1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

22.04.2004 - Avrupa basınından özetler...

Derleyen: Aydın Üstünel22 Nisan 2004
https://p.dw.com/p/Abuy

Alman ve Avrupa gazetelerinde bugün ağırlıklı olarak göze çarpan konular, Ankara'da Devlet Güvenlik Mahkemesi’nin eski DEP’li milletvekilleri hakkındaki kararı, Kıbrıs ve Irak‘taki son gelişmeler ve İngiltere Başbakanı Tony Blair’in Avrupa Anayasası’nı referanduma sunma kararı...

Ankara 1 No'lu Devlet Güvenlik Mahkemesi’nin eski DEP milletvekili dört Kürt politikacının hapis cezalarını onaması, Ulm kentinde çıkan Südwest Presse adlı gazetede şu yoruma konu olmuş:

"Mahkemenin aldığı karar ile siyasi muhalefetin düşünce özgürlüğü ve adil bir dava hakkı ayaklar altına alınmış oldu. Hakimler, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin itirazını kaale almayarak, rüştlerini ispat ettikleri kanısında olabilirler. Ancak bu karar, Türkiye’de demokrasinin olgunluğunun ve AB’ye girme yetkinliğinin kanıtı değil. Mahkemenin kararı ne kadar bir skandal niteliği taşısa da Türkiye’ye müzakere tarihi verilmesini çıkmaz ayın çarşambasına erteleme yanlılarının işine geliyor.”

AB Komisyonu’nun genişlemeden sorumlu üyesi Günter Verheugen dün Avrupa Parlamentosu’nun özel Kıbrıs oturumunda, Rum yönetiminin referandum öncesi izlediği tutumu ağır bir dille eleştirmişti. Referanduma iki gün kala son gelişmeleri değerlendiren Cellesche Zeitung adlı gazetenin yorumu kısaca şöyle:

”Verheugen’ın, Rum yönetimi tarafından kendini aldatılmış hissettiği yönündeki açıklamaları gayet normal. Lefkoşe hükümeti, bugüne kadar hep, birleşmeyi hedef göstermişti. Ama ne yazık ki orada da siyasi çizgi belirlenirken hep seçmene göz kayıyor. Kıbrıslı Rumlar, neden Brüksel’den gelecek AB desteğini, kuzeydeki yoksul komşuları ile paylaşsın ki?!!”

Irak’taki koalisyon güçleri ile ilgili Berlin’deki Neues Deutschland gazetesinde çıkan yorumda şu satırlar yer alıyor:

”İspanya’dan sonra Honduras ve Dominik Cumhuriyeti de Irak’tan geri çekiliyor. Koalisyon güçlerinden eksilme bu hızla devam ederse, Bush ve Blair epey yalnız kalabilir. Aslında pek korkmalarına gerek yok ne de olsa ülkesinde demokrasiye pek önem vermeyen, ama Ortadoğu’da demokrasi kaplanı kesilen Berlusconi gibi yandaşları var.“

Stuttgarter Zeitung adlı gazetenin Irak’taki son gelişmeler ile ilgili yorumu kısaca şöyle:

“Irak’ta yönetimin Iraklılar’a devredilmesinin ülkede istikrar sağlayacağını ummak bile gerçekler ile pek bağdaşmıyor. Ülkedeki son yabancı asker gidene kadar çatışmalar sürecektir. Peki ya sonra? İstekliler Koalisyonu’nda çözülme devam ediyor. İspanya ve Honduras’dan sonra, şimdi de Dominik Cumhuriyeti’nden askerler ülkelerine geri dönüyor. ABD Dışişleri Bakanı Colin Powell, istediği kadar koalisyon ortaklarından askeri yükümlülüklerini yerine getirmelerini talep etsin, Irak’ta belirsiz bir gelecek korkusu Washington’ın baskısından ağır basıyor. Gidişat epey karanlık.”

İngiltere Başbakanı Tony Blair, haftabaşında bir açıklama yaparak, Avrupa Anayasası’nı halkın oyuna sunacağını duyurmuştu. Düsseldorf’tan Handelsblatt’ın yorumu:

"Tony Blair, AB’yi genişlemenin arifesinde tam bir tedirginlik içine soktu. Eski ve yeni üyeler şimdi şu soruya yanıt bulmaya çalışıyor: Avrupa nasıl devam edecek? Ekonomik birlik olarak mı varlığını devam ettirecek, yoksa siyasi bir birliğe giden yolda mı ilerleyecek?"

Aynı konu Avrupa basınında da ele alınmış. İngiliz Financial Times:

“İngilizler’in günün birinde canı gönülden Avrupalı olacağını ummak, epey büyük bir riziko. Ancak referandumdan "hayır" kararı çıktığı ve İngilizler böylece Anayasa'yı bloke ettiği takdirde, tamamen yalnızlığa itilebileceklerini düşünmeleri gerek. Sorun şu: İngilizler sonradan fikirlerini değiştirse de belki de Birliğin diğer ülkeleri kendilerine yeni bir fırsat vermeye yanaşmayabilir.”

Irak’taki son çatışmalar ve saldırılar ile ilgili olarak Moskova’dan Kommersant adlı gazetede şu yorum yer alıyor:

“Irak’ın işgalinin iyi sonuç vermeyeceği konusunda George W. Bush yeteri kadar uyarılmıştı. Bush buna rağmen, Iraklılar’ın Amerikan askerlerini özgürlük getiren kurtarıcılar olarak selamlayacağını sandı. Irak’ta durum, yakın tarihteki örnekleri benzeri gelişiyor: İşgal kuvvetlerine direniş artıyor, sivil kurbanların sayısı ile birlikte direniş cephesine geçenler de artıyor ve bu gidişle her geçen gün daha fazla kayıp veren işgal güçleri ülkeyi terketmek zorunda kalacak. Irak’ta farklı bir senaryonun gerçekleşmesi pek ihtimal dahilinde gözükmüyor."