1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Avrupa basınından özetler

31 Aralık 2012

Hindistan'da tecavüze uğrayan öğrencinin hayatını kaybetmesi ve Almanya'da Sosyal Demokrat Parti'nin başbakan adayı Peer Steinbrück'ün açıklamaları, basının yorum konularını oluşturuyor.

https://p.dw.com/p/17BUy
Fotoğraf: picture-alliance/dpa

Hindistan`da bir otobüste altı erkeğin tecavüzüne uğrayan ve cumartesi günü yaşamını yitiren üniversite ögrencisi için düzenlenen protesto gösterileri, gazetelerde geniş yer buluyor. Bielefeld`de yayımlanan Westfalen-Blatt'ın yorumu şöyle:

„Tüm Hindistan ayaklanmış durumda. Hindistan`da pek de istisna bir durum olmayan, genç üniversite öğrencisinin bir grubun tecavüzüne uğradıktan sonra hayatını kaybetmesi, insanları derinden sarstı. Yakında dünyanın en kalabalık nüfuslu ülkesi olacak Hindistan`da uzun süre, hem de çok uzun bir süre kadınlara uygulanan şiddet görmezden gelindi. Gelişmekte olan ülke ilk kez, insanlara geldikleri sosyal tabaka ya da cinsiyetlerine göre muamele edemeyeceğini ya da yargılayamacağını anladı. Umulur ki şu an yaşanan şaşkınlığın, gerçekten sonuçları olsun. Bunu önümüzdeki aylar gösterecek. Ağır cinsel suç isleyenlere ölüm cezasının uygulanması, bizim bakış açımıza göre çözüm değil. Hiç kimse birkaç idamla, köklü sorunları çözeceğine inanmamalı. Hindistan olayları görerek, müdahale etmeyi, medeni cesaret sergilemeyi ve caydırmayı öğrenmek zorunda. Gelişmiş bir toplum ancak bireylerin eşit muamele görmesiyle mümkün olur. Hindistan'ın bunu başarmak için atması gereken zorlu adımlar var."

Düsseldorf`da yayımlanan Rheinische Post'un aynı konuyla ilgili yorumu ise şöyle:

„Hint toplumunun geniş kesimleri, altı erkeğin tecavüzüne uğrayarak ağır yaralanan 23 yaşındaki kadının ölümünden derinden sarsıldı. Ülke ancak zihniyet değişikliği ile aşabileceği bir problemle karşı karşıya. Her dört tecavüz suçlusundan üçünün cezasız kaldığı bir ülkede, insanlık ve ahlakın koordinatları sapmış demektir. Kadınlara uygulanan şiddet toplum içinde normal karşılanır hale gelmiş. Kadının tecavüzcüsüyle evlendirilerek, ailenin namusunun temizleneceğine inanılması, açıkça yanlış yönlendirilmiş bir erkek toplumunun içinde bulunduğu büyük bir yanılgı. Kız çocuklarına daha az değer verilen, kızların kürtajla alındığı ülkede 1000 erkeğe 940 kadın düşüyor. Ancak istatikliklerin arkasında cinsi gerginlikler ve yaşanmamış istekler saklı. Son olayda suçlulara yönelik cezalar sert olacak. Bu, Hint yargısının bu suça duyarsız kalmadığı, işe el attığı yönünde dışarıya verdiği bir sinyal. Ancak bunu çok önceden yapması gerekiyordu. Sadece Hindistan`da değil, modern toplumlarda birçok insanın kafasında, kadınların rolü konusunda eksikler var.“

Almanya'da önümüzdeki yıl yapılacak genel seçimlerde Sosyal Demokrat Parti`nin başbakan adayı Peer Steinbrück'ün, `başbakanın maaşını az bulduğu' yönündeki açıklaması, Alman basınında geniş yankı buluyor. Stuttgarter Zeitung konuyu şöyle yorumluyor:

„Steinbrück`ün Başbakan`ın verdiği hizmet karşılığında az para kazandığı yönündeki tespiti, bir provakasyon. Yanlış olduğundan değil. Sonuç olarak Steinbrück`ten önce birçok kişi banka müdürlerinin başbakandan daha iyi kazandığını söyleyerek, yadsınamayacak ve tartışılmayacak dengesizliğe dikkat çekmeye çalıştı. Ancak bunu yapanlar başbakan adayı değildi. Bunu dile getiren Steinbrück, kendisine göre çok kötü kazanan ülkenin en üst düzey hükümet makamına gelmek istiyor. Bu açıklama özetlemek gerekirse, birilerinin gözü doymuyor izlenimi uyandırıyor. Küstahca ve densiz. Merkel`ın sergilediğinden çok farklı bir tavır. Bu mevki ve perspektif konusunda yeterince gelişmemiş algı ve eksik duyarlılık, Sosyal Demokrat Parti Başbakan adayını saldırılara açık hale getiriyor."

Südwest Presse'nin yorumunda ise şu satırları okuyoruz:

"SPD'nin başbakan adayı Peer Steinbrück Başbakan'ın maaşıyla ilgili açıklamasıyla ikinci kez hata yaptı. SPD'nin ve hedef kitlesinin, politikacıların ne kadar kazandığından daha başka problemleri var; sosyal adaletsizlik, yaşlılıkta yoksullukla mücadele ya da asgari ücretin uygulama alanlarının genişletilmesi gibi. Bu sorunlarla boğuşanlar beş rakamlı bir geliri ayda değil yılda bir kez elde etmekten uzaklar. Steinbrück çok düşüncesiz davranıyor. Amacı, dikkatleri milletvekilliğinin yanısıra elde ettiği yüksek gelirle ilgili sona ermemiş olan tartışmadan başka yöne kaydırmaksa, yine başarılı olamadı. Ne Angela Merkel, ne Gerhard Schröder, ne Helmut Kohl ne de Willy Brandt maaşı iyi olduğu için başbakan oldu. Devletlerin önde gelen politikacıları maaşı için değil, gücünden dolayı, kendi hedeflerini gerçekleştirmeye imkan verdiği için ve ne yapabildiklerini sergilemek için başbakan olurlar. Ve bir de- öyle olduğunu umuyoruz- ülkelerine ve vatandaşlarına karşı sorumluluk duydukları için. Hatta çoğu görevine kendini öyle kaptırır ki, ay sonunda banka hesabına ne kadar para geldiği umurunda bile olmaz. Bir de Steinbrück'ün başbakanın maaşını banka müdürlerininkiyle karşılaştırması aslında başbakanlık görevine nasıl baktığının da göstergesi. Başbakan olmaya soyunan bir kişi insanların günlük yaşamlarına ait endişelerini anlayacak hassasiyette olmalı, Steinbrück şimdiye kadar bunun farkında olduğunu hissettiremedi."

© Deutsche Welle Türkçe

Derleyen: Hülya Topçu

Editör: Beklan Kulaksızoğlu