1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

22.07.2011 - Avrupa basınından özetler

22 Temmuz 2011

Euro Bölgesi liderlerinin dün Brüksel’de düzenlediği kriz zirvesi bugünün Avrupa basınında öne çıkan yorum konusu.

https://p.dw.com/p/121bm

İtalyan La Repubblica gazetesi zirveden çıkan kararları, ileriye dönük büyük bir adım ve piyasalara verilmiş açık bir mesaj olarak değerlendiriyor:

“Euroyu uçurumun kenarına sürükleyen altı aylık sürüncemenin ardından Avrupa, Yunanistan krizinin üstüne ciddi bir şekilde gitmeye karar verdi. Bu büyük bir adım. Herkesin bir şeylerden feragat etmiş olmasına rağmen. Almanya Başbakanı Merkel, kriz fonlarının yetkilerinin genişletilmesi konusundaki vetosunu geri çekti. Avrupa Merkez Bankası, özel alacaklıların kurtarma paketine dâhil edilmesini kabul etmek zorunda kaldı ve Fransa, bankaların vergilendirilmesinden vazgeçti. Sonuçta rötarlı da olsa Avrupa bir şeyler kazanmış oldu.”

İsviçre’den Neue Zürcher Zeitung ise tam tersi görüşü savunuyor ve daha fazla dibe batıldığı yorumunda bulunuyor:

“Brüksel’de bir araya gelen siyasiler ve çıkar gruplarının temsilcileri, Euro Bölgesi’nde borçlar, ödeme kabiliyeti ve sorumluluk kavramlarının daha da iç içe geçmesi yolunda bir adım daha atmış oldu. Ancak ‘adım atma’ ifadesi olayı fazlasıyla olumlu gösteriyor. Sonuçta birbirine az ya da çok, bir şekilde kenetlenmiş haldeki politikacılar kaygan ve dik uçurumda biraz daha dibe inmiş oldu. Son gelişmeler, euro ve Avrupa bütünleşmesi denilen şeyin, kamu paraları, yaşam tarzı ve AB çapındaki gelir dağılımına ne kadar geniş çaplı etkilerde bulunacağını Avrupa vatandaşlarına daha açık bir şekilde göstermiş olsa gerek.”

Fransız DNA gazetesinin yorumunda ise şu satırları okuyoruz:

“AB'nin tarihi, ite kaka son anda bulunan çözümler, gece oturumları, son dakika tavizleri ile dolu. Ama AB’yi gelecekte daha iyi koruyabilmek için artık bir üst vitese takma zamanı geldi. Ekonomik, mali ve siyasi birliğin güçlendirilmesine giden yol iyice belirmeye başladı. Ve bu yola şüphesiz girilecek. Şimdi herkesin oturup bunun kurallarını müzakere etmesi gerekiyor. Ve bunu yaparken en iyisi, herkesin ortak çıkarlarını göz önünde bulundurmak.”

Polonya’nın başkenti Varşova'da çıkan Rzeczpospolita gazetesi ise ‘Euro şimdilik kazandı' diyor.

“Olması gereken, oldu. Yunanistan kurtarıldı. En azından sonbahara kadar. AB memurları huzur içinde ağustos tatiline çıkmak istiyor, acil sorunların hızla çözülmesi gerekiyordu. Euro Bölgesi’nin, kurulduğu 1999 yılından bu yana yaşadığı en derin krizin, 17 ülkelik para birliğini çökerteceğine ve ulusal para birimlerine geri dönülebileceğine inananlar ancak ekonomi dünyasının en saflarıydı. Sonuçta bundan kimse kârlı çıkmaz. Özellikle de Almanya ve Fransa. AB, bu iki ülkenin çıkarları adına Yunanistan’ı tüm gücünü kullanarak bataktan çıkarıyor. Berlin ve Paris Atina yönetimini kapsamlı ekonomik refomlara zorlayabilecek mi, belirsiz. Avrupa’nın vergi paraları sürekli akıtılacak, Yunanlar grev üstüne grev yapacak… Bu böyle devam edemez.”

Yunanistan’ın başkenti Atina’dan Ta Nea gazetesi ise, “Biz kendi kendimizi kurtarmalıyız” diyor.

“İlk büyük umut penceresi açıldı. Bulunan çözüm cesurca. İflasa ramak kala partnerlerimiz bize sırt çevirmedi ve aynı zamanda spekülatörlere de, ortak para biriminin bedeli ne olursa olsun arkasında oldukları yönünde açık bir sinyal verdiler. Bunların hepsi iyi. Ama tek başına yeterli değil. Başbakan ve Maliye Bakanı Brüksel'den bavullar dolusu parayla döndü. Ama burada karmaşa sürüyor. Burada söz konusu olan, çürük bir ipin üzerinde yürüdüğünü görmeye yanaşmayan ve öfke uyandıran bir toplum. Kendi kendini bacağından vuran bir toplumu kimse ciddiye alamaz. Çünkü bu toplum, elindeki tek lokomotifi, yani turizmi grevlerle baltaladığında işte tam da bunu yapıyor. Aslında çok basit. ‘Yabancılar' bizi kurtarabilsin diye önce bizim kurtarılmak istediğimize karar vermemiz gerekiyor.”

© Deutsche Welle Türkçe

Derleyen: Beklan Kulaksızoğlu

Editör: Başak Özay