1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

22.06.2004 - Avrupa basınından özetler...

Derleyen: Hülya Topcu22 Haziran 2004
https://p.dw.com/p/AbuJ

Alman basınında, bugün Alman Sosyal Demokrat Partisi’nin içinde bulunduğu kriz ve partinin yeni arayışları ağırlıklı olarak ele alınmış. Diğer Avrupa basınında yer alan başlıklarda ise İran’ın üç İngiliz gemisine el koymasıyla ilgili gelişmeler ve İngiltere Başbakanı Tony Blair’ın Avrupa Anayasası’nı referanduma sunmasındaki risklere ilişkin bir değerlendirme bulunuyor.

Süddeutsche Zeitung gazetesinin, muhalefetteki Alman muhafazakar Hristiyan Birlik partilerinin Türkiye konusuna da değindikleri Avrupa Anayasası’na ilişkin görüşlerini ele aldığı yorumunda şu satırlar yer alıyor:

”Hristiyan Birlik partilerinin Avrupa Anayasası’na yaklaşımı siyasi açıdan olduğu gibi, kullandıkları terminoloji açısından da yanlış. Muhalefet birlik partileri, Avrupa Anayasası’na Federal Meclis ve Federal Temsilciler Meclisi’nde bir şartla onay verebileceklerini söylüyorlar. O da, gelecekte AB’ye aday ülkelerle üyelik müzakerelerine geçmek için meclisin üçte iki çoğunluğunun onayının alınması şartı. Bu, tamamen Türkiye’ye yönelik ve AB’nin hareket serbestisini zayıflatacak bir önlem. Ve bu açıklama, yeni Avrupa Anayasası’na methiyeler düzen Hristiyan Birlik partilerinin bugüne kadarki tavrına açıkça aykırı düşüyor. Ayrıca bu açıklama, Avrupa partileri olma iddiasındaki Hristiyan Birlik partilerinin kredisini de düşürüyor. Kim Avrupa Anayasası’nı iç politikaya alet edip, kendi amaçları uğrunda kullanmak istiyorsa, o, Avrupa politikası değil, olsa olsa taşra politikası yapıyor demektir.”

Münih’te yayımlanan muhafazakar Münchener Merkur gazetesi, Alman Sosyal Demokrat Partisi’ni durumunu, iki yem arasında tercih yapamayan ve sonunda aç kalan eşeğin hazin öyküsüne benzetiyor. Gelenek ve gelecek arasında tercih yapamayan Sosyal Demokrat Parti’nin, belki ölüp ortadan kalkmayacağını, ama en azından kimliğini yitirieceğini belirten gazetenin yorumunda şu eleştirel görüşler yer alıyor:

”Şimdi partiye eleştiri yönelten çevrelerin korktukları başlarına geliyor gibi: Parti, aldığı başarısızlıklardan gözünün korkması nedeniyle geri adım atmaya başladı. Parti Genel Başkanı Müntefering’in ilan ettiği yeni rota; asgari ücret, asgari kazanç vergisi ve –hepsinden öte- yeniden devlet desteğindeki konjonktür programlarına dönüşü içeriyor.”

Muhafazakar İngiliz gazetesi The Times’ın, İran Körfezi’nde el konulan İngiliz gemisi ve sekiz personelinin gözaltına alınmasına ilişkin yorumu şöyle:

”Üç İngiliz devriye botuna el koyan İran, bu girişimiyle Irak koalisyon güçlerine cepheden bir salvo çekmiş oldu. Bu girişim, Irak’a ilişkin savaş sonrası düzende İran’ın önemli rol oynamak istediğinin işareti gibi. Körfezde çatışmalar olağandışı sayılmaz. Ancak, koalisyon güçlerine bağlı temsilcilerin İran tarafından tutsak edilmesi bir yıldan bu yana ilk kez gerçekleşiyor. Soru şu: Neden şimdi? Ve bu olayın arkasında İran’daki hangi fraksiyon bulunuyor? Bu soruların yanıtı, İran’daki siyasi iç hesaplaşmalarla da yakından ilgili.”

İngiliz Financial Times gazetesi, Avrupa Anayasası’na İngiliz hükümetinin onay vermesinden sonra, İngiltere Başbakanı Tony Blair’ın siyasi konumuna ilişkin olarak şu yorumu yapıyor:

”Blair’ın Avrupa Anayasası’nı halkoylamasına götürme sözü, riskli siyasi bir oyun niteliği taşıyor. Blair bu girişimiyle, İngiltere’nin AB ile ilişkilerini normalleştiren başbakan olarak tarihe geçme niyetinde. Bunun yerine Blair’ın koltuğundan çekilme ve ülkesini iki arada bir derede bırakma gibi bir seçeneği de bulunuyor. Avrupa Anayasası’nın halkoylamasına sunulması öncesinde onlarca soru yanıtını bekliyor. Bunlar arasında, Avrupa Anayasası’nın muhtemelen diğer AB ülkelerinde de halkoylamasına sunulması ve kısa bir süre sonra yapılacak Avam Kamarası seçimlerinden sonra Tony Blair’ın siyasi geleceğinin ne olacağı gibi konular da bulunuyor.”