Aşırı sağın önlemenez yükselişi
18 Eylül 2006Almanya’nın kuzey doğusunda yer alan Mecklenburg-Vorpommern’de Pazar günü yapılan eyalet seçimlerinde, aşırı sağcı Nasyonal Demokrat Parti (NDP), yüzde 5 barajını aşarak, meclise girmeyi başardı. Dört yıl önce yapılan seçimlere göre oylarını altı puan arttıran NDP bu kez oyların yüzde 7’sini aldı. Eyalette NDP’ye sempati duyanların sayısı giderek artıyor. “Bunda, aşırı sağcıların ayaklarında asker botları, 'yabancılar dışar' diye sloganlar attığı dönemlerin geride kalması önemli bir rol oynuyor. NDP üyesi genç politikacılar artık takım elbise giyiyor, insanların sorunlarıyla birebir ilgileniyor,“ diye anlatıyor siyaset uzmanı Toralf Staud ve Neonazilerin insanların güvenli, huzurlu bir ülke ve dünya özlemini başarıyla kullandığını belirtiyor.
Staud, aşırı sağcıların Almanya’nın kuzey doğusunda nasıl sağlam bir yer edindiklerini şöyle açıklıyor: “Nasyonal Demokrat Parti ve buna bağlı gruplar yıllardır bu bölgede güçlerini arttırabilmek için yoğun bir şekilde çalıştılar. Udo Voigt, NDP’nin genel başkanı seçildikten sonra ilk zaferini 1998 yılında Mecklenburg-Vorpommern’de elde etti. Seçim kampanyasında bilinçli bir şekilde gençleri hedef alan Voigt, yıllar sonra ilk kez yüzde 1’in üzerinde oy topladı. Partinin gelir kaynakları, Saksonya’ya aktarıldı ve böylelikle güçlenmeye başladılar.“
İşsizlik oy kazandırdı
NDP’nin seçim afişlerinde turistlere “hoşgeldiniz“ denirken, iltica etmek için hileye başvuranların ülkeyi terk etmesi isteniyor. İşsizliğin yoğun olduğu eyalette bu mesele ön plana çıkartılıyor. Mecklenburg-Vorpommern’in bazı bölgelerinde, sadece NDP afişlerinin asılmış olması, meydanın aşırı sağcılara kaldığı izlenimi yaratıyor. Bölge halkının NDP’nin seçim kampanyalarındaki alt metinleri okumadığına, okuyamadığına işaret eden aşırı sağcılık konusunda uzman Günther Hoffman, “NDP’nin seçim afişlerinde kullandığı sloganlar, partinin asıl hedefini göstermiyor. Parti, hür demokrat temellere dayalı devleti ortadan kaldırarak, Nasyonal sosyalist düşünce ile yeni bir devlet kurmak istiyor. Eminim ki, bu hemen gerçekleşmeyecek. Üstelik, aşırı sağcılar için bireyin hiçbir anlamı yok. Önemli olan, halk. Bu onların parti programlarında da yer alıyor. Halkın birliği içinde birey yok sayılıyor,“ diyor. Nitekim Alman Federal İstatistik Enstitüsü’nün verilerine göre, Doğu Almanya’da yaşayanların sadece yüzde 38’i demokrasiyi en iyi yönetim şekli olarak tanımlıyor.