Alman basınından özetler

Alman gazetelerinde bugün Suriye krizi, sünnet tartışmaları, ABD'nin Denver kentindeki bir sinemada meydana gelen cinnet olayı geniş yer tutuyor.

Berlin merkezli  Tageszeitung gazetesi Suriye krizini değerlendiriyor. Rusya'nın BM Güvenlik Konseyi'ndeki tutumunu mercen altına alan gazete şu değerlendirmeye yer veriyor:

“Rusya, BM Güvenlik Konseyi'nde Suriye ile ilgili karar tasarısını ikinci kez veto etmesinin ardından Batı'nın kamuoyuna yaptığı açıklamaların büyük bir bölümünde dünyanın kötü çocuğu oldu. Rusya'nın bu tutumunun ardında Libya ile ilgili daha önce alınan ve Moskova'nın çıkarlarını ilgilendiren BM kararı yatıyor. Suriye, Soğuk Savaş döneminden bu yana Rusya'nın Ortadoğu'daki en önemli müttefiki. Rus donanmasının Akdeniz'deki tek üssü Suriye'de bulunuyor. Ülke aynı zamanda Rus silahlarının da başlıca pazarı konumunda. Ancak Rusya, Esad rejiminin giderek daha fazla öngörülebilen gidişi ile birlikte tüm bu çıkarlarını kaybedecek. Moskova bu nedenle BM'deki veto politikasını sürdürüyor, ama Esad rejimine bağlılığı nedeniyle de Suriye halkı tarafından sevilmiyor." 

Almanya'da bir mahkemenin sünneti “yaralama suçu“ olarak değerlendirmesi ile ilgili tartışmalar sürüyor. Hükümetin konuya yasal düzenleme getirmeye hazırlandığına işaret eden Sächsische Zeitung'da şu satırları okuyoruz:          

“Bu zorlu konunun açıklığa kavuşturulması gerekiyor. Yapılan kamuoyu yokmalarında halkın buna hayli destek verdiği görülse de herhangi bir yasa ile dini amaçlı sünnetin yasaklanması kesinlikle sonuç getirmeyecektir. Yasak, Almanya olmadan bunun yapılabileceği bir pazarın oluşmasına neden olacaktır. Kendi dindar olmayanlar, başkalarının dinlerinin gereklerini yerine getirmesini engellemeye kalkışmamalıdır."

General – Anzeiger gazetesinde de sünnetle ilgili şu yorum yer alıyor:

“Burada anayasanın insan hakları ile çatıştığı bir durum ortaya çıkıyor. Almanya'da hiçbir din, temel yasaların üzerinde değildir. Sorun şu; anayasal sınırlar içinde neye izin verilecek, neye verilmeyecek? Her iki taraf da ideolojik inatlaşmadan uzak daha sakin bir tartışma ortamı yaratabilirdi…“

Amerika Birleşik Devletleri'nin Denver kentinde cinnet getiren bir genç Cuma günü 12 kişiyi öldürdü. Bunun ABD'deki cinnet vakasının ilk olmadığına dikkat çeken Westdeutsche Zeitung, Norveç ve Almanya'da da daha önce benzer olaylar yaşandığını belirterek şu değerlendirmeye yer veriyor:

“Bu kanlı olayların ne zaman meydana geleceği tahmin edilemez. Bu nedenle önceden tam bir koruma sağlanması oldukça zor. Ancak bu noktada açık, anlaşılır kurallara ihtiyaç var. En basitinden sadece meslekleri nedeniyle insanların evlerinde silah bulundurmalarına izin verilmeli. Çeşitli nedenlerle ihtiyacı olanlar da silahı resmi yollarla kiralamalı. Bu kuşkusuz bürokratik bir yük olacak. Ancak Aurora, Ütoya ya da Winnenden gibi örneklerin engellenmesi isteniyorsa, bunun gereği hemen yapılmalı.“