1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

AB dışişleri bakanları Sudan'ı görüştü

Bernd Riegert/Brüksel27 Temmuz 2004

Avrupa Birliği Dışişleri Bakanları dün Sudan’ın kriz bölgesi Darfur’daki durumu ele aldı. Toplantıda yapılan tüm uyarılara rağmen Sudanlı mültecilerin durumunda iyileşme gözlenmediği belirtildi.

https://p.dw.com/p/AbCA

Geçtiğimiz hafta sonu buluştuklarında Sudan Dışişleri Bakanı Mustafa Osman İsmail, Avrupa Birliği Dışişleri Bakanları Konseyi Başkanı olan Hollanda Dışişleri Bakanı Bernard Bot’a, hükümetinin, Darfur Bölgesi’nde korku salan milisleri durdurmak için elinden geleni yaptığını söylemişti. Fakat İsmail, Hartum’daki merkezi hükümetin daha fazla zamana ihtiyacı olduğunu, Birleşmiş Milletler’le 90 günlük bir süre üzerinde anlaşıldığını ve bunun daha sadece üç haftasının geçtiğini savunmuştu. Şimdi 24 saat süreyle 24 Avrupalı meslekdaşının görüşlerini alan Bernard Bot, katı tavrını sürdürdü:

”Verilen tüm sözlere rağmen hiçbir ilerleme olmamasından dolayı Konsey’in endişeleri sürüyor. İnsan haklarının yoğun şekilde zedelendiği yolunda raporlar alıyoruz. Genel güvenlik durumunda bir değişiklik olmadığını ve bunun kabul edilemeyeceğini görüyoruz.”

30 ile 50 bir arasında insan öldürüldü

Birleşmiş Milletler’in değerlendirmelerine göre, Batı Sudan’daki Darfur Bölgesi’nde 30 binle 50 bin arasında insan, hükümet yanlısı milisler tarafından öldürüldü. Yaklaşık 1 milyon kişiyse kaçıyor. Avrupa Birliği dışişleri bakanları, somut yaptırım tehditlerinde bulunmak istemedi. Alman Dışişleri Bakanı Joschka Fischer, İngiltere’nin gündeme getirdiği, bölgeye asker gönderme önerisini tartışmadıklarını anlattı:

”Avrupa Birliği’nin görüşü, eğer Sudan hükümeti en kısa sürede yükümlülüklerini yerine getirmezse yaptırım uygulanması. Bu noktada büyük bir görüş birliği var.”

Ortak tavır alınması konusunda uzalışılamamıştı

Fischer, bu sürenin ne olacağına Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin karar vermesi gerektiğini de sözlerine ekledi. Birleşmiş Milletler’in en yüksek organında geçen hafta yapılan görüşmelerde, Genel Sekreter Kofi Annan’ın tüm çağrılarına rağmen, ortak bir pozisyon üzerinde anlaşılamamıştı. Avrupa Birliği’yse, Afrika Birliği’nin gözlemcilik görevlerine maddi destek vermeyi bir kere daha önerdi. Hollanda Dışişleri Bakanı Bernard Bot, Birlik’in, Darfur’daki mülteci kamplarında verilen insancıl yardım için 200 milyon euro ayırmış olduklarını bir kere daha vurguladı. Bot, durumda bir düzelme olmazsa, Avrupa Birliği’nin Eylül ayında olası yaptırımları tartışacağını açıkladı. Sudan Dışişleri Bakanı İsmail ise, Avrupa Birliği Dışişleri Bakanları Konseyi Başkanı’yla görüşmesinde, sadece Sudan hükümetine değil, Darfur’daki muhalif isyancılara da baskı uygulanmasını talep etti.

Ticaret bakanlarının buluşması

Avrupa Birliği Ticaret Bakanları da, Dünya Ticaret Örgütü’nün Cenevre’de başlayan görüşmeleri için ortak bir politika oluşturmak üzere Brüksel’de biraraya geldi. Alman Ekonomi Bakanı Wolfgang Clement, sübvansiyon ve ticari kısıtlamaların azaltılması için Dünya Ticaret Örgütü’nün sunduğu tasarının iyi bir temel olduğunu savunurken, Fransa yine kuşkularını vurguladı. Bu nedenle bakanlar sadece esnek bir metinde anlaşabildi. Clement, Avrupa Birliği içindeki anlaşmazlıklara rağmen, Cenevre toplantısının sonuçsuz kalmamasını istedi:

"Alman hükümetinin hedefi, pazarlıkların başarıyla sonuçlanması. Hedefimiz bu turda başarı elde edilmesi. Doha toplantısına da, bizim ve tüm Avrupa Birliği’nin, kalkınmakta olan ülkeler lehine, dünya çapında büyüme ve istihdam için ilerlemeler kaydedilmesi yolunda sözlerimiz damgasını vurmuştu.”

Fransa’nın isteği üzerine bakanlar bu hafta bir kez daha biraraya gelerek, Birlik’i görüşmelerde temsil eden Komiser Pascar Lamy’e verilecek somut talimatı hazırlayacak. Avrupa Birliği’nin Fransa’nın itirazlarına rağmen, tarım ürünlerinde ticaret sübvansiyonlarının adım adım bertaraf edilmesi önerisine sadık kalmasının, uluslararası alanda inandırıcılık bakımından çok önemli olduğuna dikkat çekti:

”Artık 25 üye ülke olduğunu hepimiz biliyoruz. Yani her zaman herkes tam anlamıyla tatmin olamaz. Avrupa Birliği Komiseri olarak bu duruma alışmak gerekli.”