1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

21.02.2007 - Alman basınından özetler...

Derleyen: Cem Sey21 Şubat 2007

Alman gazeteleri bugün yorum sayfalarına Airbus şirketinin krizini, İran’ın nükleer programı yüzünden yaşanan ihtilafı ve Kerkük sorununu taşımış.

https://p.dw.com/p/AbjH

Berliner Zeitung Airbus konusunda Almanya ile Fransa arasındaki anlaşmazlığın perde arkasını ele aldıktan sonra şu görüşü savunuyor: “Bir gün Amerika Birleşik Devletleri, Rusya ya da Çin’den gelecek yabancı bir yatırımcının, kıtanın hava ve uzay taşımacılığıyla silah alanındaki en önemli tekelini, tüm teknik bilgileriyle birlikte ele geçirebileceği düşüncesi Avrupalılar için dayanılmaz bir düşünce.”

Frankfurter Allgemeine Zeitung ise olayın siyasi boyutunu değerlendiriyor: “Airbus’ın sağlığa kavuşturulması Alman-Fransız ortaklığının sınavı olacak. Alman politikacılarının alışılmamış sertlikte müdahelelerinin ardından, şimdi de Başbakan Villepin, 10 binden fazla işçiyi işten çıkarmaktan söz ederek, gerilimi artırıyor. Villepin’in davranışının şahsi nedenleri hakkında tartışılabilir. Ama sonuçta tek başına hareket etmesi, şirketin sağlığına kavuşturulmasının ertelenme kararının Fransa’da bir yenilgi olarak algılanmasına da siyasi bir yanıt.”

Die Welt ise şu saptamayı yapıyor: “Küresel rekabette işletmeciliğin gerekleri ne olursa olsun, bu nedenle hangi önlemler gerekli olursa olsun, ilgili tüm taraflar, gelecek için bu kadar çok umut yaratan birşeyin ne kadar yapay ve kırılgan olduğunu soğukkanlılıkla tesbit ediyor.“

Frankfurter Rundschau bugün İran’ın nükleer projesini ele alıyor: “Eğer Mahmud Ahmedinejad bir koşulla, İran’ın uranyum zenginleştirme hakkının saklı kalması koşuluyla herşeyi konuşabileceğini söylüyorsa, bu bizim kulağımıza garip gelebilir, ama tamamen yanlış değildir. İran’ın buna, barışçı kullanıma hakkı var. Sadece birçokları, sadece barışçı amaçları olduğuna inanmıyor. Bazıları da inanmak istemiyor.“

Neues Deutschland ise yeni görüşmeler yapılmasını talep ediyor: “İran’la yapılacak yeni görüşmeler, çıkmazdan bir yol bulunmasını sağlayabilir. Uzlaşma önerileri mevcut. Örneğin, Amerikalı bilim adamları, İran’ın sadece az zenginleştirilmiş uranyum kullanılan tesisler çalıştırmasını önerdi. Tahran buna ilgi gösterdi.”

“Ortadoğu’nun berbat durumu, Amerika Birleşik Devletleri’yle İran’ın doğrudan görüşmesini gerektiriyor” diye yazan Süddeutsche Zeitung da, bunun için Bush hükümetinin kendi düşman tanımlamalarından vazgeçmesi gerektiğini belirtiyor. “Öte yandan da” diye devam ediyor gazete, “İran rejiminin de ayak oyunları ve yangına yolaçan konuşmalarla çok güven kaybettiğini kabullenmek zorunda.”

Tageszeitung bugün Türkiye’nin Kerkük’ü başkent yapacak bağımsız bir Kürt devletinin Türkiye’deki Kürtler arasında ayrılıkçı eğilimleri güçlendireceği ya da en azından böyle bir devletin PKK’ya destek vereceğinden korktuğunu savunuyor ve şu yorumu yapıyor: “Şu anda Başbakan Erdoğan Genelkurmay Başkanı Orgeneral Büyükanıt’la, Irak’taki Kürt liderlerle bu sorunu görüşmenin anlamı olup olmadığını açıkça tartışıyor. Erdoğan diplomasiye güvenirken, askerler PKK destekçileriyle konuşacak birşey olmadığını açıklıyor. Askerlerin tehditlerinin askeri bir işgale dönüşmesi pek olası değil. Daha olası olan, eğer uzlaşma sağlanamazsa, Bağdat’taki gibi bir senaryo. O zaman Türkmenler ve Araplar, Ankara’nın desteğiyle, kanti cehenneme çevirir.”