Abbas Washington'da ödüllendirildi

2000 yılındaki Ortdadoğu barış görüşmelerinin hezimetle sonuçlanmasının ardından, ilk defa bir Filistin lideri, bir ABD Başkanı tarafından Beyaz Saray’a kabul edildi. Bu buluşma, Yaser Arafat’ın bu yılın başında ölümü ve Mahmud Abbas’ın Arafat’ın halefi seçilmesiyle gerçekleşebildi.

Göreve gelmesinden bu yana Abbas, birçok başarılı işe imza attı. Yolsuzluklarla çalkalanan otonom yönetimi içeriden reforme etmeye başladı. Kabinedeki kilit görevlere, işinin ehli ve güvenilir isimler getirdi. Ve en önemlisi, Filistinli radikalleri, geçici de olsa ateşkese zorladı; ki bu İsrail ile görüşmelerin yeniden başlatılabilmesi için şarttı.

Böyle bir adam güveni hak ediyor. Abbas’a başta temkinli yaklaşan Başkan Bush da Filistin liderine artık destek vermeye niyetli görünüyor. Gerçi Bush’un Abbas’a vaat ettiği 50 milyon dolarlık yardım, Gazze Şeridi’ndeki fakirlik ve sefalet gözönünde bulundurulduğunda devede kulak kalıyor, ama Bush hükümetinin ilk defa Filistinliler’i doğrudan parasal olarak desteklemesi açısından önem taşıyor.

Bu destek, Mahmud Abbas’ın kendi halkının gözünde de yücelmesine yol açacaktır. Abbas, bağımsız Filistin devleti rüyasının gerçekleşmesi ve uluslararası kamuoyunun yardımıyla Filistin halkının yaşam standardının yükseltilmesi için en iyi şans.

Fakat zaman kısıtılı! Önümüzdeki parlamento seçimlerinde, Abbas’ın Fetih hareketi, tekrar güç kazanan ve yeniden silaha sarılması an meselesi olan Hamas’la karşı karşıya kalacak. Yine bu arada İsrail, Batı Ürdün’e geçişi engelleyerek, nihai bölgesel çözümü olanaksız kılacak ve düzeltilmesi zor yanlışlar yapmayı sürdürüyor. İsrail’le müzakereler bir an önce, en geç İsrail’in Gazze’den çekilmesinden sonra başlamazsa, Filistinliler’in Abbas’a duydukları güven azalacak.

Evet, Ortadoğu barış süreci, uzun soluklu tarihsel bir girişim. Ama şimdi harekete geçmenin tam zamanı! Eğer taraflar tereddüt ederlerse, bunun faturasını ağır şekilde ödeyebilirler. Bu nedenle, Başkan Bush’un, en iyi diplomatlarından biri olan Condoleezza Rice’ı, Gazze’den çekilme hazırlıklarına katkıda bulunmak üzere İsrail’e göndermesi olumlu bir gelişme. Ancak tarihsel sorumluluk sadece ABD’ye ait değil!

İsrailliler’in ve Filistinliler’in barış niyetleri olmaksızın, hiçbir girişim sonuç vermeyecektir. Ayrıca Arap komşular da, özellikle maddi yardım konularında üstlerine düşen vazifeleri layıkıyla yerine getirmeliler. İsrail’e baskı yapmaksa başta ABD’nin görevi. Çünkü Filistin ve İsrail adil bir şekilde dengelenmezse, Başkan Bush’un Büyük Ortadoğu Projesi de suya düşmeye mahkumdur!”