29.11. 2011 - Avrupa basınından özetler

İsveç'in muhafazakar gazetesi Svenska Dagbladet Mısır'da başlayan seçimleri şöyle değerlendiriyor:

"Mısır'daki parlamento seçimlerine ilişkin mutlu mesut değerlendirmeleri anlamak kolay. Tahrir Meydanı'ndaki halk, diktatör Mübarek'i istifaya mecbur etmişti. Ve şimdi Mısırlılar sandık başına gidebiliyor. Bu ülkede daha önce hiç bu kadar özgür bir seçim yapılmamıştı... Mübarek'ten kurtulmak 18 gün sürdü. Ancak diktatörün gitmesi, sadece demokrasiye giden yolda atılan ilk adımdı. Bu seçimler de ülkeyi hemen demokratik hale getirmeyecek. Mısır'da tam anlamıyla herşeye sıfırdan başlanıyor, ama aynı zamanda insanların daha iyi bir hayata sahip olma umutları var, hem de bir an önce.... Bu da patlayıcı bir karışım.."

Fransız La Presse de la Manche gazetesi de Mısır'daki seçimleri mercek altına alıyor:

"Tunus ve Fas'tan sonra Mısır'da da dün kitleler sandık başına gitti. Seçim lokallerinin önünde o kadar uzun kuyruklar oluştu ki, oy verme işleminin iki saat uzatılması gerekti. Seçimler, Mısır halkının da bu kez söz sahibi olması, sonuçların önceden belli olmaması ve farklı görüşlerin gerçekten ifade edilebilmesi nedeniyle olumlu bir gelişme. Bu aynı zamanda, sarsıntılara ve hâlâ yaşanmakta olan krizlere rağmen, demokratik değişimin tahayyül edilebilir olduğuna ve sürecin ilerlediğine dair güçlü bir sinyal."

Bir başka Fransız gazetesi Le Monde ise hafta sonu Fas'da yapılan seçimleri değerlendiriyor:

"Siyasi İslam, Fas'da hafta sonu yapılan seçimlerin galibi oldu. Ülkenin yakın tarihinde, başbakanlık görevi ilk kez İslamî akımın bir numaralı ismine, Abdilillah Benkirane'ye veriliyor. Bu hem Mağrip ülkeleri hem de Avrupa ülkeleri tarafından işaretlenmesi gereken bir tarih. Hükümeti kurmak için solcularla koalisyona gitmek zorunda olan Benkirane tarihi bir sorumluluk üstlenecek. İslamcıların, 2011'in Fası gibi farklı katmanların bulunduğu karmaşık bir ülkeyi yönetme becerisine sahip olduğunu kanıtlaması gerekiyor." .

Hollanda gazetesi De Volkskrant ise Euro Bölgesi'nde krizden çıkış çabalarını ele alıyor ve Almanya'nın tutumuna dikkat çekiyor. Gazetede şu satırları okuyoruz:

"Almanya, enflasyon korkusu nedeniyle, Avrupa Merkez Bankası'nın taze para basmasını önlemek istiyor. Bu tezi destekleyen yeterince neden var. Ucuz paranın piyasaya sürülmesi, sadece Almanya'nın geçmişinde Weimar Cumhuriyeti döneminde hiperenflasyona yol açmadı, ABD ve Avrupa ekonomilerinin yakın geçmişinde emlak piyasalarında spekülasyon balonlarını beraberinde getirdi. Almanya'nın keseyi açmakta yavaş davranmasının ardında stratejik düşünceler olabilir. Önce Alman disiplini, sonra Alman parası! Taktik buymuş gibi görünüyor. Bununla birlikte Almanların, Euro'nun kurtarılmasına yüklü bir katkıda bulunmaya hazır olup olmadıklarını açıklığa kavuşturmak için zamanı daralıyor."

© Deutsche Welle Türkçe

Derleyen: Hülya Köylü

Editör: Beklan Kulaksızoğlu