1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

22.06.2009 - Alman basınından özetler

22 Haziran 2009

22 Haziran 2009 Pazartesi günkü Alman gazetelerinde İran'daki gelişmeler, Somali'nin başkenti Mogadişu'daki çatışmalar ve Yemen'de kaçırılan yabancılara ilişkin haber, yorum ve değerlendirmeler ön plana çıkıyor.

https://p.dw.com/p/IVxX
Fotoğraf: AP

23 Haziran 2009 Pazartesi günkü Alman gazetelerinden derlediğimiz basın özetlerine Berlin’de yayımlanan Die Welt gazetesinin, ABD Başkanı Barack Obama’nın İran’daki hadiseler karşısında izlediği tutumu konu alan yorumuyla başlıyoruz:

“Obama, kanla bastırma girişimini, geçen haftaya göre daha açık sözlerle ve ‘kaba kuvvet kullanılan, haksızca’ eylemler olarak adlandırdı. Ancak Tahran’daki iktidar sahiplerinin ABD’yi düşürmek istedikleri ‘kötüyü kınama’ tuzağına düşmedi. Mir Hüseyin Musevi’nin çevresinden Obama’nın gelişmelere müdahale etmeme politikasını eleştiren tarzda açıklamalar gelmedi. ABD Başkanı, Martin Luther King’i zikretmekle İran’daki ayaklanma ile Amerikan medeni haklar hareketi arasında paralellik kurdu ve olayların seçim hilesi değil, doğrudan hürriyet arayışı ile ilgili olduğunu söylemeye getirdi.”

Tagesspiegel gazetesi ise ABD Başkanı Obama’nın İran'daki gelişmelere gösterdiği tepkiye şu satırları ayırmış:

“Barack Obama, iki bakımdan zor durumda. Yeni ve ahlaki politikalar vaadinde bulunduğu için, dürüst seçim talebine duyduğu sempatiyi dile getirmek zorunda. Ama mollaları karşısına alıp açıkça göstericilerin safına geçerse bu öldürücü bir kucaklaşma olur. Selefi Bush’u, İran ile diyalogu ret ettiği gerekçesiyle eleştirmiş ve nükleer program hakkında doğrudan görüşme yollarını arayacağını duyurmuştu. Mollalarla diyalog kapısını kapatmadan, protesto hareketiyle dayanışma içinde olduğunu nasıl dile getirecek? Cumhuriyetçiler gösterileri, Bush’un sertliğinin başarısı olarak değerlendirip İran’a daha sert yaptırımlar uygulanmasını isteyeceklerdir.”

İran’daki durumu konu alan yorumunda Düsseldorf’ta yayımlanan Westdeutsche Zeitung gazetesi şu görüşlere yer veriyor:

“Ahmedinejad’ın hamiliğini yapmış olan devrim lideri Hamaney, Cuma hutbesinde son sözü söyledi. Bu sözlerin ne kadar etkili olacağı önümüzdeki gün ve saatlerde kendini gösterecek. Hamaney'in sözleri etkisiz kalırsa rejim bütünüyle çökebilir. Ama çöküşün müsebbibi sokaktaki eylemler değil, iktidardaki mollaların meşruiyetsizliği ve aczi olacaktır. Tahran’daki iktidar sahipleri toparlansalar bile, çoktan kendilerinden uzaklaşmış olan gençliği yeniden kazanmaları mümkün olamayacaktır.”

Basın özetlerine Süddeutsche Zeitung gazetesinin Somali’nin başkenti Mogadişu’daki çatışmaları konu alan yorumluyla devam ediyoruz:

“Mogadişu şiddet batağında boğuluyor. Somali’ye hâkim olmak için mücadele eden ılımlı ile radikal İslamcılar arasında barış ihtimali her gün biraz daha zayıflıyor. Dünya devletleri ise gözlerini yumup ülkedeki sayılı barış görevlisini kaderine terk ediyor. Somali’ye asker göndermekten bütün devletler korkuyor. Hepsi işi zamana bırakıyor, teslim etmese de bu düsturla hareket ediyor. Kısa vadede rahatlatıcı da olsa, bu davranışın acısı günün birinde çıkar. Somali’deki iç savaş büyük felaketler doğurabilir. Bütün bölge barışının tehlikeye girmesi işten bile değildir.”

Basın özetlerimize Frankfurter Allgemeine Zeitung gazetesinden aktaracağımız yorumla son veriyoruz. Yorum’un konusu, Yemen’de kaçırılan yabancıların misyonerlik yaptığı iddiası:

“Bilindiği gibi mümin Müslümanlar, Hristiyanlarla İncil ve Kur'an sohbeti yapmaktan kaçınmaz ve Hz. İsa’yı peygamber kabul ederler. Yemen hükümetinin kaçırmadan sorumlu tuttuğu El Kaide ise böyle düşünmüyor ve İslam’ı zayıflatıp, ona hâkim olmayı amaçlayan siyasi bir girişim addediyor. Hristiyanların dinlerine bağlı olmasına kimse ses çıkarmaz. Ama kilise hayır kurumlarının da dediği gibi, böyle ülkelere maceraperest ya da din fedailerinin gönderilmesi doğru değildir."


Derleyen: Ahmet Günaltay

Editör: Murat Çelikkafa