1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

28.04.2004 - Avrupa basınından özetler...

Derleyen: Hülya Topçu28 Nisan 2004
https://p.dw.com/p/Abuu

Bugünkü Alman basınında Türkiye Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Almanya’ya yaptığı gezi, Libya lideri Muammer Kaddafi’nin 15 yıl aradan sonra Avrupa’yı ziyaret etmesi, altı ekonomik araştırmalar enstitüsünün ekonomik büyüme tahminleri ve Hanau’daki nükleer santralin Çin’e satılması konuları dikkat çekiyor.

Neue Ruhr Zeitung, Türkiye Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ın dün Köln’de Başbakan Gerhard Schröder’le birlikte ilk Türk-Alman Sanayi ve Ticaret Odası’nın açılışını yapmasına değiniyor:

”Modern, liberal ve demokratik bir Türkiye Avrupa’nın çıkarına. Türkiye’nin Avrupa Birliği üyeliği istensin ya da istenmesin. Müslüman olan bu büyük ülkeyi Avrupa ile uyumlu hale getiren ne varsa, AB’de barış ve güvenliğin hakim olması amacına hizmet eder. Ancak Erdoğan’ın başdöndüren reformları burada anahtar görevi görecek sorunun sorulmaması sonucunu getirmez. Hükümetin uyguladığı reform politikasında geriye dönülebilecek mi? Evet mi hayır mı? Schröder Erdoğan hükümetinin birçok alanda yaptığı reformları överek kendisine desteğini sunsa da hükümetin bu konuda ispat etmesi gereken şeyler var. Bina ıslak olduğu sürece yeniden boyamanın anlamı yok. AB ülkeleri yıl sonunda Türkiye ile AB’ye üyelik müzakerelerine başlanması konusunda karar vermeden önce halklarına bununla ilgili verileri sunmak zorunda.”

Kölnische Rundschau gazetesi de bugünkü sayısında Erdoğan-Schröder görüşmesine değiniyor:

"Almanya’da özellikle kötü sosyal çevrelerden gelen gençler kendilerini dışlanmış hissediyor. Gettolarda yaşayan bu gençlerin geleceğe dair bir perspektifleri de yok. Radikal dincilerin bu gençlerin dini ve kültürel kökenlerini kullanmaları entegrasyon sorunun daha da şiddetlenmesine neden olabiliyor.

Almanya’da yaşayan Türklerin ülkeye entegre olamaması, hem kendilerine hem de Almanlara zarar veriyor. Karşılıklı suçlama yerine sorunun çözümüne yönelik düşünmeli. Başbakan Schröder ile Erdoğan’ın ülkelerinin karşılıklı çıkarları doğrultusunda birbirlerine karşılıklı destek sözü vermeleri güzel.

Ancak politikacılar bunun yanı sıra Almanya’da yaşayan Türklerin ülkeye entegrasyonu konusuna keşke daha çok ilgi gösterselerdi. Halkların kardeşliği bu temelde gelişiyor.”

Bugünkü Alman basınında yer alan bir başka konu ise Libya lideri Muammer Kaddafi’nin 15 yıl aradan sonra ilk kez Avrupa gezisine çıkması. Hagen’da yayımlanan Westfalenpost’ta konuyla ilgili şu satırlar göze çarpıyor:

”Eğer Avrupa Arap dünyasında barışın egemen olması konusunda arabulucu olmak ve terörizme karşı yürütülen mücadeleyi kazanmak istiyorsa, o zaman Arap dünyası ile başarılı bir ilişkiye sahip olması gerekir. Buna Kaddafi ile ilişkisi de dahil. Kaddafi’nin reddedilmesi, haydut ülkeler listesindeki ülkelerin Avrupa’ya entegre olma şansının da yitirilmesi anlamına gelir.”

Hannover’de yayımlanan Neue Presse ise Libya ile ilgili yorumunda, şu görüşlere yer veriyor:

”Lockerbie davasında Libya tazminat ödedi, ancak Berlin’deki Belle diskoteğinde ölenlerin yakınları hala tazminatlarını bekliyor. AB bu konunun da kısa sürede çözümleneceği konusunda ikna olmuş. Bu sorun çözümlenirse Kaddafi de nihayet hazırladığı Akdeniz planını gerçekleştirebilir. Çünkü Libya petrole sahip. Peki Saddam Hüseyin’le Kaddafi arasında ne fark olduğu sorusunun yanıtı, Kaddafi’nin harekete geçip adım atması mı?"

Bugünkü Alman basınında ele alınan bir başka önemli konu ise önde gelen altı ekonomik araştırma enstitüsünün dün açıkladığı ekonomik büyüme tahminleri. Berliner Zeitung enstitülerin Almanya ile ilgili ekonomik büyüme tahminlerini aşağıya çektiğine dikkat çektiği yorumunda şu görüşlere yer veriyor:

”Enstitüler ekonomik büyüme tahminlerinin aşağıya çekilmesi konusunda kimi sorumlu tutuyor? Sosyal Demokrat-Yeşil koalisyonunu. Çünkü uzmanlar ilkbahar tahminlerini açıklarken dünya geneline baktıklarında sevindirici bir tablo gördüklerini söylüyorlar. Asya, ABD ve AB’ye üye olacak ülkelerde ekonomik hareketlilik sözkonusu. Sadece Almanya’da ekonomi kötü görünüyor.”

Bugünkü Alman basınından aktaracağımız son yorum ise Hanau’daki nükleer tesisin Çin’e satılması konusu. Süddeutsche Zeitung’un yorumunda şu satırları okuyoruz:

”Plütonyum fabrikasının Çin’e satılması başarısız olmuş görünüyor. Gerçi taraflar bunu doğrulamaktan kaçınıp nazlanıyorlar ama fabrika Çin’e satılamayacak. Çinliler Almanya’da iç politikada bu konuyla ilgili yapılan tartışmaların nükleer planlarına katkı sağlamayacağını kavradı.”