1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

23.08.2005 - Avrupa basınından özetler...

Derleyen: Nihat Halıcı23 Ağustos 2005
https://p.dw.com/p/AbpT

Avrupa basınında bugün İsrail’in Gazze Şeridi’nden çekilmesi, Alman Hristiyan birlik partilerinin Türkiye siyaseti ve Türkiye’nin Avrupa Birliği üyeliğinin Kürt sorununa yansımasına dair haber ve yorumlar yer alıyor.

İsrail güvenlik güçleri, Gazze Şeridi’ndeki son yerleşim birimi Netzarim’i de tahliye etmesinin ardından, Batı Şeria’daki Yahudi yerleşimlerinin boşaltılmasına başlıyor. Batı Şeria'da tahliye edilecek yerleşim birimi sayısı ise 4. Alman Süddeutsche Zeitung gazetesi, konuyu sütunlarında şöyle yorumluyor:

“Emekli general sıfatını taşıyan İsrail Başbakanı Ariel Şaron, Gazze Şeridi’nden İsrail askerlerini ve Yahudi yerleşimcileri çekerek stratejik bir adım attı: Şaron, mücadele etmek zorunda olduğu cepheyi daralttı. Gazze Şeridi, başta Batı Şeria ve Kudüs olmak üzere, diğer bölgelerde yer alan 6 büyük yerleşimi korumak ve bu bölgelere daha fazla yerleşmek üzere feda edildi. Şaron’un ABD Başkanı George Bush’un da desteğini alarak geliştirdiği güvenlik duvarı, İsrail devletinin önümüzdeki yıllarda üzerinde yükseleceği coğrafyayı net bir şekilde ortaya koyuyor: Altı büyük yerleşim, İsrail’in merkeziyle bütünleştiriliyor. Duvarın doğusunda kalan yerleşim birimleri, muhtemelen Bush’un görev döneminin sona ermesinden önce İsrail’in imajını düzeltecek bir operasyonla tahliye edilecektir.

Avusturya’da yayımlanan Der Standard, Gazze Şeridi’nin tahliyesini değerlendiren gazeteler arasında yer alıyor:

“Tahliyeden hem İsrail hem de Filistin karlı çıktı: İsrail halkının yüzde 70’ini orta sağ partilere oy verenler meydana getiriyor. Bir zamanların sertlik yanlısı Ariel Şaron da ılımlılara katıldı. Çekilme işlemini durduracaklarını ilan eden radikal Musevi gruplar başarısızlığa uğradı. Diğer yandan, Filistin lideri Mahmud Abbas da ateşkes sözünün tutulmasını sağlayarak avantaj sağlayan siyasetçiler arasında yer aldı. Silahların susmasını sağlamak, bir yandan İsrail işgaline diğer yandan bölgenin ekonomik geri kalmışlığına son verilmesini mümkün kılabilir. Şimdi Abbas’ın önünde önemli bir fırsat duruyor.“

Almanya’da ana muhalefetteki Hristiyan Birlik’in, 18 Eylül’de yapılacak erken seçimde Türkiye konusunu gündeme getirme kararına ilişkin haber ve yorumlar da dikkat çekiyor. Konuya sütunlarında yer veren Frankfurter Allgemeine Zeitung gazetesi, Türkiye tartışmasıyla merkez sağdaki seçmenin oylarının hedeflendiğini duyurdu. Gazetenin haberinde, Bavyera Eyaleti İçişleri Bakanı Günther Beckstein’ın, „Türkiye konusu kampanyamızın bir numaralı maddesini meydana getirmeyecek. Ancak yine de demokratik sağdaki seçmenin tercihini yapmasında etkileyici olacaktır“ şeklindeki sözlerine yer verdi. Ost-Thüringer Zeitung gazetesi, Hristiyan Birlik’in Türkiye konusunu seçim kampanyasında öne çıkarmaktan kaçınmasını şöyle yorumluyor:

„Sosyal Demokratlar ve Yeşiller, Ankara’ya tam üyelik perspektifi sunulmasını, Muhafazakarlar ile liberaller ise imtiyazlık ortaklık imkanı sunulmasını istiyor. Bu açık görüş farklılığına rağmen Hristiyan Birlik’in başbakan adayı Angela Merkel, Türkiye’yi kampanyanın ağırlıklı konularından biri haline getirmekten kaçınıyor. Doğrusu Hristiyan Birlik iş ciddiye binip gerekçeler açıkça ortaya konduğunda tartışmanın çığrından çıkıp sonunda siyasi bir çamur savaşına dönüşmesinden, bunun da kararsız seçmeni olumsuz yönde etkilemesinden endişe duyuyor. Merkel’e göre, en iyisi bekleyip Brüksel’deki gelişmeleri izlemek.“

Alman ana muhalefet partisinin Türkiye yaklaşımına değinen bir başka gazeteyse Nürnberger Nachrichten. Gazete, Almanya’da Türk kökenli Alman vatandaşı sayısının giderek arttığına dikkat çekiyor ve şöyle devam ediyor:

“Hristiyan Birlik partileri, Türkiye konusunu duygusal platforma taşımaktan uzak duruyor. Bunu iyi de yapıyor. Çünkü seçimlerde Hristiyan Birlik partilerine oy vermeyi düşünen Türk kökenli vatandaşların çoğu, Merkel ve arkadaşlarının Ankara’ya yönelik katı tutumu nedeniyle başka partilere yönelebilir. Muhalefetin temkinli çizgisinin, kampanyanın devamı süresince korunmasını umuyoruz.“

Bu arada Luxemburger Wort gazetesi de Türkiye’nin Avrupa Birliği tam üyeliğinin Kürt sorununun çözümüne önemli katkı sunacağını ileri sürüyor. Saddam Hüseyin sonrası bölgede kartların yeniden dağıldığına dikkat çeken gazete, Kürtler’in Irak’ın kuzeyinde fiilen yapılandırdıkları özerk yönetimin petrol gelirleriyle güç kazandığını ifade ediyor. Gazetede yer alan yazı şöyle devam ediyor:

“Irak’ın kuzeyindeki oluşum, orta vadede Doğu Anadolu’ya da yansıyacaktır. Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne tam üyeliği perspektifi, Kürt sorununu patlamaya hazır ihtilaf olma halinden çıkaracaktır. Türkiye, Kürt vatandaşlarına uygulamada daha fazla temel hak sunmalıdır.“