1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

24.0.82010 - Avrupa basınından özetler

24 Ağustos 2010

Gelecek ay Washington’da yapılması planlanan Ortadoğu barış görüşmeleri, İran’ın askerî programı ve Çin’in ölüm cezalarıyla ilgili kararı bugünkü Avrupa gazetelerinde ele alınan başlıca yorum konuları arasında.

https://p.dw.com/p/Ougd
Fotoğraf: picture-alliance / dpa

Fransa’nın başkenti Paris’te yayımlanan Le Monde gazetesi, 2 Eylül’de Washington’da başlayacak Ortadoğu barış görüşmelerini değerlendiriyor:

“İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu büyük bir sorumluk altında. Çünkü bu görüşmelerin seyri Netanyahu’nun buna ne kadar gönüllü olduğuna göre şekillenecek. Tüm sorunları masaya yatırıp ama hiçbir konuda taviz vermeyerek ‘sürüncemede bırakma’ kozunu oynayabilir. Ya da Kudüs’ten kısmi olarak çekilme teklifinde bulunabilir. Filistin tarafı buna şimdiye kadar hiç sıcak bakmadı, çünkü bunun gizli bir işgal anlamına geleceği düşüncesindeler. Ya da çok yürekli davranıp, aşırı milliyetçilerle koalisyonu sonlandırarak Tzipi Livni’nin merkez Kadima partisi ile yollarını birleştirebilir. Böylece Yahudi yerleşimcilerin şantajına maruz kalmadan gerçek pazarlıklar için yeterli hareket alanına kavuşmuş olur. Ama hangi yoldan gideceğini bekleyip göreceğiz.”

Danimarka’nın başkenti Kopenhag’da yayımlanan liberal görüşlü Politiken gazetesiyse Ortadoğu barış sürecinde NATO’nun olası rolünü sorguluyor:

“İsrail ve Filistinliler 2 Eylül’den itibaren ABD Başkanı Obama’nın da desteğiyle doğrudan görüşmelere yeniden başlıyor. Bu konuda tecrübe sahibi olanlarsa, görüşmelerin başarısızlığa mahkûm olduğundan emin. Şayet Avrupa olumlu bir katkı sağlamak istiyorsa o zaman beklentilerini açıkça dile getirmeli. Ancak acilen ihtiyaç duyulan şey aklı başında uluslararası güvenlik kurumları ki, bunun tek örneği NATO. Kuzey Atlantik İttifakı, tarafların gerekli tavizleri vermeleri sonucu ortaya çıkacak riskleri omuzlayabileceği teklifinde bulunmalıdır.”

Hollandalı de Volkskrant gazetesiyse İran’ın askeri teçhizatına yenilerini eklediğine dikkat çekiyor:

“Asıl soru ABD ve İsrail’in İran’ın son geliştirdiği savaş teçhizatından ne kadar etkilendiğidir. Özellikle Basra Körfezi’nde İran’dan gelen olası bir saldırının hedefi olabilecek Amerikan donanması, yeni torpido ve füzelerin geliştirilmesi sürecini dikkatle izliyor. Washington’un İran’ın askeri alandaki teknolojik ilerlemeleri karşında duyduğu endişelerin yersiz olmadığı 2006’daki Lübnan Savaşı’nda ortaya konmuştu. Çünkü Hizbullah’ın elindeki İran kaynaklı füze savunma silahları dünyanın yıllardır tahmin ettiğinin aksine, İsrail tankları karşısında hiç de çaresiz değildi.”

Avusturya'nın başkenti Viyana'da yayımlanan Der Standard gazetesiyse Çin'in bundan sonra ölüm cezasının nadiren verileceği yönündeki açıklamasını yorumluyor:

“Görünen o ki Çin ceza yasasını bazı garip düzenlemelerden arındırmak istiyor. Kredi dolandırıcılığı, katma değer vergisi fişlerinde sahtecilik ve antika kaçakçılığının yanı sıra daha on ayrı suç artık ölümle cezalandırılmayacak. Medeniyete hoş geldiniz! Ama tabii bunun da sınırı belli. Çünkü hala 55 ayrı suç için idam cezası baki kalacak. Hem hedeflenen bu reformun ölüm cezalarını sınırlayacağı olasılığı da oldukça düşük görünüyor. Tabii reformun sonuçları hakkında yeterince bilgi aktarılmayacaktır. Çin yönetimi infazlar hakkında dışarıya bilgi vermiyor. Ama bir yıl içinde binlerce idam gerçekleştirildiğine şüphe yok.”

© Deutsche Welle Türkçe


Derleyen: Meltem Karagöz

Editör: Beklan Kulaksızoğlu