1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

25.05.2009 - Avrupa basınından özetler

25 Mayıs 2009

Almanya’daki Cumhurbaşkanlığı seçimi, yaklaşan Avrupa Parlamentosu seçimleri ve Ortadoğu ihtilafı, bugünkü Avrupa basının öne çıkardığı konular.

https://p.dw.com/p/Hwxw
Fotoğraf: picture alliance/dpa

İsviçre gazetelerinden Basler Zeitung, halkın üçte ikisinin desteğini alan Horst Köhler'in ikinci kez Almanya Cumhurbaşkanlığı’na seçilmesinin mantıki olduğunu belirtirken bir diğer İsviçre gazetesi, Neue Zürcher Zeitung da seçimle ilgili yorumunda şu satırlara yer veriyor:

“Almanya’nın eski ve yeni Cumhurbaşkanı çekingen mizacına rağmen son derece popüler bir şahsiyet. Son aylardaki konuşmalarıyla, Almanların giderek büyüyen ekonomik krizden duydukları endişeye tercüman oldu. Eski Uluslararası Para Fonu (IMF) Başkanı sıfatıyla sarf ettiği bankerleri yeren sözleri inandırıcıydı. Politikacıların seçim yılı olması dolayısıyla söylemeye cesaret edemedikleri şeyleri rahatça dile getirebildi. Yetkilerin dar bir kalıba sığdırılmış olması bazen avantaja dönüşebiliyor. Horst Köhler sınırlı imkânlarını en iyi şekilde değerlendirdi.”

Polonya’nın Rzeczpospolita gazetesi Köhler’in yeniden seçilmesinin, genel seçim yılında Başbakan Angela Merkel’e yarayacağı görüşünü savunuyor:

“Angela Merkel, Hür Demokratlar ile birlikte destekledikleri Köhler'in yeniden Cumhurbaşkanı olmasını, süper seçim yılının başarılı bir provası olarak görüyor. Avrupa Parlamentosu seçimleri de Merkel’in ikinci provası olacak. Kamuoyu araştırmalarına bakılırsa Hrıstiyan Birlik partileri ile Sosyal Demokrat Parti arasındaki farkın kapanması imkânsız. Müstakbel koalisyon ortağı rolündeki Hür Demokrat Parti’nin oy oranı da hiç şimdiki kadar yüksek olmamıştı. Sonbaharda sosyal demokrat ortağından kurtulup liberallerle koalisyon hükümeti kurmayı arzulayan Angela Merkel için bundan iyisi olamazdı.”

Avrupa Parlamentosu seçimlerine az ilgi gösterilmesi İngiliz ve Fransız basınına konu olmuş. İngiltere basını seçmenin sağa kaymasının mümkün olduğunu yazıyor. Daily Telegraph gazetesi, ‘seçmen sağa kayarsa bu sağ partilerin başarısı değil, büyük partilerdeki skandalların sonucu olacaktır’, diyor. Fransız Le Figaro gazetesi seçim kampanyasını şöyle değerlendiriyor:

“Avrupa seçimlerine iki hafta kaldı ama, seçmeni harekete geçirecek bir kıvılcım hâlâ yok. Sanki kampanya kapalı kapılar ardında geçiyor. Oylamaya katılmama rekorunun 7 Haziran’da kırılması mümkün. Üzücü de olsa, Avrupa’nın genişledikçe daha fazla can sıktığını teslim etmek gerekir. Oysa seçime katılmak için en az üç neden var. Gece gündüz Brüksel ve Strasbourg’dan şikayet edip de, Avrupa’nın yönetimini belirleyecek oylamaya katılmamak olmaz. İkinci neden daha çok sembolik önem taşıyor. Katılım oranının düşüklüğü, Avrupa’nın siyasi cüce olduğu ve öyle de kalacağı görüşünde olanları destekliyor. Avrupa Avrupalıları bile ilgilendirmiyorsa, kimi ilgilendirsin? Üçüncü neden ise siyasi. Fransa’daki kampanya başından beri Nicolas Sarkozy’e odaklı. Siyasi prova da olabilir. Olursa olsun. Sarkozy, Avrupa ile ilgilenmeyenlere bile 7 Haziran’da sandık başına gitmek için yeterli bir neden değil mi?”

Avrupa basınından özetlere, Fransız Est Republicain gazetesinde yayınlanan ve İsrail’in Ortadoğu anlaşmazlığındaki tutumunu konu alan yorumla son veriyoruz:

“Filistinlilere yardımcı olmak isteyen bunca devletin artan baskısına rağmen, İsrail’deki yeni koalisyon hükümeti taviz vermeye yanaşmıyor. Ama bakalım İsrail, Başkan Obama’nın karşılıksız olmadığını söylediği Amerikan desteğini de gözden çıkarabilir mi? Başbakan Benyamin Netanyahu bakanlar kurulunda ilk kez bağımsız Filistin devletinden söz etti. Bu, İsrail Başbakanı’nın Amerikan uyarılarını ciddiye aldığının bir işaretidir.”

Derleyen: Ahmet Günaltay

Editör: Murat Çelikkafa