1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

24.03.2010 - Alman basınından özetler

24 Mart 2010

Yunanistan krizi, Almanya’da ekonomik krizin maliyetine bankaların ortak edilmesi planı, Google’ın Çin’deki strateji değişikliği bugünkü Alman basınında öne çıkan konular.

https://p.dw.com/p/MabE
Fotoğraf: DW-Montage/bilderbox.de

Düsseldorf’ta yayımlanan Rheinische Post gazetesi, Yunanistan’daki krize karşı Avrupa’dan çıkan yanıtı irdeliyor.

“Merkel sevinebilir. Yunanistan’a yardımlar konusunda diğer tüm AB ülkelerine karşı sözünü geçirdi. Özellikle de krizin AB içinde çözülmesini isteyen Fransa Cumhurbaşkanı Sarkozy’i pes ettirmeyi başardı. Merkel, Kuzey Ren Vestfalya eyaletinde yaklaşan seçimleri göz önünde bulundurarak her tür doğrudan yardımı ve Avrupa çapındaki anlaşmaları ihlal eder gibi görünecek tüm önlemleri reddetti. Şimdi Yunanistan’ı kendi içine düştüğü durumdan IMF kurtaracak. Ama Merkel ile Sarkozy’nin üzerinde uzlaştıkları IMF çözümü, ortak para birimi euro açısından, alacaklılara verilen bir yeminli mal beyanı anlamına geliyor. Yunanlılar bütçe planlarını yaparken, vergileri yükseltip, harcamaları kısarken artık ABD, Çin ya da Rusya’nın da söz hakkı olacak. Avrupa, sorunu tek başına çözebilecek durumda olduğunu gösteremedi. Böylece Euro Bölgesi ülkelerinin İstikrar Paktı da yolun sonuna gelmiş oldu. Avrupa tamamen kendisini, özünü ilgilendiren bir konuyu IMF'ye devretmiş oldu. Bu tam anlamıyla bir acizlik göstergesidir.”

Bild gazetesi ise Almanya’da hükümetin, krizin masraflarına bankaları ortak etme planlarını ele alıyor:

“Mali kriz nedeniyle dünya çapında akıl almayacak miktarlarda para çarçur edildi. Bunun sorumluluğu, gözünü hırs bürümüş bankacılar ve mali kuruluşlarındır. Alman koalisyon hükümeti bu nedenle bankaların krizin masraflarına ortak edilmesini istiyor. Bunun için yılda bir milyar euronun oluşturulacak kriz fonuna aktarılması planlanıyor. Sadece o kadarcık mı? Sadece Hypo Real Estate bankasının kurtarılması, Alman devletine yaklaşık 100 milyar euroya patladı. Commerzbank’a 18 milyar euroluk yardım havale edildi. Bankaların masrafa ortak edilmesi doğru bir adım. Ama bu mini fonlar sadece sembolik anlam taşıyor. Kendimizi kandırmayalım: Krizin faturasını vergi mükellefi ödemeye devam edecek. Tıpkı şimdiye dek olduğu gibi.”

Financial Times Deutschland gazetesi ise internet arama motoru Google’ın Çin’deki faaliyetleriyle ilgili gelişmeleri konu alıyor:

“Google bir yandan Çin’i terkederken, bir yanda aslında yeniden ayak basıyor. Şirket, Ocak ayında Çince sayfalarını sansürletmeyeceğine dair verdiği sözü tuttu. Şimdi yine Çinli sansürcüler kendi işini kendi yapacak. Ancak Google aynı zamanda Çince içerikli sayfalarını Hong Kong’a taşıyarak hızla büyüyen Çin internet pazarındaki varlığını da korumak istiyor. Şirketin başka seçeneği kalmamıştı. Ya Çin ile anlaşmayı feshedecek ve ülkeden çekilecekti ya da tehdidini geri alıp dünyada kendisine duyulan güveni riske atacaktı. Hong Kong’a taşınmak, teslimiyetin, karizmayı koruyarak yapılan bir şekli oldu.”

Son olarak Magdeburg'da çıkan Volksstimme gazetesinde Dünya Tüberkülozla Mücadele Günü dolayısıyla yayımlanan yorumu aktarıyoruz:

“Halk arasında verem olarak da bilinen enfeksiyon hastalığı tüberküloz, nine ve dedelerimizin döneminde hâlâ dehşet saçmaya devam ediyordu. İnsanlığın yakasına yapışan en kötü hastalıklarından biri olarak kabul edilen tüberküloz, yeni nesillerin bilincinden ise silinmiş durumda. Buna rağmen hâlâ dünyada en sık ölüme yol açan hastalık. Daha 70’li yıllarda veremin yenildiğine inanıldı. Bugün ise uzmanlar mevcut antibiyotiğe karşı direnç oluşmasından dolayı endişeli. Dünya çapında milyonlarca kişinin vereme yakalandığı düşünüldüğünde uzmanlar küresel bir salgından bahsediyor. Ama verem hakkında domuz gribi kadar konuşulmuyor. Bizim coğrafyamızda verem hastalarının sayısı giderek azalsa da bumerang dönüp dolaşıp yine bizi vurabilir.”

© Deutsche Welle Türkçe

Derleyen: Beklan Kulaksızoğlu

Editör: Murat Çelikkafa