23.12.2010 - Avrupa basınından özetler

İngiliz The Independent gazetesi, "İyi Niyet Denemesi" başlıklı yorumunda yeni START Antlaşması'nı şöyle değerlendiriyor:

“Rusya ile yeni bir START Antlaşması imzalanmasını Obama’nın Rusya politikasına ağırlık merkezi yapmak Amerikan hariciyesinin akıllı bir hamlesiydi. Silahsızlanma politikası, Sovyetler sonrası Kremlin’inin aşina olduğu bir alan. Silahsızlanmanın, küresel güvenliğin arttırılması açısından son derece yararlı olduğu kuşku götürmez. Ama Rusya START Antlaşması’nın önemli unsurlarını hem ABD’nin iyi niyetliliğini sınamada kullanıyor hem de silahsızlanmada atılacak yeni adımların ön şartı olarak. Yeni anlaşma aynı zamanda Beyaz Saray’ın yeni patronunun Kongre’ye nasıl muamele etmesi gerektiğini öğrendiğini de gösteriyor. Bu tecrübe, giderek kendine cephe alan Kongre karşısında Obama’nın işine yarayabilir.”

İsviçre’nin Cenevre kentinde yayımlanan Neue Zürcher Zeitung ise yeni START Antlaşması’na şu satırları ayırmış:

“Yeni antlaşma acaba, Başkan Obama’nın hayal ettiği atom silahlarından arındırılmış dünyayı gerçekleştirme yolunda atılmış bir adım olabilir mi? İki ülke de önümüzdeki yıllarda büyük masrafla nükleer silahlarını modernize edecek. Nükleer silahların gücüne onlar kadar, atom silahlarının tasfiye edildiği dünya görüşünü benimsemeyen Kuzey Kore ve İran da güveniyor. Yeni START Antlaşması yine de önemli bir sinyal yerine geçebilir. Obama sadece, 1970’li yıllardan beri Rusya ile birlikte nükleer silahlanmayı sınırlandırmayı deneyen Amerikan başkanlarının yaptıklarını devam ettirmeye çalışmıştır. İç politik olumsuzluklara rağmen bunu başarmış olması takdire şayandır.”

Fransız Le Monde gazetesi yeni Irak hükümetinin durumunu ele aldığı yorumda şu görüşlere yer veriyor:

“Irak'taki üç büyük halk grubunu oluşturan Şii, Sünni ve Kürtler başbakanlığı, meclis başkanlığını ve cumhurbaşkanlığını aralarında bölüştüler. Barack Obama, yeni Maliki hükümetinin normalleşme yolunda önemli bir hamle olduğunu ve Amerikan birliklerin Irak’tan çekilmesini kolaylaştıracağını düşünüyor. Önümüzdeki yılın sonuna kadar 50 bin Amerikan askeri Irak’ı terk edecek. Pek sağlam görünmese de, Maliki’nin ekibi halk grupları arasındaki yumuşama umudunu arttıracağa benziyor. Bu fırsatın Irak’tan esirgenmemesi gerekir.”

Paris’te yayımlanan Le Figaro gazetesi, Romanya ve Bulgaristan’ın Schengen üyeliklerinin Berlin ve Paris yönetimlerince veto edilmesine ayırdığı yorumda kurarlarla uymayan Romanya’nın bu girişime alınması için neden bulunmadığını dile getiriyor:

“Fransa ve Almanya Avrupa’nın balkanlaştırılmasına son vermek istemekte haklılar. Avrupa Birliği’ne katıldıkları 2007 yılına kadar üyelik şartlarını yerine getirmemiş olan Bulgaristan ve Romanya gibi ülkeler Schengen bölgesine dâhil edilmeyi ne hakla isteyebilir? Rumen politikacılar ‘ayrımcılıktan’ dem vurmakla nankörlük etmiş oluyorlar. Romanya’ya üç yıl önce imtiyaz tanındığını ne çabuk unuttular? Üç yıldır da yolsuzluk ve organize suçlarla mücadelede bir arpa boyu kadar yol almadılar. Avrupa Birliği, herkesin ortak kurallara aldırış etmeden istediğini alabildiği bir süper market değildir.”

Le Republicain Lorrain adlı Fransız gazetesinin aynı konudaki yorumu da özetle şöyle:

“Avrupa Birliği artık çekincesiz açılma havasında değil. Romanya ve Bulgaristan’ın üyeliklerinin, büyük Avrupa ailesini yeniden birleştirme projesine uydurulmuş bir adım olduğu gün gibi ortada. Yoksa her iki ülkenin de adalet sistemi tam üye oldukları günden beri özel gözetim altında tutulmazdı. Adaletin bağımsızlığı ve yolsuzlukla mücadele gibi alanlarda büyük eksiklerin olduğunu herkes biliyordu. Buna bir de sınırların ne kadar iyi denetlendiğini eklemek gerekir. Fransa ve Almanya yönetimleri katı davranmakla, endişeli kamuoylarına önemli bir sinyal vermiş oldular.”

© Deutsche Welle Türkçe

Derleyen: Ahmet Günaltay

Editör: Murat Çelikkafa