1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

30.12.2008 - Alman basınından özetler

Beklan Kulaksızoğlu30 Aralık 2008

Ortadoğu’da tırmanan gerilim bugünkü Alman basınında başlıca yorum konusunu oluşturuyor. Alman gazetelerinin irdelediği konular arasında ABD’nin yeni Başkanı Barack Obama’nın Ortadoğu politikaları da yer alıyor.

https://p.dw.com/p/GP6K

Süddeutsche Zeitung’un yorumunda şu satırları okuyoruz:

“Son Gazze savaşı eski gerçekleri bir kez daha gözler önüne serdi: Filistin sorunu çözülmeden Ortadoğu’ya sükunet gelmeyecek ve yozlaşmış Arap rejimleri güç kaybetmeye devam edecek. Ama İsrail barışa istekli değil. En azından BM koşullarına göre bir barış istemiyor. Filistinliler de aynı şekilde barışa hazır değil. Bu durumda, günler sonra Gazze’deki ölümlere diplomatik bir çözüm bulunacak, ancak sorunlar çözülmeyip, sadece üstü kapatılacak. Ki bu en iyi ihtimal. En kötü ihtimal ise çatışmanın Lübnan ya da İran’a sıçraması olur. Bombalar siyasi konseptlerin yerini tutamaz. Ancak şu an yaşanan tam da bu.”

Frankfurter Allgemeine Zeitung’un yorumu ise şöyle:

“Şu an umulabilecek en iyi şey, ateşkese geri dönülmesi olur. Ateşkes, İsrail topraklarına her türlü roket saldırısının sona erdirilmesini da içermek zorunda. Karşılığında İsrail de Gazze Şeridi’ndeki ablukayı kaldırmalı ya da en azından gevşetmeli ve radikalleşme sürecinin devamını engellemelidir. Ama bu noktada bir soru daha ortaya çıkıyor: Hamas’ın silahlanması abluka döneminde bile durdurulamazken, böyle bir durumda nasıl önlenebilecek? Filistin halkının yaşadığı acı büyük ve bunda İsrail’in de suçu var. Ama Gazze’deki Filistin halkını yönetenler de İsrail’e karşı savaşa kilitlenmiş durumda.”

Düsseldorf’ta yayımlanan Westdeutsche Zeitung ise her iki tarafın da haklı ve haksız yanları olduğuna dikkat çekiyor ve ekliyor:

“Biri benim evime roketlerle saldırsa, kendimi ve ailemi korurum. Biri beni kafese sokar ve tüm gelecek perspektifimi elimden alırsa? O zaman da kendimi korurum. Ama sonuçta şiddet, karşı şiddeti doğuruyor.”

Hamburg’da yayımlanan Financial Times Deutschland gazetesi ise İsrail iç politikasındaki duruma dikkat çekiyor:

“Çok kayıpların verildiği uzun süreli bir savaş İsrail’in işine gelmez. Seçimler öncesinde İsrail askerlerinin ölümü iktidardaki Kadima partisi için altından kalkamayacağı bir yük olur. İsrail yönetiminin, Hamas’ın yanaşacağı bir ateşkese hemen razı olacağı düşünülebilir. İsrail’in komşularının da çatışmaların sürmesi ya da yayılmasından hiçbir çıkarı yok. İsrail’in amacı, Hamas’a acı bir ders vermek, muhtemelen bir tampon bölge oluşturmak ve ardından geri çekilmek olacaktır. Son çatışmalar, Ortadoğu’daki temel güç dağılımında bir değişiklik yaratmadı.”

Badische Zeitung ise ABD’nin yeni seçilen Başkanı Barack Obama’nın Ortadoğu politikaları konusundaki olasılıklarını irdeliyor:

“Obama, göreve yeni başlamanın verdiği atılımı İran ile anlaşmaya varmak için kullanmayı başarırsa, İran’ın yardımı durdurması durumunda Hamas’a da darbe vurmuş olur. Bu, Ortadoğu’daki güç dengelerini değiştirecek, böylece en azından ateşkes şansı artacak, bu ateşkes ortamında İsrail ve Filistinliler’e barış için yeni bir müzakere zemini oluşacaktır. Obama’nın ekonomik krizin yol açtığı yük ve başarısızlık tehlikesinin büyüklüğü nedeniyle hiçbirşey yapmaması tehlikesi de var. Daha başlangıçta yenilgiye uğrama riskine kim girer ki? İsrail ve Filistinliler için, Obama’nın bu cesareti göstermesini umuyoruz.”

Köln’de yayımlanan Kölnische Rundschau gazetesi ise, Passau kenti emniyet müdürü Alois Mannichl’ın evinin önünde bıçaklı saldırıya uğramasıyla ilgili yürütülen soruşturmayı konu alıyor yorumunda.

“Şaşmamak mümkün değil. Dazlak ve dikkat çekici bir dövmesi olan bir adam üst düzey bir polis memurunu evinin önünde bıçaklıyor. Kurban, saldırganı tam olarak tarif edebiliyor. Bölge sakinlerinden gelen çok sayıda işarete, bölgedeki aşırı sağcı çevrenin çok da büyük olmamasına ve cömertçe donatılmış özel soruşturma komisyonuna rağmen failler ve yardımcıları kaçıp gidiyor ve hala elini kolunu sallayıp dolaşabiliyor. Amerikan filmlerinde FBI’dan birileri ortaya çıkar, soruşturmayı devralırdı. Bavyera’da ise eyalet emniyet teşkilatından uzmanların işbaşı yapması sözkonusu. Passau polisinin üzerindeki baskıyı azaltmak fena olmaz.”