1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Presseschau

25 Mart 2010

Türkiye Başbakanı Erdoğan'ın, Almanya'da Türk lise ve üniversiteleri kurulması talebi, basında tartışmalara neden oldu.

https://p.dw.com/p/Mbqe
Türkiye Başbakanı Recep Tayyip ErdoğanFotoğraf: AP

Türkiye Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, Almanya Başbakanı Angela Merkel'in Türkiye ziyareti öncesinde Die Zeit gazetesine verdiği demeçte dile getirdiği bir öneri, bugünkü Alman basınında geniş yankı buluyor. Erdoğan demecinde, Türkiye'de Alman okulları bulunduğunu belirterek, Almanya'da da Türk lise ve üniversiteleri kurulmasını talep etmişti.

Suttgarter Nachrichten Erdoğan'ın önerisini şöyle yorumluyor:

"Tartışmasız bir nokta var, o da Almanya'daki Türk kökenli öğrencilerle daha iyi ilgilenilmesi gerektiği. Akademik alandaki işbirliği için de aynı durum söz konusu. Ancak Almanya'da yaşayan Türk kökenlilerin buraya uyum sağlamasını isteyenler, bu konuda ayrı hareket edemez. Erdoğan, Almanya'da temsilcileri olsun istiyor. Almanya'nın ise buranın vatandaşı olmak, uyum sağlamak isteyenlere ihtiyacı var."


Bild gazetesi konuyla ilgili yorumunda daha eleştirel:

"Recep Tayyip Erdoğan, önerisini dile getirirken ne düşündü acaba? Almanya'da yaşayan Türk kökenlilerin yüzde 30'unun ilköğretim diploması yok. Gençlerin yüzde 70'i sadece Hauptschule denilen, çok da başarılı olmayan gençlerin gittiği, liselerden mezun olmayı başarıyor. Bazı sınıflarda çocukların yüzde 80'i tek kelime Almanca bilmiyor. Ve Türkiye Başbakanı, Almanya'da Türk liselerine ihtiyaç olduğuna inanıyor. Hayır! Asıl ihtiyaç duyulan, daha iyi Almanca dersi verilmesi. Hem de bütün göçmen kökenli çocuk ve gençlere. En doğrusu bunun çocuk yuvasında başlaması olur. Çünkü Almanya'da gerçekten iyi Almanca konuşan biri 'buralı' olma şansını yakalar. İyi Almanca konuşan biri, kendi hayatını kurabilir ve buradaki 2 milyon 700 bin Türk'ün ihmal edildiği şikayeti de dile getirilemez. Burada yaşayan birçok Türk, Alman vatandaşlığına geçmiş durumda ve oldukça rahatlar. Ancak yine de ortalamaya bakıldığında burada en çok Türklerin fakir ve hasta olduğu, suç işlediği görülüyor. Sayın Erdoğan kendi insanlarına gerçekte neyin yardım edebileceğini aslında biliyor olmalı."

Münih'te yayımlanan ulusal gazetelerden Süddeutsche Zeitung aynı konuya farklı bir bakış açısıyla yaklaşıyor. Gazete Erdoğan'ın önerisini eleştirmiyor:

"Eğer Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy, Almanya'da daha fazla Fransız okulu kurulması yönündeki temennisini dile getirse, bu, Alman-Fransız dostluğunun sağlamlaştırılması yönünde algılanır, memnuniyetle karşılanır. Ancak Türkçe ile ilgili bir sorun var. Almanya'nın göçmen almaya başlamasının üzerinden neredeyse 50 yıl geçmiş olmasına rağmen Türkçe, Almanya'da daha az kabul görüyor. Almanya bununla aslında büyük bir fırsatı kaçırmış oluyor. Uluslararası şirketler, günümüzde birden fazla dil konuşan kalifiye elemanlar arıyorlar. İşte bu nedenle İstanbul'da bir Alman-Türk üniversitesi kuruluyor. Öğrencileri hem Türkçe, hem de Almanca konuşabilecek. Üstelik göçmen kökenli çocukların yemek masasında ailelerinden öğrendiğinden daha fazlasını."

Essen merkezli Westdeutsche Allgemeine Zeitung'un yorumunda şu satırları okuyoruz:

"Erdoğan bu konuda yine harekete geçti. İki yıl önce de Başbakan Angela Merkel'e, Almanya'da kurulacak Türk lise ve üniversitelerinin, burada yaşayan göçmenlerin uyum sürecini destekleyeceğini dile getirmişti. Erdoğan haklı. Anadiline hakim olmayanlar, konuşamayanlar, Almanca konuşurken de sıkıntı çekiyor. Anadil derslerinin desteklenmesi gerektiğini Alman eğitim bilimciler de dile getiriyor. Ancak bunun lise ya da üniversitelerde yapılması mümkün olamaz. Bir Türk üniversitesinde tahsil görmek isteyenler, Türkiye'deki 115 üniversiteden birini seçebilir. Özel Türk liseleri Köln, Berlin ve Hannover'de zaten mevcut. Başka kentlerde de özel Türk liseleri açılması planlanıyor. Ailelerin amacı, çocuklarının mümkün olduğunca dışlanmasını engellenmek ve öğrenecekleri ikinci dilin onlara dezavantaj değil, avantaj getireceğini anlamalarını sağlamaktır. Türk lise ya da üniversitelerinin etnik oluşumlar haline gelme tehlikesi var. Bu tür okullar, eğitimin, eleştirel düşünmenin ve bilimin İslam diniyle çelişmediğini gösterirse yapıcı olur. Paralel bir eğitim sistemi yaratırlarsa yarar sağlamazlar. Erdoğan'ın talebi, bu bağlamda Alman eğitim sistemi konusunda, ülkede uyumu yapıcı biçimde destekleyecek bir çağrı olarak anlaşılmalı."

Konuyla ilgili son yorum Ludwigshafen'de yayımlanan Rheinpfalz gazetesinden:

"Erdoğan Merkel'in Türkiye ziyaretinden kısa bir süre önce Almanya'da türk okullarının kurulması talebini dile getiriyor. Aslında öneri kulağa geldiği kadar heyecan verici değil. Almanya'da zaten uzun süredir özel Türk liseleri ya da ilkokulları var. Hatta Mannheim'da bir Türk çocuk yuvasının açılması bile planlanıyor. Almanca bu okullarda Türkçe kadar eşit biçimde ders dili olmaya devam ettiği sürece, öneriye karşı çıkılmamalı. Ancak bunun aksi bütün talepler, Almanya'da uyumu ve dolayısıyla da göçmen çocukların gelecekte yakalayacakları fırsatlarının önünde engel teşkil eder. Erdoğan'ın önerisi 2011 yılında yapılacak parlamento seçimleri öncesinde seçim kampanyalarında işine yarayabilir. Ancak birçok Alman'ın Türklere duyduğu güvensizliği ve önyargıları ortadan kaldırmayacağı kesin."

© Deutsche Welle Türkçe


Derleyen: Hülya Topçu

Editör: Murat Çelikkafa