22.10.2009 - Avrupa basınından özetler

ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden'ın dün Polonya'ya yaptığı ve Varşova'dan yeni füze kalkanı projesine destek sözü aldığı gezi, basında geniş yer buluyor. Polonya'nın Rzeczpospolita gazetesinin yorumu şöyle:

"Polonyalı yetkililer ABD'nin yeni füze kalkanı projesine bu konuda birçok belirsizlik olmasına rağmen 'evet' dediler. Bu doğru. Polonya ile ABD ittifakının sona erdiği yönünde çıkan dramatik haberlerin tam tersine bu ittifak gayet iyi durumda. SM-3 füzesavarlarının yerleştirilmesi Polonya için, ABD Başkanı George Bush'un füze kalkanı projesinden daha uygun. Ancak sorun projenin uzun vadeli olmasında. Proje hayata geçirilinceye kadar hem ABD'nin politikasında, hem de uluslararası alanda birçok değişiklik, gelişme olabilir. Polonya işte bu nedenle Amerikalılara füze kalkanı projesine hazır olduğunu söylerken, aynı zamanda ABD ile işbirliği için yeni yollar da aramalı."

Sol liberal İtalyan La Repubblica gazetesi ise Afganistan'da seçim sonuçları yüzünden çıkan tartışmaları ve ardından şimdiki Devlet Başkanı Hamid Karzai ile en yakın rakibi Abdullah Abdullah arasında ikinci tur seçimlere gidilmesi kararını değerlendiriyor:

"Sert, tartışmalı, karşılıklı suçlamaların yaşandığı seçim kampanyası ve uluslararası kamuoyunun yaptığı uyarıların ardından Devlet Başkanı Hamid Karzai eski Dışişleri Bakanı Abdullah'a zeytin dalı uzatmak istiyor. Bu üzerinde herkesin hemfikir olduğu kaçınılmaz ve gerekli bir çözümdü. Buna rağmen gözlemciler ikinci tur seçimlerin de Karzai'nin Devlet Başkanlığı'nı onaylayacağı görüşünde. İki rakip koalisyon kurmaya ise sıcak bakmıyor. İkinci tur seçimlerin beklendiği Afganistan, dünya politikasının çıban başı olmayı sürdürüyor."

Paris kaynaklı Le Monde gazetesi ekonomik krizin Almanya ve Fransa'daki etkilerini ve alınan önlemleri karşılaştırıyor:

"Almanya dünya genelinde etkili olan ekonomik krizin yolaçtığı sonuçlara rağmen bütçesini 2020 yılına kadar dengeleme hedefini benimsedi. Fransa ise tam tersine kötü bir öğrenci. Üstelik sadece bütçesindeki açığın sürekli olarak yüksek olması nedeniyle değil. Elysee Sarayı bunu azaltmak için en ufak bir çaba da göstermiyor. Bu konuda Fransa'ya bir tek AB Komisyonu değil, Avrupa Merkez Bankası da eleştiride bulunuyor. AB artık Paris'e güvenmiyor. Fransa'nın 2012 yılında yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimlerine kadar bütçesini disiplin altına alacağı sanılmıyor. Oysa bütçedeki bu açık çok hızlı biçimde ciddi bir yük haline gelebilir, hatta bir sonraki ekonomik krizin ortaya çıkmasına da neden olabilir."

Alman Hrıstiyan Birlik Partileri ile Hür Demokrat Parti arasındaki koalisyon pazarlıkları da bugünkü basında yer bulan konular arasında. Gazeteler müstakbel koalisyon ortaklarının seçmene verdikleri vergi indirimi sözünü yerine getirmek için 50 milyar euroluk bir ‚gizli bütçe’ ayırmalarını analiz ediyor:

Regensburg’da yayımlanan Mittelbayerische Zeitung'un yorumunda şu satırları okuyoruz:

„Hrıstiyan Birlik-Hür Demokrat koalisyonunun başlangıcı el çabukluğu izlenimi veriyor. Yeni hükümet bütçe dışındaki 50 milyarlık özel bir fonla vergi indirimi için kendisine gerekli hareket alanını yaratmayı istiyor. Liberaller ve özellikle de liderleri Guido Westerwelle, bu yoldan seçmene verdiği sözü tuttuğunu göstermek istiyor. Liberaller ekonomik krize rağmen seçim kampanyaları sırasında vatandaşlara 35 milyar euroluk pahalı bir vergi indirimi vaat ettiler. Şimdi gözden düşmemek için hile yapıyorlar. Hrıstiyan Birlik Partileri de bu konuda Hür Demokratlar’la birlikte hareket ediyorlar.“

Derleyen: Hülya Topcu

Editör: Ahmet Günaltay