30.03.2009 - Alman basınından özetler

Düsseldorf'da yayımlanan Handelsblatt gazetesi, perşembe günü Londra'da düzenlenecek G20 Zirvesi'ni değerlendiriyor. Gazete yorumunda, AB mali krize karşı yeterince harekete geçmemekle suçlanıyor:

"Almanlar çok uzun süre İngiliz ve Amerikalı müttefiklerini frene basmamak ve finans piyasalarındaki önemli aktör ve ürünleri yeterince kontrol etmemekle suçladılar. Londra'da yapılacak G20 Zirvesi'nde ise içeriği boş konjonktür balonlarının şişirileceği iddiasını dile getirdiler. Ancak zirve yaklaştıkça tablo değişiyor. İngilizler iki hafta önce finans piyasalarının daha sıkı denetlenmesini öngören bir planı ayrıntılı biçimde açıkladı. Amerikalılar da geçen hafta İngilizleri takip eden bir adım attı. AB ise şu dakikaya kadar, bir çalışma grubunun hazırladığı öneri dışında başka hiçbir adım atmış değil."

Münih'te yayımlanan Süddeutsche Zeitung ise yaklaşan G20 Zirvesi çerçevesinde ABD ile Avrupa arasındaki yakınlaşmayı analiz ediyor. Yorum şöyle:

"Avrupa kulislerinde atlantikaşırı ilişkilerde dönüm noktası yaşandığı için sevinç hakim. Irak'a savaş açan eski Başkan Bush'la yakınlaşmayı hiçbir AB hükümet ve devlet başkanı göze alamıyordu. İkinci başkanlık döneminde yüzünü Avrupa'ya dönmesine rağmen bu tablo değişmedi. Bush karşıtı Obama'nın kaderi ise tam tersi olacak: AB'ndeki neredeyse bütün devlet ve hükümet başkanları kendisini kucaklamak isteyecek. Ancak izleyeceği politikaya karşı dikkatli ve mesafeli olacaklar."

Frankfurter Allgemeine Zeitung gazetesi Türkiye'nin, Danimarka Başbakanı Anders Fogh Rasmussen'in NATO Genel Sekreterliği'ne aday olmasına karşı çıkmasını yorum sütunlarına taşıyor. Yorum şöyle:

"NATO içinde hakim olan parti havası, ABD Başkanı Barack Obama iş başına gelmesine rağmen Afganistan misyonunun başarısızlıkla sonuçlanabileceği düşüncesini akıllara getiriyor. NATO içinde uzun süredir devam eden, yükün nasıl dağıtılabileceği konusundaki tartışmalara şimdi de NATO Genel Sekreteri'nin halefiyle ilgili tartışmalar eklendi. Türkiye Hz. Muhammed karikatürüyle ilgili gerginlikte basın özgürlüğünü savunan Danimarka Başbakanı Rasmussen'in, NATO adaylığına karşı tepkisini dile getiren öfkeli Müslüman ülkelerin sözcüsü haline geldi. Türkiye'nin İslam dünyası ile harika bir köprü kurulmasına yardım edeceğini, AB'nin de bundan mahrum kalmaması gerektiğini söyleyen ve bu nedenle Türkiye'yi övüp buna inananlar, son gelişmelere kafa yormalı."

Oldenburg'da yayımlanan Nordwest-Zeitung, AB dışişleri bakanlarının haftasonunda Çek Cumhuriyeti'nin ev sahipliğinde yaptığı, genişleme ile ilgili tartışmaların yaşandığı toplantıyı ele alıyor. Gazete yorumunda AB'nin geleceğini şekillendirecek Lizbon Antlaşması'nın onaylanma sürecinin giderek geciktiğine dikkat çekerek, şu görüşe yer veriyor:

"Lizbon Antlaşması bir önceki Nice Antlaşması'ndan daha mı iyi? Birçok kişi bu görüşü savunuyor ama biz bunun gerçekten böyle olup olmadığını hiç öğrenemeyeceğiz. AB dışişleri bakanları hafta sonu yaptıkları buluşmada, hükümet krizinin yaşandığı Dönem Başkanı Çek Cumhuriyeti'nde Lizbon'un nasıl onaylanabileceği sorusuna yanıt bulamadı. Bunun için bir mucize gerekiyor. Eğer böyle bir mucize olmazsa, bu, AB'ne şüpheyle bakan iki adamın, politik başarısı anlamına gelecek: İrlanda'da 'Lizbon'a karşı hayır' kampanyası başlatan Declan Ganley ile Çek Başbakanı Topolanek'i pes ettiren, Cumhurbaşkanı Vaclav Klaus'un."