1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

25.08.2005 - Avrupa basınından özetler...

Derleyen: Yeşim Kasap, Nihat Halıcı25 Ağustos 2005

Avrupa basınında bugün Orta Avrupa ülkelerini etkileyen sel felaketinin Almanya’da siyasi tartışmalara yansıması, terörle mücadelede güvenlik güçlerinin yeniden yapılanması, Türkiye’nin Avrupa Birliği tartışmaları ve Venezuela lideri Hugo Chavez’e suikast çağrısına dair haber ve yorumlar yer alıyor.

https://p.dw.com/p/AbpR

Başta İsviçre olmak üzere Orta Avrupa’yı etkiyen sel felaketi Avrupa’daki gazetelerin başlıca konusu. Alman basını, özellikle Bavyera Eyaleti’nde etkili olan sel felaketine geniş yer ayırıyor. Gazetelerin hemen hepsi bir taraftan önlem alınmakta geciktiğini yazarken, diğer taraftan da seli seçim malzemesi haline getiren siyasetçileri eleştiriyor.

Süddeutsche Zeitung, “Sel, seçim kampanyasına ulaştı. Sosyal Demokrat Parti ve Yeşiller, Bavyera’yı sele karşı alınan önlemlerde fazla tutumlu davranmakla suçlayarak, “Başbakan yardım sözü verdi,” başlığıyla konuyu manşete taşırken, Frankfurter Allgemeine Zeitung “Schröder, sel bölgelerine hızlı yardım sözü verdi” başlığı altında haberi birinci sayfadan duyuruyor.

Başbakan Gerhard Schröder’in selden oy çıkartmaya çalışmasını eleştiren Bild gazetesi, “Sel nedeniyle insanlar zarar görüyor, acı çekiyor. Ama bazıları bu tarz felaketleri kendi çıkarları için kullanıyorlar. Örneğin, Başbakan Gerdard Schröder, daha olay yerine gidip incelemede bulunmadan, Bavyera Eyaleti’nin aldığı önlemlerin yetersiz olduğunu iddia etti. Niyeti öfkeli halkı yanına çekmek mi?” diye soruyor.

Financial Times Deutschland gazetesi, politikacıların tutumlarını eleştirenlerden gazeteler arasında yer alıyor. Gazete, siyasetçilerin sel üzerinden politika yapmalarına, “Halk önlem almakta geciken politikacılara kızgın. Ayrıca sadece Bavyera’da değil, Almanya genelinde herkes, politikacıların sel bölgelerini ziyaret etmelerininin, oy uğruna yapılan ucuz oyunlar olduğundan şüpheleniyor“ görüşünü dile getiriyor.

Die Welt gazetesi ise biraz farklı bir açıdan yaklaşıyor yaşanan sel felaketine. Die Welt gazetesinde sel felaketlerinin önleminin, doğayı korumaktan geçtiğini vurguluyor. Gazetede, şehirleşmenin bu tarz felaketlerin yaşanmasına neden olduğunu, orman ve yeşil alanların korunmasının, insanlar açısından ne kadar önemli olduğunun altı çiziliyor.

Avusturya, Orta Avrupa’yı vuran sel felaketinin etkilediği ülkeler arasında yer alıyor. Bu ülkede yayımlanan Salzburger Nachrichten gazetesi, „Bizim de açıklarımız var“ başlığıyla yayımladığı yorumda şunları yazıyor:

„İmara elverişsiz noktalarda bina inşa ediyor, paraya ihtiyacımız olduğundan dağları turizme açıyoruz. Gerek olmaz umuduyla güvenlik tedbirlerinden tasarruf etmeye devam ediyoruz. Ama dünyanın diğer kesimlerini tsunamiler ve kuraklık vururken bizim de her an sel ve toprak kayması felaketiyle yüz yüze kalabileceğimizi unutuyoruz. Ancak olan oldu. Şimdi ivedi olarak yapılması gereken yardım çalışmalarını yürüten ekiplerin en iyi malzemeyle donatılmasıdır. İhtiyacımız olan, felaketin üstesinden gelecek bir kriz yönetimidir.“

Almanya’da ana muhalefeti oluşturan Hristiyan Sosyal Birlik Partisi Eyalet Meclisi Grup Başkanı Michael Glos, Oberhessische Presse gazetesine verdiği demeçte, Türkiye’nin Avrupa Birliği tam üyeliğine karşı çıkıyor. Glos, Sosyal Demokrat - Yeşiller Partisi hükümetinin Türkiye politikasının, Almanya’nın çıkarlarını gözetmediğini ileri sürüyor. Hristiyan Sosyal Birlik Partisi grup başkanı Michael Glos, iktidara gelmeleri halinde Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne tam üyeliğini engelleyeceklerini kaydediyor.

Almanya’da Londra saldırıları sonrasında başlayan terörle mücadele tartışmalarında, teröre karşı askeri birliklerin de devreye sokulması talep ediliyor. Frankfurter Allgemeine Zeitung gazetesine konuşan Almanya İçişleri Bakanı Otto Schily, terörle mücadelede askerin yer almayacağını, polis güçlerinin yeterli olduğunu söylüyor. Schily, güvenlik güçlerinin merkezileştirilmesi ve bazı birimlerin birleştirilmesini öngören yeniden yapılandırmaya devam edileceğini kaydediyor.

Norveç’te yayımlanan Aftenposten gazetesi ise Amerika’da eski başkan aday adaylarından Pat Robertson’ın, televizyonda Venezuela lideri Hugo Chavez’e suikast çağrısında bulunmasını ele alıyor. Dinci Robertson’un ölüm davetinin Hristiyan değerleriyle bağdaşmadığına dikkat çeken gazete, Beyaz Saray’ın Robertson’un konuşmasını daha sert bir şekilde kınaması gerektiğini ifade ediyor.