösteriyor. Bizim insan hakları ve demokrasiye desteğimiz, Amerika’nın en değerli ilkeleriyle uyum içindedir ve dünyada kalıcı barışın temelinin atılmasına yardımcı olmaktadır“ diye konuştu.

Fakat İnsan Hakları Raporu bu yıl kuşkuyla izleniyor. Bir yandan son yıllarda Irak’ta Ebu Gureyb hapishanesinde ya da Guantanamo kampında yaşananlar, diğer yandan da Amerikan gizli servislerinin çeşitli ülkelerinde kurduğu öne sürülen gizli cezaevleri ya da adam kaçırma operasyonları, Beyaz Saray’ın insan hakları konusundaki inandırıcılığına darbe indirmiş durumda.

„Başka ülkeler yapsın“

ABD’nin demokrasi ve insan haklarından sorumlu Dışişleri Bakan Yardımcısı Barry Lowenkron, ülkesinin hata yapmadığını söylemeyeceğini belirttikten sonra, bu soruların her yerde karşısına çıktığını anlattı. Lowenkron sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bana Vietnam’da Ebu Gureyb’i sordular. Bu konuda ne denebilir? Başkan’ın söylediği ve hepimizin kabul ettiği nedir? Bu kınanmalıdır, affedilmez ve savunulamaz. Fakat sonuçta ben, demokrasinin desteklenmesi için bu tür insan hakları diyaloglarının, sonuca yönelik diyaloğun devam etmesinin önemli olduğunu hissediyorum. Neden? Çünkü ben, hala bize güvenen insanlar olduğunu düşünüyorum.“

Fakat dün yayınlanan raporda ABD’nin insan hakları performansı hakkında herhangi bir kayıt yok. Lowenkorn, bunu Washington’un yapamayacağını savunarak „Tüm ülkeleri bunu yapmaya davet ediyorum. Kendi hakkımızdaki raporu kendimizin hazırlamasını mı bekliyorsunuz? Eğer istiyorlarsa başka ülkelerin oturup, ABD hakkında bir rapor yazması daha doğru olmaz mı?“ şeklinde konuştu.

İnsan hakları bağlamında özellikle hangi ülkeleri eleştireceği sorulduğunda Barry Lowenstein’ın verdiği yanıt, raporun bir dış politika aracı olduğunu ortaya koyuyor. „İran ve Suriye“ diyor Lowenstein.

Raporun Türkiye bölümü

ABD’nin yer almadığı raporun Türkiye’yle ilgili bölümünde, Türk hükümetinin genel olarak insan haklarına saygılı olduğunu ve sivil görevlilerin güvenlik kuvvetlerini etkili şekilde denetlediğini belirtiyor. Birçok alanda insan haklarında ilerleme sağlandığı da kaydediliyor. Fakat rapor, buna rağmen bazı ciddi sorunların devam ettiğini öne sürüyor.

Bunlar arasında işkence, dayak, yargısız infaz, keyfi gözaltı ve aşırı uzun yargı süreçlerinin yanısıra ifade, basın, gösteri ve örgütlenme özgürlüklerinde kısıtlamalar sayılıyor. Rapora göre, bu alanlarda Türk mahkemeleri soruşturma açıyor, fakat bir cezayla sonuçlanan soruşturmaların sayısı hala çok az.

Amerikan Dışişleri Bakanlığı’nın raporunda PKK’dan ‘terör örgütü’ şeklinde söz edilirken, özellikle Kürtçe yayın hakkıyla, Kürt ve Ermeni sorunu konularında yaşanan rahatsızlıklara ağırlıklı yer verildiği göze çarpıyor. İbadet özgürlüğündeki sorunlar da ağırlık verilen konular arasında.