1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

AB liderleri Lizbon Antlaşması için çözüm buldu

Christoph Hasselbach / Deutsche Welle12 Aralık 2008

AB devlet ve hükümet başkanları, Lizbon Antlaşması’na hayır diyen İrlanda’yı yeni bir referandum için ikna yolunu buldu. Brüksel, antlaşmayı 2009’da yeniden halk oyuna sunmaya razı olan Dublin’e bir dizi ödün veriyor.

https://p.dw.com/p/GE5j
Fotoğraf: AP

AB devlet ve hükümet başkanlarının Brüksel’de başlayan Zirve Toplantısı devam ediyor. Üye ülkeler iklimin korunması ve ekonomik teşvik paketi gibi konularda zorlanırken, sorunlu Lizbon Reform Antlaşması’nda uzlaşmanın ilk adımını attılar. Bu uzlaşma, İrlanda’nın 2009 yılında ikinci kez halkoylamasına gitmesini, bunun karşılığında AB içerisinde “bakanlık” konumundaki temsilciliğini de kaybetmemesini öngörüyor. Zirveyi, Deutsche Welle Brüksel Bürosu’ndan Christoph Hasselbach izliyor.


Dublin’e verilen tavizler

Lizbon Antlaşması’nın hayata geçirilmesi konusunda ileri bir adım atılmış gibi görünüyor. Varılan uzlaşmaya göre, ilk halkoylamasında Lizbon Antlaşması’na “hayır” diyen İrlanda, 2009’da ikinci kez referanduma gitmeye rıza gösterdi.

Ancak bunun karşılığında İrlanda, taraf olmama ilkesine saygı gösterilmesini, ülkedeki kürtaj hakkının korunmasını ve Komisyon içerisindeki komiserliğinin, yani bir anlamda bakanlığının muhafaza edilmesini istiyor. Oysa ki Lizbon Antlaşması uyarınca Komisyon’un önemli ölçüde küçültülmesi gündemde bulunmaktaydı.

Avrupa Parlamentosu Başkanı Hans-Gert Pöttering’un söylediklerine bakılırsa, İrlanda’nın bu hedeflerini yerine getirmede oldukça fazla şansı var: “Eğer İrlanda’nın bir komiserlik kazanmaması bir engel oluşturuyor idiyse ve biz İrlanda’nın bu komiserliği almasıyla bir engeli ortadan kaldırabiliyorsak, o zaman bu hedef uğruna böyle bir taviz verebiliriz.”


Merkel: Avrupalılar arasında çelişki yok

Asıl daha büyük sorunu ise ekonomik teşvik programı oluşturuyor. Bu konuda bir yanda Almanya, diğer yanda AB Komisyonu, İngiltere ve Fransa arasında görüş ayrılığı belirmişti. Almanya’nın katkısının arzu edilenden az olduğu ileri sürülüyordu. Ancak Almanya Başbakanı Angela Merkel, Avrupalılar arasında çelişki olduğu yönündeki haberlere ilgi göstermiyor: “Biz temelde Avrupa Komisyonu’nun öne sürdüğü ilkeyi, yani her üye ülkenin yurtiçi gayri safi milli hasılasının yaklaşık yüzde 1,5’unu katkı olarak vermesi önerisini destekliyoruz. Ve Almanya sürekli olarak bundan sonra başka neler yapılabileceğine bakacak, özellikle Ocak ayından itibaren göreve yeni başlayacak olan Amerikan Başkanı’nın yeniden ne gibi önlemler alacağını izleyecektir.”

Siyasi gözlemciler, Merkel’ın Almanya’nın katkı payını biraz daha artırabileceğini en azından ima etmesinin diğer üyeleri biraz ferahlatmış olduğuna dikkat çekiyorlar.


İklim konusu

Zirve’nin diğer çetin konusu ise iklim paketi… . Dönem Başkanlığı Aralık ayı sonunda tamamlanacak olan Fransa Cumhurbaşkanı Nikolas Sarkozy, Avrupa’nın bu konuda birlik ve beraberlik içinde olmadığı izlenimi vermemesi gerektiğini vurguluyor. Birlik ve beraberlik sergilenmesi istenen iklim pakatenin, “3 çarpı 20” diye anılan sloganı var.Bunlar, enerji sarfiyatının yüzde 20, sera gazı etkisi yapan zararlı salınımların yüzde 20 azaltılması ve rüzgar, güneş gibi yenilenebilir enerji kaynaklarının her üye ülkede yüzde 20 civarında olması hedefleri… . Kimsenin bu hedeflere itirazı yok. Ancak Başbakan Merkel, Almanya’nın özel durumunu şöyle izah ediyor: “Biz tabii ki iklimi korurken, çevre dostu işletmelerdeki işyerleri konusunu da gözardı edemeyiz. İkisini eşit düzeyde yürütmeliyiz. Ancak, iklimi koruma hedeflerine de -her hal ve şartta- gerçekten ulaşmamız için gayret göstermemiz şart.”

Ancak Almanya ve Polonya gibi kömür enerjisini yoğun kullanan ülkelerin Zirve’den taviz koparacakları ve istisnai düzenlemeler sağlayacakları da bekleniyor. Çevre kuruluşları ise bu durumu, hedeflerin sulandırılması olarak değerlendiriyorlar.