1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Avrupa basınından özetler

30 Mayıs 2012

Avrupa basını, Suriye’de onlarca insanın hayatını kaybettiği Hula katliamı sonrasındaki gelişmelere ve Euro krizine yoğun şekilde yer veriyor.

https://p.dw.com/p/153lT
Fotoğraf: DW

Brüksel'den De Standaard gazetesi, BM Güvenlik Konseyi’nde uzlaşı sağlanamadığı sürece Suriye Devlet Başkanı Esad’a baskı uygulanamayacağına vurgu yapıyor:

“Uluslararası toplum harekete geçene kadar daha kaç kişinin ölmesi gerekiyor? Kofi Annan, bir kez daha Suriye Devlet Başkanı ile görüşüyor. Şüphesiz eski BM Genel Sekreteri ateşkes planıyla yeni bir yaşam için ilham olmaya çalışıyor. Ancak Suriye özel temsilcisi Esad’ı baskı altına alamaz. Libya olayının aksine BM Güvenlik Konseyi bu kez ikiye bölünmüş durumda. Çin ve özellikle Rusya, daha sert yaptırımlara ve müdahaleye karşı çıkıyor. Ateşkesi ya da insanî yardımların ulaştırılmasını denetleyecek –en iyisi bölgedeki askerlerden oluşması- askerî bir varlık biraz da olsa rahatlama getirebilir. Ancak Rusya bu kadar ileri gider mi, bu da bir soru işareti.”

İngiliz The Times ise Rusya’nın Suriye’den sırt dönmesi gerektiğini yorum sütunlarına taşıyor:

“Rusya ve Çin, Devlet Başkanı Esad’ı bugüne dek uluslararası eleştirilerden korudu. Yeni seçilen Rusya Devlet Başkanı Putin’in, artık bu bakış açısının ahlâki açıdan sürdürülemezliğini görüp u-dönüşü yapması gerekir. Suriye’deki kâbusun sona ermesi için Esad’ın da kaybedeceği kanaatine varması lâzım. Ancak o zaman eski BM Genel Sekreteri Kofi Annan’ın altı maddelik planını kabul edebilir. Buna ulaşmak için Rusya’nın etkisi muazzam öneme sahip. Putin, ayrıca bir kaybedeni desteklediği sonucuna varmalı. Suriye’nin özgürlüğünden yana çıkmak, bölgedeki istikrarın yararına olur. İstikrar Batı’nın hedefleriyle de örtüşür, daha da kötüleşme tehlikesi altındaki insanî felaketleri de azaltır.”

İsviçre’de yayınlanan Neue Zürcher Zeitung da Suriye’deki durumu ele alıyor:

“Pazar günü BM Güvenlik Konseyi’nden yapılan basın açıklaması, Suriye rejimine BM özel temsilcisi Annan’ın altı maddelik planını hatırlatıyor. Ancak açıklamanın etkisi konusunda fazla hayale kapılmamak gerekir. NATO tarafından bugüne dek herhangi bir müdahale sinyali gelmedi. Özellikle Katar ve diğer Körfez ülkelerinin desteğiyle, muhalefetin silahlanması, ülkede iç savaş patlak vermesi tehdidini doğruyor. Bu yüzden Hula, öyle görünüyor ki, bir değişim noktası olmayacaktır. Tam aksine, miadı dolmuş katiller rejiminin yaşam mücadelesinin üzücü bir işaretidir.”

Avusturya'dan Der Standard gazetesinin Uluslararası Para Fonu Başkanı Christine Lagarde’ın Yunanistan’dan taleplerini konu alan bir yorumuyla basın tutumuza son veriyoruz:

“Christine Lagarde profesyonel bir uzman. Uluslararası Para Fonu Başkanı, uzun yıllar Fransa’da bakan olarak görev yaptı ve seçim kampanyalarına da katıldı. Bu nedenle, ‘vergi ödeyin, Afrika’nın Atina’dan daha fazla yardıma ihtiyacı var' gibi Yunanistan’a ilişkin açıklamalarının tam da genel seçimlerden üç hafta önce yapılmış olmasının tesadüf olmadığı noktasından hareket edilebilir. Bunun, kreditörlerin, seçim sonuçlarını etkilemek için yaptıkları son çabalar olduğu ortada. Yunanistan’ı ne pahasına olursa olsun Euro Bölgesi’nde tutmakta ısrar edilmesinin maliyeti, kaotik bir ortamda ortak para bölgesinden ayrılmasının faturasından daha kabarık olmaz. Kreditörlerin elinden Yunan seçmenin blöflerini yutmasını ummaktan başka bir şey gelmez.”

© Deutsche Welle Türkçe

Derleyen: Başak Sezen

Editör: Ahmet Günaltay