1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

ABD, Avrupa Birliği'ni misafir ediyor

28 Kasım 2011

AB'den üst düzey yetkililerin Başkan Obama ile biraraya geleceği AB-ABD zirvesine malî kriz damgasını vuracak. Diğer yandan değişen koşullar ikili ilişkilerin geleceği ile ilgili soruları beraberinde getiriyor.

https://p.dw.com/p/13IIc
Fotoğraf: picture-alliance/dpa

Atlas Okyanusu'nun (Atlantik) iki yakası arasındaki ilişkiler, dünyada değişen koşullar nedeniyle zorlu bir sınavdan geçiyor. İşte böyle bir dönemde AB'nin üst düzey yetkilileri Washington'da Amerikalı partnerleriyle bir araya geliyor.

ABD Başkanı Barack Obama bugün Washington’da AB Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso, AB Dış Politika Yüksek Temsilcisi Catherine Ashton ve AB Konseyi Başkanı Herman van Rompuy ile bir araya geliyor.

Transatlantik ilişkiler ve diyalogda devamlılığı sağlamak amacıyla her yıl düzenlenen zirvede en önemli gündem maddesi malî ve ekonomik kriz olacak. İstihdam yaratmak ve ekonomik büyümeyi canlandırmak için iki taraf arasında ekonomik ilişkileri daha da iyileştirme yolları aramak üzere bir çalışma grubu oluşturulması planlanıyor. Bu çalışma grubundan çıkacak sonuçlar, 2012 yılındaki AB-ABD zirvesinde masaya yatırılacak.

Ekonomik ilişkiler gücünü koruyor

Atlantik’in iki yakası arasında şu anki ticarî ilişki ve yatırım hacminin dünyada örneği bulunmuyor. İki taraf arasındaki ekonomik ilişkiler, küresel GSYİH’nın yüzde 49’unu ve dünya ticaretinin üçte birini oluşturuyor. Her gün Atlas Okyanusu'nun iki yakası arasında 1 milyar 800 milyon euroluk mal ve hizmet akışı yaşanıyor, bu akış 15 milyon kişiye istihdam sağlıyor. Ekonomik ilişkiler, Salı günü toplanacak Ekonomi Konseyi'nde ayrıntılı olarak ele alınacak.

Zirvede ekonomik ilişkilerin yanı sıra Arap dünyasındaki gelişmeler, Ortadoğu barış süreci, İran'ın nükleer programı, gerçek yaşam ve sanal ortamda uluslararası terörizm tehdidi, enerji güvenliği ve iklim değişimi de masaya yatırılacak konular arasında.


ABD Avrupa'ya sırtını mı dönüyor?

Daniel Hamilton
Daniel HamiltonFotoğraf: Johns Hopkins University/SAIS

ABD'nin giderek Asya'ya daha fazla yönelmesi Avrupalıları endişelendiriyor. ABD Başkanı Obama, on günlük Asya gezisinde Pasifik (Büyük Okyanus) yüzyılının başladığını belirtmişti. Washington merkezli Paul H.Nitze Uluslararası İleri Araştırmalar Okulu, Transatlantik İlişkiler Merkezi Yöneticisi Daniel Hamilton, Avrupalıların gereksiz yere endişe ettiğini belirtiyor ve geniş kapsamlı ekonomik ilişkilerin, iki tarafın ne kadar sıkı bir şekilde birbirine bağlı olduğunu gösterdiğini kaydediyor.

Dört senaryo

Daniel Hamilton'ın da katkıda bulunduğu, Alman Heinrich Böll Vakfı'nın “Transatlantik 2020-Dört gelecek senaryosunun hikayesi” başlıklı araştırmasında, transatlantik ilişkiler için öngörülen dört olasılık şöyle: Afrika ve Latin Amerika'yı da içine alan genişletilmiş, etkin bir ‘Atlantik Şebekesi' oluşturulması; nüfuzunu kaybeden giderek dışlanan bir Amerika; geride kalan bir Avrupa ve son senaryo olarak Avrupa ve Amerika'nın malî sorunlar ve yaşlı nüfus nedeniyle kalkınmanın eşiğindeki ülkelerin gerisine düşmesi.

Hamilton, siyasî olarak transatlantik ittifakının geçmişteki gibi olmadığını belirtiyor ve ekliyor: Ama bunu olumlu bir gelişme olarak görmek gerek. Çünkü Avrupa'nın istikrarı da 20'nci yüzyıldaki gibi değil. Avrupa'nın dünyadaki en tehlikeli bölge olduğu günler Amerikalılar için başlıca sorundu. Şimdi ise Amerikalılar için önemli olan, iklim koruma, Afganistan, Arap dünyasında karşılaşılan sorunlar gibi konularda Avrupalıların birlikte hareket edip etmeyeceği. Ve aynı şekilde Amerikalıların kendi bakış açılarından zor ya da rahatsız edici konularda da ortaklarıyla işbirliğine hazır olup olmadığı.

İlişkiler hala güçlü mü?

Hamilton özellikle de iki tarafta da siyasî bir kriz haline gelen zorlu ekonomik koşullarla nasıl başa çıkılacağının büyük önem taşıdığını vurguluyor ve ekliyor: Biz kendi aramızda fikir birliğine sahip olduğumuzda, hangi hedef olursa olsun ona ulaşmada neredeyse her zaman genişletilmiş küresel bir koalisyonun çekirdeğini oluşturabiliyoruz. Ama fikir birliği olmadığında bu görevi üstlenebilecek bir koalisyon çıkmıyor.


Küresel güç dengelerinde kayma

Stephen F. Szabo
Stephen F. SzaboFotoğraf: Ashley Vonclausburg/German Marshall Fund

Washington merkezli Transatlantik Akademi'nin Yöneticisi Stephen Szabo ise ikili ilişkilerin geleceği konusunda daha kötümser. Avrupa'nın kararlı adımlar atmasını istediklerini, ancak bu konudaki şüphenin arttığını belirten Szabo, “Son 1-2 yıldır Avrupa'da yaşananlar ışığında Amerikalılar, AB'nin, Avrupa'nın sesi olduğu inancını yitiriyor” diye konuşuyor. Szabo, Avrupa'nın asıl iktidar merkezinin şu an Berlin olduğu görüşünün Washington'da yaygınlaştığını ve Avrupa'nın partnerden ziyade bir problem olarak görüldüğünü belirtiyor.

Transatlantik Akademi'nin Yöneticisi Stephen Szabo, Batı'nın nüfuzunun gerilediği ve Pasifik ülkeleri gibi kalkınan ülkelerin etkinliğinin arttığı bir dönüm noktası yaşandığını belirterek, dünyada güç dengelerinin temelden değiştiği bir döneme işaret ediyor. ABD'deki siyasî kutuplaşma ve Avrupa'nın siyasî tıkanmışlığı karşısında önemli kararların birlikte alınabilmesi şansının da azaldığına dikkat çeken Szabo, “Kendi kaderimiz üzerindeki kontrolü kaybediyoruz” diye konuşuyor. Szabo'nun gelecekle ilgili öngörüsü ise dünyada artık dominant küresel bir gücün olmayacağı ve bu durumun uluslararası sorunların çözümünü daha da zorlaştıracağı yönünde.

© Deutsche Welle Türkçe

Christina Bergmann/Washington

Çeviri: Beklan Kulaksızoğlu

Editör: Ahmet Günaltay