22.04.2010 - Avrupa basınından özetler

Volkanik kül bulutları nedeniyle hava trafiğinde yaşanan kaos Avrupa’da ortak hava sahası oluşturulması planını yeniden gündeme getirdi. Avusturya’nın başkenti Viyana’da yayımlanan Kurier gazetesinin AB'de planlanan ortak hava sahası tartışmalarıyla ilgili yorumu şöyle:

“Avrupa’daki kara sınırları çoktan ortadan kalkmış olmasına rağmen semalarda hala milli sınırlar geçerli. (…) Avrupalılar AB Komisyonu öncülüğünde yaklaşık on yıldır, ortak hava sahası oluşturulması planları üzerinde çalışıyor. İzlanda’da faaliyete geçen yanardağdan kaynaklanan kül bulutlarıyla bu konu yeniden gündeme geldi. Önümüzdeki on yıl içerisinde söz konusu planın yürürlüğe girmesi hedefleniyor. Şu an için Avrupa semaları hala milli egoizmlerle sınırlandırılmış durumda. Görünen o ki, kimse hava sahasını ya da milli hava güvenlik yetkilerini başkalarıyla paylaşmaya gönüllü değil. Ama artık sınırları tamamen kaldırma zamanı geldi.”

Norveç’in muhafazakâr eğilimli Aftenposten gazetesi ise bugünkü yorumunda volkanik bulutlar yüzünden havayolu seferlerinde uygulanan yeni kuralların yolcuları tedirgin ettiği görüşünde:

“Uçuşlarda uygulanan yeni kuralları farklı farklı yorumlamak mümkün. Şu anki kriz yönetimi kabul edilemez. Çünkü uçak yolculuklarına duyulan güveni riske atıyor. Yolcuların güvenlikleriyle ilgili en ufak bir şüphesi dahi bulunmamalı, kendilerini güvende hissetmeliler. (…) Yetkililerse, hangi hava sahası olursa olsun her durumda aynı sorumluluğu aynı titizlikle üstlenmelidir. (…) Hava trafiği ile ilgili somut ve anlaşılır kurallar alınmadıkça, yeni bir kül bulutunda daha olumsuz sonuçlar ortaya çıkabilir.”

Uluslararası Para Fonu IMF'nin bu yılki küresel mali istikrar raporu son iki yılın aksine daha iyimser bir tablo çiziyor. Buna göre, küresel finans sistemi göreceli istikrara kavuşmaya başladı. İspanya’nın başkenti Madrid’de yayımlanan sol liberal El Pais gazetesinin uluslararası finans sisteminin durumuna ilişkin yorumunda şu ifadelere yer veriliyor:

“Uluslararası Para Fonu’nun son raporunda, küresel finans piyasalarının istikrarını tehdit eden unsurların zayıfladığına dikkat çekiliyor. Bu temkinli iyimserliğin arkasındaysa IMF’nin ekonomik büyüme beklentilerini artırması yatıyor. Ancak riskler tamamen ortadan kalkmış değil, sadece ertelenmiş durumda. Sadece tehlikenin çehresi değişti. Şu an için en büyük tehlike kaynağı; yetersiz ödeme gücüyle bazı ülkelerdeki yüksek borçlanma oranları.”

Katolik Kilisesi son dönemde ortaya çıkan çocuklara yönelik cinsel taciz vakaları yüzünden zor günler yaşıyor. Fransa’nın en önemli haber dergilerinden L'Express'in konuyla ilgili yorumunda şu satırlar dikkat çekiyor:

“Kilise’nin yeniden eski günlerine dönebilmesi için bünyesindeki tüm din adamlarını değiştirmesi gerekiyor. Ayrıca papazların evlenme yasağının kalkması da şart. Cinsel ilişki yasağı ya da nefse hâkimiyetin dayatılmasından kaynaklanan işkence eninde sonunda yoldan çıkmaya ya da isyana neden olur. Bu konuda varoluşun kutsallığına yönelik propagandacılığı benimseyen Katoliklik, sonuçlarına ancak bugün şahit olduğumuz manevi bir cehennem yaratmıştır. Esasını sevgiye dayandıran bir dinin, bunun en temel şartını yasaklaması, devam ettirilemez. Papa 16'ıncı Benedikt, cinsel ilişki yasağıyla Hz. İsa'nın yolundan gidildiği görüşünde. Ancak papazlarından 33 yaşında çarmıha gerilmelerini de mi talep ediyor?”

© Deutsche Welle Türkçe

Derleyen: Meltem Karagöz

Editör: Ahmet Günaltay