1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

24.04.2006 - Alman basınından özetler...

Yeşim Kasap24 Nisan 2006

Haftanın ilk gününde Alman gazetelerinin ön plana çıkardığı mesele, Potsdam kentinde yaşanan ırkçı saldırı ve bunun yankıları. Gazetelerin yorum sayfalarında dikkat çeken bir başka konuysa, Irak’taki son gelişmeler.

https://p.dw.com/p/Abmi

Haftanın ilk gününde Alman gazetelerinin ön plana çıkardığı mesele, Potsdam kentinde yaşanan ırkçı saldırı ve bunun yankıları. Gazetelerin yorum sayfalarında dikkat çeken bir başka konuysa, Irak’taki son gelişmeler.

Almanya’nın Potsdam kentinde, iki kişinin saldırısına uğrayan Etiyopya asıllı Alman vatandaşı henüz komadayken, olayla ilgli olarak göz altına alınan iki kişinin saldırıyı gerçekleştirdiklerine dair şüpheler yavaş yavaş kesinlik kazanmaya başladı. Berlin merkezli Tageszeitung gazetesinde konuya ilişkin şu yorum yer alıyor: Birkaç günden beri Postdam’da yaralanan kişinin, bu durumdan kendisinin sorumlu olduğuna dair iddialar dillendirilir oldu. Ne de olsa, 37 yaşındaki siyah Alman alkollüymüş, ne de olsa saldırganlara hakaret ederek onları tahrik etmiş... Ne yani, saldırganlar yargısız infaza mı kurban gitti? Kesinlikle hayır! Öncesinde ne olmuş olursa olsun, hiçbir şey onların yaptıklarını affettiremez! Bir siyah, kendisine “zenci” diye hitap edildiğinde kendini savunma hakkına sahiptir! Ve alkollü olmak, komaya sokulmak için yeterli bir neden değil!

Müncher Merkur gazetesi de bazı kişilerin yaşanan olayı, sıradan bir saldırı gibi göstermeye çalıştıklarına dikkat çekiyor: Evet yine misyonlarını yerine getirmek için yollara düştüler; amaçları, yaşananları önemsiz gibi göstermek. İçişleri Bakanı Wolfgang Schaeuble de son derece mantıksız ve talihsiz bir cümle sarfetme gafletinde bulundu: Sarışın ve mavi gözlü insanlar da saldırıya uğruyormuş! Adli makamlar ve Potsdamlı politikacılar da, -gerçeğin böyle olmadığını herkesin gayet iyi bilmesine rağmen-, bu saldırının münferit bir olay olduğunu iddia ediyor. Bu kesinlikle münferit bir olay değil! Özellikle eski Doğu Alman eyaletlerinde yaşanan şiddet ve yozlaşmayı artık görmezlikten gelemeyiz! Yıllarca oradaki gelişmeleri görmezden geldiğimiz için, sağcı kesim oralarda rahatça konuşlanabiliyor. Siyasetçiler, güvenlik güçleri ve adli makamlar artık harekete geçmeli. Üstelik, hukuk devletinin kendilerine tanıdığı çerçeveleri zorlayarak!

Almanya’dan uzaklaşıp Irak’a uzanıyoruz. Almanya’nın yüksek tirajlı gazetelerinden Süddeutsche Zeitung’da ‘Son Umut’ başlıklı yorum göze çarpıyor: Irak’taki Kürt, Şii ve Sünni gruplar sonunda Cevat El Maliki’nin başbakan olmasında uzlaştı. El Caferi döneminde, Irak’ta kan gövdeyi götürdü ve El Caferi, ülkede siyasetin doğru düzgün işlememesi için, elinden ne geliyorsa ardına koymadı. Şimdi yeni başbakanın belirlenmesiyle, Irak’ta değişim rüzgarları esmeli. Tabii ki, bu değişimde parmağı olan ABD, Irak’taki hareketlenmeden kendine de pay düşeceğini umuyor. Ama yine de Irak için umut var; yeni başbakanın belirlenmesi bu umudun var olduğuna delalet ediyor. Şimdi top El Maliki’de. Bir önceki hükümetin yanlışlarından ders çıkardığını göstermeli. İşi zor, çünkü en küçük bir hatada, ülke yine kaosa süreklenebilir.