26.05.2006 - Alman basınından özetler...

Bugün Alman gazetelerinde, Batı’nın İran ile yaşadığı nükleer program krizi, El Kaide lideri Usama Bin Ladin’in yeni ses bandının yankıları ve Alman Anayasa Mahkemesi’nin vatandaşlığa geçişte usulsüzlük yapanlara ilişkin kararının yankıları ön plana çıkıyor.

Münih’de yayımlanan Abendzeitung, Tahran yönetiminin batıya meydan okuyan tutumuna rağmen, içine düştüğü soyutlamadan kurtulmaya çabaladığını belirtiyor:

“İlginç gibi gelse de İran, içine düştüğü yalnızlıktan çıkmaya çalışıyor. Ne yapacağını kestirmenin zor olduğu Cumhurbaşkanı Ahmedinejad, Amerika Birleşik Devletleri ile müzakere etmek istiyor. Washington, bu yöndeki talepleri şimdiye dek geri çevirmişti. Bush yönetimi, görüşmelere, İran’ın nükleer programından tamamen vazgeçmesini şart koşuyor. Oysa vazgeçme, ancak müzakereler sonucu atılacak bir adım. İran’ın görüşme talebini reddetmek cezalandırılabilecek bir karar olmalı.”

Bir internet sitesinde yayımlanan ve El Kaide Lideri Usame bin Ladin’e ait olduğu söylenen yeni ses bandında, ABD’de 11 Eylül saldırılarıyla ilgili olarak yargılanan tek kişi olan ve ömür boyu hapse mahkum edilen Zekeriya Musavi’nin,”saldırılarla bir ilgisinin olmadığı” belirtiliyordu. Saarbrücker Zeitung gazetesi bu gelişmeyi şu satırlarla yorumluyor:

“Dünyanın bir numaralı teröristi Bin Ladin, Amerikan yönetiminin tutumunu mahkum eden sözlerin İslam dünyasında ne kadar etkili olduğunun bilincinde. Bu nedenle de, Guantanamo üssünde tutulanların masum olduğunu ve 11 Eylül saldırılarıyla doğrudan ilişkileri bulunmadığını vurguluyor. Washington yönetimi de artık bu suçlamalardan kurtulmak için, tutuklu bulananları adil ve tarafsız bir mahkemeye nakletse de, şu eleştiriler, sözlü saldırılar son bulsa.”

Alman Anayasa Mahkemesi, yanlış bilgiler vererek vatandaş olanların tespit edilmesi halinde, vatansız konumuna düşme ihtimaline rağmen Alman vatandaşlığından çıkarılabileceğine karar verdi. Konu bugün yayımlanan Frankfurter Allgemeine Zeitung gazetesinin yorum sütununda şöyle değerlendiriliyor:

“Vatandaşlık hukuku özel bir alan. Bu nedenle Anayasa Mahkemesi kararında hukuki düzeni ciddiye aldığını ortaya koyarak, usulsüz yollardan sağlanmış vatandaşlığa göz yummayacağını gösterdi. Şimdi sıra bu tavrın uygulamada da belirleyici olması. Bugüne dek vatandaşlıktan çıkarmaya pek yanaşmayan sorumlu makamlar, artık başvuru sırasında da çekingen davranmalı. Alman vatandaşı olmak isteyenler, iyice denetlendikten sonra bu hakka kavuşmalı.”