29.03.2010 - Avrupa basınından özetler

Süddeutsche Zeitung gazetesi, Başbakan Angela Merkel’in Türkiye'ye ziyaretini konu alan Kai Strittmatter imzalı yorumunda, Merkel’in Türkiye’ye sunduğu ‘imtiyazlı ortaklık’ önerisinin, Türkiye’yi birliğe katma değil, dışarda bırakma anlamı taşıdığını belirtiyor:

“Bu öneri, bir yandan Türkiye'nin ticarette, göç konusunda ve enerji sektöründe işbirliğini, ama öte yandan Türkiye’nin karar mekanizmalarına katılmamasını içeriyor. Ne var ki Türkiye hem gümrük birliğinde, hem Avrupa Konseyi üyesi, hem de futbolcuları Avrupa liglerinde top koşturuyor. Bu durumda -bir Türk gazetesinin de yazdığı gibi-, Merkel’in önerisi Türkiye’ye yeni bir şey getirmez… Ne imtiyaz getirir, ne de ortaklık… . Avrupa’nın Türkiye’ye ilişkin endişeleri uydurma değil, gerçeklere dayanıyor; ama Türkiye'nin günah keçisi yapılması yanlış.”

Frankfurter Allgemeine Zeitung gazetesinde yayımlanan, Michael Martens imzalı haber-yorum, “İmtiyazlı İlgisizlik” başlığını taşıyor ve ana fikri de bu doğrultuda. Yorumda, Türkiye’de kamuoyu şu sıralarda anayasa değişikliği tartışmalarına odaklanmış olduğundan, Merkel’in ziyareti ile fazla ilgilenilmediği izleniminin doğduğu belirtiliyor. İyimserlerin, Başbakan Merkel’in bu ziyaretini “politikada devamlılık” diye nitelendiklerini, diğerlerinin ise daha ziyade “durgunluk”tan sözettiklerini belirten yorumcu, Başbakan Merkel’in 2006 yılında Türkiye’ye başbakan sıfatıyla ilk kez yaptığı resmi ziyaretten bu yana Kıbrıs konusu, İran’ın nükleer programı, Ortadoğu ve Almanya’daki Türklerin toplumu uyuma gibi konularda Türkiye ile temaslarda bir ilerleme olmadığını da belirtiyor. Yorumda ayrıca, Türkiye kamuoyunun Başbakan Merkel’in Türkiye’nin AB üyeliğine ilişkin görüşünü bildiğinden, bu görüşün değişmesi gibi bir beklentisi olmadığı da vurgulanıyor.

İspanyol El Pais gazetesinden seçtiğimiz yorum ise Irak’ta bundan yaklaşık üç hafta önce yapılan seçimlerin haftasonunda açıklanan sonuçlarıyla ilgili. Gazete, seçimler sonrasında ortaya çıkan durumun Irak’ın içinde bulunduğu krize çözüm getirmeyeceğini, tam tersine durumu daha da zorlaştırdığını belirtiyor ve şöyle devam ediyor:

“Seçimler, demokrasinin gereklerini yerine getirme açısından olumlu sayılabilir. Ancak seçim sonuçları Irak’ta hasım taraflar arasında barış sağlamadı, tersine etnik ve dini gruplar arasındaki uçurumu daha da derinleştirdi. Bu anlamda Irak’ın işgalini, ülkeye demokrasi getirme gerekçesi ile açıklayan eski ABD Başkanı George Bush’un sözlerinin ne kadar boş olduğu halâ güncelliğini koruyor.”

Avusturya gazetesi Der Standart da aynı konudaki yorumunda, ‘Irak’taki seçimleri iyi ama, tehlikeli olarak nitelendirebiliriz’ diyor. Gazete, sandık başına gidildikten yaklaşık üç hafta sonra açıklanan sonuçların, seçmeni neredeyse uykusundan uyandırdığını belirterek şu görüşleri savunuyor:

“Egemenliğin tamamen halkta olduğu Irak’taki ilk demokratik seçimler medyada fazla ilgi bulmamışa benziyor. Bu durum sadece medyanın ilgisizliği, ya da halkı güdülecek bir kitle olarak görmesi olarak açıklanamaz. Irak’ta siyaset sahnesinin çok karmaşık olması da bu duruma sebebiyet vermiş olmalı.”

© Deutsche Welle Türkçe

Derleyen: Çelik Akpınar

Editör: Ahmet Günaltay