1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

TÜR2601 Presseschau

Meltem Karagöz26 Ocak 2009

Almanya’da göçmen kökenlilerin topluma uyumunu konu alan son araştırma sonuçları, AB’nin Ortadoğu’da kalıcı ateşkes girişimleri ayrıca ABD Başkanı Obama’nın kriz politikaları bugünkü Alman basınında geniş yer buluyor.

https://p.dw.com/p/GgCf
Fotoğraf: dpa

Berlin'deki Nüfus ve Kalkınma Enstitüsü'nün yaptığı son araştırma, Almanya'da yaşayan Türklerin diğer göçmen gruplara göre topluma daha az uyum sağlayabildiğini ortaya koydu. Araştırma sonuçlarının detayları bugün kamuoyuna duyurulacak. Ancak hafta sonunda "Der Spiegel" dergisinin araştırmanın sonuçlarına yer verdiği haberine göre, Almanya'da yaşayan Türkler'in yüzde 30'u herhangi bir diplomaya sahip değil. Türkler arasında liseyi bitirenlerin oranı sadece yüzde 14. Bu oran Almanlar'da iki kat fazla. Bunun yanı sıra Türkler arasında mesleki alanda başarılı olanların sayısının da düşük olduğu belirtiliyor. Türkler arasında işsizliğin büyük problem olduğu kaydediliyor.

Almanya'da yaşayan göçmen gruplarının ülkeye uyum sağlama grafiklerinin karşılaştırıldığı araştırmayla ilgili Berliner Zeitung gazetesinde şu değerlendirme aktarılıyor:

“Araştırmada, Alman toplumuna uyum sağlamak konusunda en son sırada Türkler yer alıyor. Türkler daha az maaş alıyor, eğitim düzeyleri diğerlerine kıyasla kötü ve çoğu işsiz. Bu, konuk işçiler ve ailelerini geçici bir sorun olarak gören yanlış bir politikanın ürünüdür. Misafir gibi muamele gördüler ve misafir gibi davranmaya başladılar. Almanya'yı memleketleri olarak görmediler.“

Berliner Morgenpost gazetesi de aynı araştırmayla ilgili şu yorumu getiriyor:

“Türk kökenli yurttaşlar birçok açıdan ayıplanabilir. Ancak Almanya'nın son 40 yılda çağdaş bir ev sahibi gibi davranmadığı da kabul edilmeli. Halen konuk işçilerden söz ediliyor. Ancak birçok göçmen kaldı. Kültürel ve dini uçurumlar bugün de derin. Türk kökenli olanlara hep tam anlamıyla Alman olmadıkları hatırlatılıyor. Üçüncü nesile etkileri korkunç. Çünkü dışlananlar aynı tavırla karşılık veriyor. Kötü notlar ve suç işlemek direniş niteliğini kazanıyor ve Alman olan her şeye onurlu protesto sayılıyor.”

Rhein-Zeitung gazetesinin yorumundaysa Almanya'daki Türk kökenli yeni nesillere önem verilmesi gerektiği vurgulanıyor:

“Artık yapılabilecek tek bir şey kaldı. O da yeni nesillere dönük. Onlara ancak eğitim, eğitim ve eğitim yoluyla fırsatlar yaratılabilir. Anaokulları ve okullar evlerdeki zafiyetleri gidermek zorunda. Ve bu bugüne kadar olduğundan çok daha kararlı bir şekilde yapılmalı. Hatta zor durumlarda ebeveynler ve bazı erkek kardeşlerinin iradesine rağmen kararlılıkla hareket edilmeli.”

AB, Ortadoğu’da ateşkesin kalıcı hale gelmesi ve İsrail-Filistin barışının temini için çabalarını sürdürüyor. Dün Brüksel’de bir araya gelen AB dışişleri bakanlarıyla, aralarında Türkiye, Mısır, Ürdün ve Filistinli temsilcilerin bir araya geldiği toplantıda, İsrail ve Hamas’a bölgede ateşkesin kalıcı hale getirilmesi çağrısı yinelenirken, Filistin’den de ulusal birliği sağlayacak bir hükümeti bir an önce oluşturması istendi. AB Dış Politika ve Güvenlik Yüksek Temsilcisi Javier Solana da bugün bölgeye bir ziyaret düzenliyor. Bayrischer Rundschau gazetesi, yorumunda, AB'nin Ortadoğu’yla ilgili girişimini şöyle değerlendiriyor:

“AB’nin girişimi şayet Washington’dan da bu yönde doğru adımlar atılırsa başarı sağlayabilir. ABD’nin yeni başkanı göreve ilk başladığında yaptığı konuşmada İsrail-Filistin sorununa çözüm bulunması için girişimlerde bulunacağı isteğini dile getirdiyse de, bu şu an için yeterli değil. ABD Ortadoğu sorunuyla ilgili nasıl bir yaklaşım izleyeceğini net bir biçimde ortaya koymalı. Ki; kalıcı çözüm de Suriye ve İran’dan geçiyor. Şayet bu aktörler şimdiye kadar olduğu gibi olayın dışında tutulursa o zaman barış girişimi ölü doğumdan başka bir şey olmaz.”

ABD’nin yeni başkanı Barack Obama göreve gelir gelmez uluslararası toplum tarafından çokça eleştirilen Guantanamo üssünün kapatılması için düğmeye bastı. Obama ayrıca acil çözüm bekleyen Afganistan-Pakistan ve İsrail-Filistin sorunuyla ilgilenmek üzere özel temsilciler atadı. Berliner Zeitung gazetesinin yorumunda Obama’nın göreve gelir gelmez ABD’nin eski politikalarından vazgeçtiğini ortaya koyduğunu belirtiyor:

“Barack Obama göreve geleli bir hafta olmadan Bush döneminin kapandığını gösterdi. ABD’nin yeni başkanı büyük bir hız, kararlılık ve bunlardan daha da önemlisi yol gösterici kararlara imza attı. Barack Obama, Amerika ve dünyayı değiştirmek istiyor. Vatandaşlarına yeni bir yaşam tarzı, ülkesinin küresel çapta değer kaybeden imajını düzeltmek ve ABD'nin uluslararası politikalardaki belirleyici rolünü yeniden güçlendirmek istiyor. Yaptığı şey sadece konuşmak değil, eyleme de geçiyor; hem de çarçabuk.”