1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

27.10.2004 - Avrupa basınından özetler...

Derleyen: Nihat Halıcı27 Ekim 2004
https://p.dw.com/p/Abss

Türkiye Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, Berlin’de Fransa Cumhurbaşkanı Jacques Chirac ve Almanya Başbakanı Gerhard Schröder ile birlikte yaptığı Üçlü Zirve, Avrupa basınına bugün çok sayıda haber ve yorumla yansıdı.

Fransız Les Echos gazetesi, Berlin’de yapılan Schröder-Chirac zirvesinde, Avrupa adına Türkiye’ye ilişkin ortak tutumun belirlendiğine işaret ediyor. Gazete, Ankara ile ilgili tutum belirlenirken, konuya ilişkin yaşanan yoğun tartışmalara rağmen, kararlı bir iradenin sergilendiğine dikkat çekiyor. Les Echos gazetesi, buna karşılık Avrupa Birliği Anayasası’na ilişkin referandum taleplerinin Türkiye’ye ilişkin siyasetle çakışmaması için neler yapılacağı konusunda belirsizliğin devam ettiğini kaydetti.

Stern Dergisi’ne konuşan Alman Bankalar Birliği Başkanı ve Deutsche Bank’ın Yönetim Kurulu Başkanı Rolf-Ernst Breuer, Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne tam üyeliğine destek verdiğini söyledi. Ankara’ya imtiyazlı ortaklık formülünün sunulmasında ısrar eden Hristiyan Demokrat Parti üyesi olduğunu kaydeden Breuer şu ifadeleri kullanıyor:

”70 milyonluk bir halkı ve Türkiye’nin sunduğu potansiyeli görmezden gelemeyiz. Üyesi olduğum Hristiyan Demokratlar bu konuda benden farklı düşünüyor. Partimin aldığı bazı tavırlara tepki duyuyorum.”

Düsseldorf’da yayımlanan Rheinische Post da sütunlarında Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne muhtemel tam üyeliğini işliyor. Almanya’da iktidarın, Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne tam üyeliğini oylayacak bir referandumu engellemeyi amaçladığını kaydeden gazete, değerlendirmesini şöyle sürdürüyor:

”Bu iş o kadar kolay değil. Avrupa Anayasası’ndan çok, Avrupa Birliği’nin genişlemesini tartışmak gerekiyor. Türkiye’nin katılımı, Avrupa Birliği’ni kalıcı bir şekilde değiştirecektir. Türkiye’nin Avrupa’ya dahil olması, aidiyet bilinciyle biraraya gelen bir topluluğa, ortak kimlik unsurlarıyla kurulan bir ittifaka, eski Avrupa’ya elveda anlamına geliyor. Ankara-Brüksel ayrımında, aralarında hristiyanlığın da bulunduğu, çok sayıda kültürel unsurun dikkate alınması gerekiyor. Türkiye’nin tam üyeliğini savunanlar, bezersiz bir vakadan, Ankara’nın Avrupa’ya sağlayacağı maddi katkı ve güvenlikten söz ediyorlar. Ama söylediklerinin tam tersi de olabilir.”

Rheinische Post gazetesinde Türkiye’ye ilişkin yer alan bir diğer yorumda, Schröder ve Chirac’ın, Ankara’ya yeşil ışık yakarken, Alman ve Fransız milletlerinin iradesini dikkate almadıkları iddia ediliyor. Yorum şöyle devam ediyor:

"Almanya ve Fransa liderleri, izledikleri çizgiyle, milletin haklı kaygılarını görmezden geliyorlar. Chirac, Fransız Meclisi’nin Ankara’ya ilişkin bir oylama yapmasını engelledi. Almanya’da halen iltica başvurusunda bulunanların büyük bölümünü Türkiye’den gelenler meydana getiriyorsa, Ankara’nın Kopenhag kriterlerini yerine getirdiği nasıl iddia edilebiliyor? Aslında Schröder de Chirac da Erdoğan’ın oyununa geliyor. Türkiye Başbakanı, söylemiyle Avrupalıların vicdanına hitap etmeye çabalıyor. Avrupalı liderlerin dikkate alması gereken bu söylem değil, gerek Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne gerekse birliğin Ankara’yı üyeleri arasında görmeye henüz hazır olmadığı gerçeğidir.”

Neue Osnabrücker Zeitung gazetesi, Berlin’deki Üçlü Zirve’nin Erdoğan’ın Türkiye’ye memnun bir şekilde dönmesini sağladığına işaret ediyor. Gazete değerlendirmesine şu sözlerle devam ediyor:

”Türkiye’nin yürürlüğe koyduğu reformcu siyasete rağmen bazı gerçeklerin göz ardı edilmesi mümkün değil. Daha dün Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nden Türkiye’nin mahkum olduğuna dair haberler geldi. Uluslararası Af Örgütü Türkiye’de işkence ve kötü muameleye dair pek çok vakayı gündeme taşıyor. Gerek 2003, gerekse 2004, Almanya’da yapılan iltica başvurularında Türkiye’den gelenler başı çekti. Bütün bu saydıklarımız, Berlin ve Paris’in Ankara’ya verdiği destek ve güvence sözlerini tehlikeli kılıyor. Çünkü bu sözler Türkiye’de, belki de hiçbir zaman gerçekleşmeyecek, yersiz umutların yeşermesine kaynaklık ediyor.”

Alman Basın Ajansı DPA’ya konuşan Hür Demokrat Parti Merkez Yönetim Kurulu üyesi Jörg-Uwe Hahn, parti üyelerinin yarısından fazlasının Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne tam üyeliğine sıcak bakmadıklarını, bu nedenle konunun halk oyuna sunulmasından yana olduğunu açıkladı.

Fransa’nın güneyinde yayımlanan ”L’Independant du Midi”, Fransa Cumhurbaşkanı Jacques Chirac’ın, Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne tam üyeliğine destek vermesini şaşırtıcı bir gelişme olarak kaydediyor. Ankara’nın üyeliğine Fransız sağında olumlu yaklaşılmadığını, Fransız solununsa bu konuda ikiye bölünmüş olduğuna işaret eden gazete, Chirac’ın akıntıya karşı kürek çektiğini iddia etti.

Almanya’nın Cottbus kentinde yayımlanan Lausitzer Rundschau, Fransa ve Almanya’da konunun referanduma taşınması durumunda Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne tam üyeliğinin uzak bir geleceğe kayacağını belirtiyor. Gazete, eski Avrupa’nın üç büyük devlet liderinin katıldığı Berlin zirvesinin, Avrupa’nın diğer ülkelerine de bir mesaj niteliği taşıdığını kaydetti.