Avrupa basınından özetler
31 Ekim 2012ABD, Sandy kasırgasının yaralarını sarmaya çalışırken, 6 Kasım’daki başkanlık seçimlerinin sonucunu kestirmek daha da güçleşti. Uzmanlar, kasırganın seçimlere katılım oranını ve sonuçları büyük ölçüde etkileyeceği konusunda hemfikir. İtalyan “La Repubblica” gazetesi, Amerikalıların çok net bir seçimle karşı karşıya olduğu değerlendirmesinde bulunuyor:
“Demokratların lideri Barack Obama, herkes için aynı kuralların geçerli olduğu bir sosyal sözleşmeye, bir vatandaşlık paktına inanıyor. Ancak 6 Kasım’da karşısında dimdik duracak olan Cumhuriyetçi rakibi Mitt Romney de cazibesini kanıtladı. Romney, herkesin kendi kişisel kazancı için çabalamakta özgür olduğu, devletin köstek olmayacağı bir Amerika istiyor.”
Avusturya'dan “Der Standard” gazetesi ise kasırgayla bir kez daha ortaya çıkan altyapı yetersizliğine değiniyor:
“Amerikan altyapısı, bu kadar yüksek teknolojili bir ülke için tehlikeli derecede kötü durumda. ABD’nin geniş kesimlerinde elektrik dağıtımını kesmek için Çinli süper bir bilgisayar korsanı olmaya gerek yok. Doğu kıyısında yedi milyon insanın günlerce elektrikten mahrum kalması için elektrik tellerinin üzerine devrilecek birkaç ağaç yeterli. Bu sadece Sandy gibi büyük bir kasırga için geçerli değil. Daha önce çok daha küçük fırtınalarda da alışıldık bir durum. Nedeni ise çok basit: Elektrik hatlarının yerin üstünden geçmesi. Telleri yerin altına almak için kimse (vergi) paralarına el sürmek istemiyor ve her büyük fırtınada ülke çapında acil durum ilan etme riskine girmeyi tercih ediyor.”
“Luxemburger Wort” gazetesi ise Yunanistan krizini ele alıyor ve ülkede yeniden yapılanmanın şart olduğu değerlendirmesinde bulunuyor:
“Yunanistan’ın sanıldığından çok daha kötü durumda olduğu üç yıl önce ortaya çıktığında, böyle olduğu gibi devam edilemeyeceği de anlaşıldı. Ülkenin yeni bir başlangıca ihtiyacı var. İktidardaki Yeni Demokrasi Partisi’nin koalisyon ortaklarının da bunu unutmaması gerek. İstihdam piyasasının esnekleştirilmesi ve özelleştirmeler hoşlarına gitmese de şimdiye kadar geçerli olan yapıların Yunanistan’ı uçuruma götürdüğü de bir gerçek. Şirketler, akraba ve yakınların kârlı ama gereksiz koltuklara oturtulması için suiistimal ediliyorsa, o zaman kısa ya da uzun vadede batmaya mahkûmdurlar. İşte bu nedenle, köklere inen bir değişim için özelleştirmeler kaçınılmaz. Aynısı, artık küflenmiş durumdaki iş hukukunun esnekleştirilmesi için de geçerli. Tüm sorunlara rağmen Yunanistan büyük bir ekonomik potansiyel taşıyor. Sadece gerçek anlamda 21’inci yüzyıla ulaşmak için taşların doğru oturtulması gerekiyor.”
İspanyol “El Pais” gazetesi ise Ukrayna'da geçtiğimiz pazar günü yapılan meclis seçimlerinin sonuçlarını değerlendiriyor:
“Ukrayna’da değişen hiçbir şey yok. İktidar partisinin seçim zaferi, otoriter Devlet Başkanı Viktor Yanukoviç’in gücünü pekiştirdi. Pek çok Ukraynalı, ülkelerinin AB’ye yakınlaşması hayalini kuruyor. Ancak devlet başkanları, Rusya lideri Vladimir Putin’in metotlarına hayran. Her ne kadar Putin’in piyonu haline gelmek istemese de. Yanukoviç, AB yanlısı bir söylem izliyor. Ama muhalefet lideri Yulya Timoşenko hapiste olduğu sürece, Kiev ile AB arasındaki ilişkilerde gerginliğin yatışması pek muhtemel değil. Eski başbakan Timoşenko’nun hapse atılması Ukrayna’yı Avrupa’dan dışladı.
© Deutsche Welle Türkçe
Derleyen: Beklan Kulaksızoğlu
Editör: Ahmet Günaltay