1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

28.05.2009 - Avrupa basınından özetler

28 Mayıs 2009

Kuzey Kore krizi ve Alman otomotivcilik kuruluşu Opel’i iflastan kurtarma gayretleri bugünkü Alman ve diğer Avrupa basınının yorumladığı konuların başında geliyor.

https://p.dw.com/p/HyuX
Fotoğraf: dpa

İtalyan La Stampa gazetesi, Kuzey Kore’nin son nükleer denemeyle başlattığı krizin ABD Başkanı Barack Obama için zorlu bir sınav olduğu görüşünde:

“Tecrit edilmiş durumdaki Kuzey Kore ile ilk kez Rusya ve Çin’in de yanında yer aldıkları dünya devletleri arasındaki çekişmenin emsali görülmemişti. Bu gerginlik, Başkan Barack Obama’nın, selefi tarafından ‘hergele’ sınıfına dahil edilen ülkelere dostluk elini uzatma politikasını ağır bir sınava soktu. Kuzey Kore diktatörü Kim Jong İl uzatılan ele nükleer yumrukla karşılık verdi. Diktatör, Obama’nın Başkan olmasıyla saldırgan Amerikan dış politikasının değişmediği ve tehlike anında Kuzey Kore’nin emperyalist süper güçle göğüs göğse çarpışmaya hazır olduğu mesajını vermek istiyor.”

Fransız haber dergisi L’Express Başkan Obama’nın Kuzey Kore ve İran’ın nükleer programlarına verdiği tepkiyi değerlendirdiği yorumunda, bir hukuk devletinden beklenen iyi niyetin, Washington’daki Cumhuriyetçiler, İran’daki Mollalar ve Kuzey Kore’deki diktatörler tarafından zaaf olarak algılandığını yazıyor. İngiliz Independent gazetesinin yorumu ise özetle şöyle:

“Kore krizi tırmanıyor. Pyöngyang yönetimi ikinci nükleer denemeyle, uluslararası arenadaki tek müttefiki olan Çin’i de ürkütmüş oldu. Pyönyang’ın nükleer manevrasının iyi düşünülmüş bir strateji değil de, aşırı şüphecilik ve korku saplantısı olma ihtimali tehlikeyi daha da büyütüyor. Soğuk Savaş yıllarında Sovyetler Birliği akılcılık sınırları dışına çıkmadığı için dünya cehenneme dönmekten kurtulmuştu. Kuzey Kore’nin ne kadar akılcı davranacağı kestirilemediğinden, kriz daha da tehlikeli boyutlara varabilir.”

Sol liberal Danimarka gazetesi Information ABD Başkanı Barack Obama’nın yerli otomotiv endüstrisini kurtarma stratejisini şu cümlelerle yorumluyor:

“Barack Obama seçim kampanyası sırasında Amerikan otomotiv işçileri sendikasından yardım almıştı. Almanya Başbakanı Angela Merkel gibi cesur politikacılar da yüz binlerce otomotiv işçisinin açıkta kalmasını ve onların dört katı kadar da yan sanayi çalışanının işini kaybetmesini göze alamaz. Müşteri ve iklimin korunması açısından bakıldığında, devletin General Motors’a el koyması, sadece hissedarların kâr payına bakmayan yeni bir sanayi politikası başlatılması anlamına gelebilir. Obama, General Motors ve Chrysler’in artık düşük sarfiyatlı küçük otomobiller üreteceğini söylememiş miydi?”

Viyana’da yayımlanan Die Presse adlı Avusturya gazetesi, devletin Alman Opel şirketinin kurtarılmasına yardımcı olmasının, Avusturya’daki binlerce Opel işçisini de kurtaracağını ve Opel’in taliplerinden Magna’nın bir Kanada-Avusturya ortaklığı olmasının morallerini yükselttiğini belirtiyor ve yorumunu şöyle noktalıyor:

‘En önemlisi, Avusturyalı vergi mükellefinin cebinden tek Cent dahi çıkmayacak olması. Avusturyalıların, Almanların vergileriyle işsiz kalmaktan kurtarılması kadar güzel ne olabilir?’

Yine Avusturya gazetelerinden Der Standard ise General Motors’un miadını doldurduğu görüşünü savunuyor:

“GM fiilen devletlin kontrolüne geçmesi, Opel’in tröstten ayrılmasını kolaylaştırdı. Eski kuşak GM yönetimi Avrupa’daki şirketlerini o kadar kolay azat etmezdi. Opel’in son 15 yılda çektiği güçlük, kârının Detroit’e havale edilmesinden ve tröst merkezinin piyasa analizlerinde yanılmasından kaynaklanmaktaydı. Opel, işine karışılmadığı takdirde, Avrupa piyasasına hitap eden, modern teknoloji ürünleri çıkarabileceğini kanıtlamış bir şirket. Bu aynı zamanda taliplerine verilmiş önemli bir sinyaldir.”

Derleyen: Ahmet Günaltay

Editör: Murat Çelikkafa