AB tarım politikasını tartışıyor

"Sorunlar ne radikal bir liberalizm, ne de ulusal pazarların kapılarını dışarıdan tarım ürünlerine kapamak ile çözülebilir" Bu sözler, AB Tarım Bakanları Konseyi başkanı Fransa Ziraat Bakanı Michel Barnier'ye ait. Barnier, gıda fiyatlarının ancak üretim yaygınlaştırıldığı takdirde düşeceğini savundu. BM Gıda ve Tarım Örgütü Başkanı Jacques Diouf ise, bu amaçla kuzeydeki zengin tarım ülkeleri ile güneydeki yoksul ülkelerin acilen yeni ortaklıklar oluşturması gerektiği kanısındaydı.

AB'nin tarım politikası diğer kıtalara örnek olabilir

Fransız bakan Barnier, AB'nin entegre tarım politikası ile Afrika, Asya veya Güney Amerika için iyi bir örnek teşkil ettiğini belirtti. “Avrupa'yı beslemek için ortak bir tarım politikası oluşturduk" diyen Barnier, bu sistemin işbirliği ve güvenilirlik temelleri üzerine kurulu olduğunu ve benzeri sistemlerin, diğer kıtalarda da oluşturulabileceğini söyledi.

Kalkınmakta olan ülkelerin hükümetlerinden, çiftçilerine daha fazla destek olmalarını isteyen AB Komisyonu'nun kalkınma yardımından sorumlu üyesi Louis Michel, çiftçilerin daha iyi ulaşım imkanlarına ve depo kapasitesine ihtiyaçları olduğuna dikkat çekti. Komisyonun tarımdan sorumlu üyesi Mariann Fischer-Boel kalkınmakta olan ülkelerdeki çiftçiler için yeni bir yardım paketi hazırlandığını duyurdu. Para yardımı yaparak, çiftçilerin tohumluk ve gübre satın almalarına destek olacaklarını belirten Fischer-Boel, böylelikle, insanların ailelerini doyurabileceklerini ve kendilerini herhangi bir geleceğin beklemediği şehirlere göç etmek zorunda kalmayacaklarını söyledi.

Açlıkla mücadele her ülkeye farklı çözüm

AB'nin tahminlerine göre 860 milyon insan ciddi açlıkla yüzyüze. Gıda ve tahıl fiyatlarında geçen yıl kaydedilen rekor artış nedeniyle, açlıkla mücadele edenlerin sayısı 50 milyon artmış. AB Komisyonu'nun Kalkınma Yardımı Komiseri Louis Michel, gıda yardımı yapılması için yeni bir uluslararası fon kurulması yönünde Fransa'dan gelen öneriye karşı çıktı. BM Gıda ve Tarım Örgütü'nün gerekli yapıya sahip olduğuna dikkat çeken Michel, önemli olanın tohumlukların daha iyi dağıtımı ve su şebekelerinin kalitesi olduğunu vurguladı. Kalkınmakta olan her ülkenin şartlarının farklı olduğuna dikkat çeken Michel, bu nedenle her ülke için de ayrı çözümlerin üretilmesi gerektiğini kaydetti.

AB: Çiftçilere verilen sübvansiyonlar gıda krizinde rol oynamıyor

AB Tarım Komiseri Fischer-Boel ise, birliğin kendi çiftçilerine sağladığı sübvansiyonlarla, kalkınmakta olan ülkelerdeki gıda krizinde suç payının olduğu yönündeki iddiaları reddetti. AB'nin kalkınmakta olan en yoksul 49 ülkeden tarım ürünlerinin ithalatına ne bir gümrük, ne de kota uyguladığını söyleyen komiser, ayrıca Afrika, Karayipler ve Pasifik'ten 30 ek ülke ile de serbest ticaret anlaşmalarının olduğunu hatırlattı.

Asıl sorunun, kalkınmakta olan ülkelerdeki düşük üretim olduğunu belirten Fischer-Boel, AB'den ithalat yapmadıkları takdirde birçok ülkenin ihtiyaçlarını karşılayamayacağını kaydetti.

Biyoyakıt konusunda ciddi uyarılar var

BM Gıda ve Tarım Örgütü Başkanı Jacques Diouf, gıda fiyatlarındaki artışı, ileri sanayi toplumlarına geçiş aşamasındaki ülkelerden talebin artışına, hasatta yaşanan sorunlara, kötü hava koşullarına ve birçok kırsal alanın biyoyakıt üretiminde kullanılan bitkilere ayrılmasına bağladı. BM Acil Yardım Koordinatörü John Holmes ise, biyoyakıtın toplam tüketimdeki payını yüzde 10'a çıkarmayı planlayan ülkelere çağrı yaparak, bu planları tekrar gözden geçirmelerini talep etti. Brüksel'deki "Dünyayı kim besliyor?" başlıklı konferansa katılan sivil toplum örgütlerinin temsilcileri de, Brezilya ve Endonezya'daki yağmur ormanlarının kesilerek yerine biyoyakıt üretiminde kullanılan bitkilerin ekilmesini eleştirdi.