1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

TÜR 2701 Presseschau 1

27 Ocak 2011

Bugünkü Alman gazetelerinin ağırlıklı konuları Tunus'un ardından Mısır'da başlayan protesto gösterileri ile ABD Başkanı Barack Obama'nın Kongre'deki konuşması.

https://p.dw.com/p/105mR

Cumhurbaşkanı Zeynel Abidin Bin Ali'nin indirildiği Tunus'taki Yasemin Devrimi'nin ardından gözler Mısır'a çevrildi. Mısır'daki protestoların giderek şiddetlenmesi, bugünkü gazetelerde geniş yer buluyor. Tageszeitung konuyla ilgili yorumunda şu görüşlere yer veriyor:

"Nihayet! Tunus'taki başarılı isyandandan sonra onbinlerce Mısırlı da politik depresyonlarını aşarak, yoksulluk, yolsuzluk ve Devlet Başkanı Hüsnü Mübarek'e karşı protesto gösterileri düzenliyor. Ancak 82 yaşındaki Mübarek'in kaderi sadece Mısır sokaklarında değil, Beyaz Saray'da da belirleniyor. Çünkü Amerikan yönetimi sanki Kâhire'de Bakanlar Kurulu masasında oturuyor gibi."

Hamburger Abendblatt ise aynı konuyla ilgili yorumunda şu satırlara yer veriyor:

"82 yaşındaki, kanser hastası general emeklisi Mübarek'in dönemi her halükârda sona eriyor. Oğlu Cemal'in gerçekten de babasının mirasını devralmaya hazır olup olmadığı tartışmalı olduğu kadar şüpheli de. Kâhire'deki rejim ve ordu, huzursuzluk ve protestolar nedeniyle, halkın öfkesini bir hanedan çözümüyle daha azdırmanın ne kadar doğru olacağını kendine sormalı."

Münster'de yayımlanan Westfälische Nachrichten ise yorumunda, Tunus'la Mısır'ı kıyaslıyor:

"Kâhire Tunus değil. Mübarek protestolarla giderse ne olur? Protestolarla yanan Mısır'da gizli servisin cellatlarının mücadele ettiği Müslüman kardeşler kokuyu alacaklardır. En yakın müttefikleri Hamas, Gazze Şeridi'ne kurulmuş oturuyor. İşte ikilem de burada: Eğer Ortadoğu sorununda bugüne kadar arabuluculuk görevini üstlenen Mısır kaos ortamında batarsa, yangın bütün bölgeyi sarar."

Bugünkü Alman gazetelerinin yer verdiği bir başka konu ise ABD Başkanı Barack Obama'nın Kongre'de yaptığı konuşma. Süddeutsche Zeitung konuyla ilgili yorumunda şu satırlara yer veriyor:

"Devlet Başkanı herkesin ortasında duran kişi olarak, Cumhuriyetçilere tavizler verebileceğini ima etti. Obama bunu yapmakla politik düşüncelerinden vazgeçmiş olmuyor. Sağlık reformunun iyileştirilmesine açık olduğunu söyledi. Tasarruf çağrısında bulundu, ancak eğitim ve araştırmaya da yatırım yapılmasını talep etti. Obama konuşmasında Amerikalılara yeniden birlik ve beraberlik çağrısında bulundu. Obama kendini parti politikalarıyla bölünen ulusu barıştıracak kişi olarak lanse ettiğinde, bu, onun yükselmesine yardımcı olmuştu. Peki ama federal bürokraside değişikliğe gidilmesi ile vergi sisteminin reforme edilmesini nasıl kabul ettirecek? Ya da eğitim ve altyapı yatırımlarıyla zorunlu tasarruf adımlarını nasıl uyuşturacak? Bütün bu sorulara Obama insanı ferahlatan imalarla yanıt veriyor. Özverili olma mesajı ve ulusal birlik çağrısında bulunulması tek başına Amerika'yı krizden çıkarmaya yetmeyecektir."

Schweriner Volkszeitung ise yorumunda Obama'nın yine sempati topladığı görüşünü savunuyor:

"Amerika Başkanı'nı yine seviyor. En azından vatandaşların yarısı Barack Obama'yı olumlu görüyor ve bütün ülkeye seslendiği konuşmasının onun ilerlemesi yönündeki eğilimi daha da güçlendireceği görüşünü savunuyor. Çünkü eğer nihayet kendisini bekleyen üç önemli temel konuda ciddi olduğunu gösterirse, o zaman alkışlar siyasi itibarını arttıracaktır: Bu üç sorun, politik cepheleri birbirine yaklaştırmak, tehlikeli boyuttaki devlet borçlarına karşı taarruza geçmek ve aynı zamanda da istihdam yaratmak."


© Deutsche Welle Türkçe


Derleyen: Hülya Topçu

Editör: Ahmet Günaltay