1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

25.07.2005 - Avrupa basınından özetler...

Derleyen: Nihat Halıcı25 Temmuz 2005
https://p.dw.com/p/Abpo

İngiltere’nin başkenti Londra’nın ardından Mısır’ın sahil beldesi Şarm el Şeyh’i vuran terör, Avrupa basınında ağırlıklı konu olarak ön plana çıkıyor. Basın özetlerimizde ayrıca Almanya’daki erken seçim tartışmalarına da yer vereceğiz.

Die Welt gazetesinin Şarm el Şeyh saldırılarına ilişkin yorumuyla basın turumuza başlıyoruz:

„Terör her an her yerde karşımıza çıkabiliyor: Mısır, Londra, Madrid, Kazabklanka, Bali, Tunus, Kenya ve İstanbul. Yoksa birçok uzmanın da dediği gibi patlayan bombalar Üçüncü Dünya Savaşının sesleri mi? Kesin olan, bu acımasız ve tabu tanımayan asimetrik savaş tarzı bütün dünyayı kapsıyor.“

Fransız Liberation gazetesi, İngiltere ve Mısır’da yaşanan son terör saldırılarının toplumsal güven duygusunu hedef aldığına dikkat çekiyor. İsviçre’de yayımlanan Neue Zürcher Zeitung gazetesi ise Mısır güvenlik güçlerinin teröristlere karşı aciz kaldığına işaret ediyor. Gazetenin yorumu özetle şöyle:

„Mısır hükümetinin kaba yöntemlerinin küresel düşünen ve hareket eden cihat militanlarına karşı bir sonuç elde edeceği kuşkulu. El Kaide taraftarları bugün Amerika Birleşik Devletleri ve Avrupa’nın güvenlik güçleriyle boy ölçüşür düzeyde. El Kaide militanlarına hakim olmak Mısır’ı epey zorlayacak.“

Bild gazetesinin terör değerlendirmesi:

„Terörle mücadelenin pek çok unsuru var: Kanunları daha da sertleştirmek, kontrolleri artırmak, video kameralarla gözetim sistemini yaygınlaştırmak ve radikal görüşleriyle tanınan kişileri sınırdışı etmek, terörün beslendiği kaynakları ekonomik yardım ve işbirliğiyle kurutmak… Ancak tüm bu önlemler yetmiyor. Terörle mücadelede belirleyici olan hangi iradenin galip geleceği sorusudur. Teröristlerin korku ve dehşet yaymasına, uygarlığımızı boğmasına, insanları psikolojik açıdan yıkmasına izin verecek miyiz? Teröre karşı ancak geri adım atmayıp dimdik ayakta kalmamız halinde bir şansa sahibiz. Bunun için kanun değil, sonunda hep iyinin kazanacağına dair sıradan insanların iradesinin kararlılığı gerekiyor.“

Hollanda’da yayımlanan Telegraaf gazetesi, Mısır Devlet Başkanı Hüsnü Mübarek’in saldırı sonrası kararlı tutumunu överken, Avusturya’nın Sazburger Nachrichten gazetesi, terörün Arap ve Müslüman ülkelerde de saldırılar düzenlediğine işaret ederek, „Batı ülkelerindeki terörün haçlı seferlerine bir cevap niteliği taşıdığı iddiası artık kimse tarafından savunulamaz hale gelmiştir. Artık Arap ülkeleri de terörle mücadeleye aktif destek vermelidir“ tesbitine yer veriyor. Fransız Les Echos gazetesi, Şarm el Şeyh saldırısı sonrası Mısır turizminin darbe alma ihtimaline değiniyor ve bunun orta vadede gelişmekte olan Mısır demokrasisine de zarar vereceğini kaydediyor.

Berliner Zeitung gazetesi teröre sayfalarında yer veren bir başka gazete. Gazete, El Kaide’nin Pazar günü yayınladığı bir bildiride terör kurbanlarını „Allahın düşmanları“ olarak tanımladığına dikkat çekiyor. Gazetenin yorumu şöyle devam ediyor:

„Hangi Allah’ın düşmanından söz ediliyor? Şarm el Şeyh’te sahilde uzanıp güneşin tadını çıkaran turist mi? Londra’da işine gitmek için metroya binen kişi mi Allah’ın düşmanı? Bu bakış açısıyla hareket eden bir kafa, zaten ne diyalog ne de siyasi çözüm peşindedir. Onun istediği, hem Sina çölünde hem de Avrupa metropollerinde dine dayalı devletini kurmaktır. Bu talebe karşı kendimizi koruyacağız.“

Frankfurter Rundschau gazetesi, Şarm el Şeyh saldırısının Gazze Şeridinden çekilmeye hazırlanan İsrail yöneticilerinde kuşkunun büyümesine neden olduğunu, Mısır’dan silah kaçakçılığının gerçekten Mısırlı ve Filistinli güvenlik güçleri tarafından kontrol altına alınabileceğine dair kaygıları artırdığını yazıyor.

Mısır’daki saldırılarla ilgili Stuttgarter Zeitung gazetesinin yorumuna göz atıyoruz:

„Öyle görünüyor ki dini istismar eden militanları ne gizli servisler ne ordular ne de polis önleyebiliyor. Liderleri tarafından soğukkanlılıkla yönlendirilen intihar eylemcileri Batı'ya ve Batı'yla işbirliği içindeki ülkelere karşı savaş halindeler. Şarm El Şeyh saldırısının Amerikan Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice’ın bölgeye bir ziyarette bulunduğu sırada yaşanmış olması rastlantı değildir. Hedef, süper güç olmasına rağmen Amerika’nın ne Irak’ta huzur ve istikrarı sağlayabildiğini ne de bölgedeki dostları Mısır ve Türkiye’yi koruyabildiğini sergilemekti.“

Basın turumuzun son durağı Almanya’daki erken seçim. Handelsblatt gazetesi, Almanya’da sonbaharda yapılacak erken seçimden büyük koalisyon doğma ihtimalini özetle şöyle değerlendiriyor:

„Seçmen son söz söyleyecek ve sandıktan belki de Sosyal Demokrat-Muhafazakar koalisyonu ya da Sosyal Demokrat-Sosyalist-Yeşiller koalisyonu çıkacak. Ancak belirsizlik seçim günü akşam saatlerine kadar devam edecek. Bu, Almanya için yeni bir durum. O ana kadar Almanya kamuoyu araştırma şirketlerinin ortaya koyacağı veriler doğrultusunda yön kazanacak.”