1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Avrupa basınından özetler

28 Eylül 2012

Suriye’de tampon bölge talepleri, Birleşmiş Milletler Genel Kurul görüşmeleri ve Alternatif Nobel ödülleri bugünkü Avrupa gazetelerinden seçtiğimiz yorumların konularını oluşturuyor.

https://p.dw.com/p/16GyR
Fotoğraf: picture-alliance/dpa/Fotoreport

Amsterdam’da yayımlanan Hollanda gazetesi  De Telegraaf’ın, İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu’nun BM Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmaya ilişkin yorumu şöyle:

“Netanyahu (yaptığı konuşmada) Başkan Obama’yı eleştirmemeye özen gösterse de, İsrail’in İran’ın nükleer tesislerine askerî operasyon düzenlemek için son ana kadar beklemeyeceğini açık bir dille ifade etti. İsrail, nükleer silahlara sahip olmasına rağmen bu konuda susmayı tercih ediyor ve kendisinin bu konuda İran ile kıyaslanamayacağını söylüyor. Netanyahu, Ayetullahların ne yapacağının önceden kestirilemediğini de vurguluyor... Netanyahu’nun İran’a karşı bir askerî operasyon için ABD’de kasım ayında yapılacak seçimler öncesinde destek bulması güç görünüyor. Ne var ki İsrail’e bir saldırı düzenlenmesi durumunda ABD bu ülkeye elbette destek olur.”

Muhafazakar İngiliz gazetesi “The Times” ise Suriye'deki duruma ilişkin yorumunda, Suriye sınırında güvenli tampon bölgeler oluşturulmasını talep ediyor:

“Halep sürekli ateş altında. Kent, binlerce yıl burada hüküm süren Asurîler, İranlılar, Osmanlılar ve Fransızların üstesinden geldi. Bugün ise kent sakinleri ya ölüyor ya da mülteci durumuna düşüyor. Kentin tarihî mirası da tehlike altında. Fransa Cumhurbaşkanı Hollande bu hafta yaptığı bir konuşmada, isyancıların bulunduğu bölgelerin koruma altına alınması için askerî operasyon talebinde bulundu. Suriye sınırında mültecilerin ağır silâhlarla ve havadan düzenlenen saldırılardan korunabilmesi için mutlaka güvenli bölgelerin oluşturulması gerekiyor. Tehdit altındaki bu halkın savunulması konusunda herhangi bir girişim olmaması ise Suriye içinde ve dışındaki radikal İslamcı güçlere yarıyor. Bir gün gelecek Esad rejiminin esamesi okunmayacak, ama o zamana kadar Esad, Suriye’yi ıssız ve tenha bir ülkeye dönüştürebilir.”

Avusturya’nın muhafazakar gazetelerinden “Die Presse”, BM Genel Kurul görüşmelerini mercek altına aldığı yorumunda şu görüşleri dile getiriyor:

“BM Genel Kurul toplantılarında 191 ülkenin tümünün eşit söz hakkına sahip olması çok dokunaklı. Ayrıca New York’taki bu buluşma ikili görüşmelerin yeşermesine de katkıda bulunuyor. Ancak genel görüşmelerin kendisi bu nitelendirmeye lâyık değil! Zira bir tartışma ortamı doğmuyor; ellerindeki kâğıttan okuyarak bezdirici konuşmalar yapan katılımcılar, yarım cümle ile olsun bir önceki konuşmacının söylediklerine atıfta bulunmuyorlar.”

Alternatif Nobel olarak adlandırılan Doğru Yaşam Ödüllerinden onur ödülü bu yıl Türkiye'de “Erozyon Dede” olarak anılan Hayrettin Karaca'ya verildi. Lüksemburg gazetesi “Luxemburger Wort” ise yorumunda bu yıl dağıtılan Alternatif Nobel ödüllerinin önemine şu ifadelerle değiniyor: 

“Daha ziyade mali piyasalardan, emlâk balonlarından ve tasarruf programlarından söz edilen bir dönemde 'Alternatif Nobel Ödülleri' bazılarına, dünyayı tanımayan, ama onu değiştirmeye çalışan safdil insanların kafasından çıkmış bir düşünce gibi gelebilir. Oysa “Right Livelihood Award - Doğru Yaşam Ödülleri", hırs ve kâr amacı güden bir toplumda insanlara nasıl yardım edilebileceğini, çevre için neler yapılabileceğini, kötü yönetimler ve haksızlıklarla nasıl mücadele edilebileceğini gösteren insanlara veriliyor. Bu nedenle, kimi zaman hayatlarını tehlikeye atarak çalışan bu insanlar özel bir saygıyı hak ediyorlar. Onlar, insan olmanın erdemini gözlerimizin önüne seriyorlar.”


© Deutsche Welle Türkçe

Derleyen: Çelik Akpınar

Editör: Hülya Köylü