Avrupa basınından özetler

Avusturya'nın başkenti Viyana'da çıkan Kurier gazetesi Almanya'da dün Neonazi kurbanlarını anmak için düzenlenen devlet törenini şöyle yorumluyor: 

"Almanya'da Neonazi terörünün kurbanlarını anmak için düzenlenen duygusal tören çok önemli bir adımdı, ancak bu sadece bir başlangıç olabilir... Anayasayı Koruma Dairesi, Almanya'da 25 bin kişiyi aşırı sağcı çevre içinde sınıflandırıyor. Bu kişiler son derece aktif, sokağa çıkıyor, ayrıca internette de genç insanları kandırmaya çalışıyor. Siyasî temsilcileri ise daha ehlileşmiş, ancak onlar da topluma nefret içeren mesajlar veriyor. Ve bu gruplar diğer yandan birbiri ile çatışma halinde. Bu tehlikenin varlığı, artık çok sık dile getirildiği için neredeyse anlamını yitirmiş olan demokratik değerler ve insan haklarının öneminin yeniden farkına varılmasını ve düşman tablosu yaratanlara bunlarla karşı çıkılmasını zorunlu kılıyor. Merkel'in kurban yakınlarından devletin başarısızlığı nedeniyle özür dilemesi önemli bir andı. Ancak bu kişilerin elebaşları ile mücadele etmek, hiç bitmeyecek bir görev."

Hollanda gazetesi De Telegraaf da Afganistan'da Kur'an-ı Kerim nüshalarının yakılmasıyla ortaya çıkan protesto ve gerginliği mercek altına alıyor:

"Bu olay, Batı'nın hesabına kalın bir çizgi çekti. Afganistan'da 2014 yılında yabancı güçlerin çekilmesinin ardından ordu ve polisin eğitimi için bazı birliklerin ülkede kalmaya devam etmesini garanti altına alacak müzakereler devam ediyor. Halkı tarafından yolsuzluklara karışmış ve verimsiz bir Devlet Başkanı olarak görülen Hamid Karzai için Amerikalıların bu yöndeki isteğini kabul etmek daha da zorlaşacak. Taliban da Karzai'yi Kur'an yakma olayının cezasız bırakılması durumunda, müzakereleri kesmekle tehdit ediyor. Bu son olay bir kez daha şunu gösterdi: Gösterilen çabalara rağmen aradaki kültürel uçurum Afganların kalbini kazanmayı zorlaştırıyor." 

Fransız La République du Centre gazetesi bugünkü sayısında, Suriye'de yaralanan Le Figaro muhabirinin yaptığı yardım çağrısına dikkat çekiyor: 

"Suriye'de o gün tıpkı diğer günler gibi olabilirdi. Suriye İnsan Hakları Gözlem Merkezi'nde en az 46 kişinin hayatına mal olan gün gibi mesela... Humus'un merkezinde iki gazetecinin hayatını kaybetmesinden bir gün sonra da meslektaşları Edith Bouvier'den yardım çağrısı geldi. Bouvier çarşamba günü hedef olduğu bombalı saldırıda yaralandı ve bacağı kırıldı. 'Figaro' gazetesi için çalışan muhabir ateşkes çağrısında bulunurken, tıbbi tedavisi için de Suriye'den çıkarılmayı ve başka bir yere tahliye edilmesini istiyor. Bu çağrının medyadaki yankılarına kimse kızmamalı. Zira bu sadece Edith Bouvier'i ilgilendirmiyor ve meslekî bir dayanışma için yapılmıyor. Bu gazetecinin yalvarışı, Suriye'de çekilen acıların da bir ifadesi. Eğer Suriyeliler kurtarılamazsa, acı çekmeye ve ölmeye devam edecekler."  

Avusturya gazetesi Die Presse ise 'Sırbistan'ın AB üyeliği için açık kapı' başlıklı yorumda, AB dışişleri bakanlarının, Sırbistan'ın Avrupa Birliği üye adaylığını masaya yatıracakları müzakereleri analiz ediyor:     

"Sırbistan'da Avrupa Birliği'ne şüpheyle bakanlar da Avrupa Birliği'nin Sırplar için yolsuzlukların bulaştığı yargı sistemi, kötü durumdaki güvenlik güçleri ve korumacı ekonomik sistemi yoluna koyması açısından bir çekim gücü taşıdığını hesaba katmış olmalı. Zira Sırplar da nihayet Avrupa Birliği için hazır olduklarına dair mesajlar verdi. Bu nedenle, Sırbistan'ın üyeliği için Avrupa Birliği'nin kapılarını açması iyi ve önemli bir adım. Ancak elbette çok sayıda reformun hayata geçirilmesinin gerekliliği, gözardı edilemez."

© Deutsche Welle Türkçe

Derleyen: Hülya Köylü

Editör: Hülya Topcu