1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

TÜR 2010 Presseschau 2

20 Ekim 2011

Avrupa basını bugün PKK'nın Hakkari'deki son saldırısı ve ardından Kuzey Irak'ta örgüte yönelik düzenlenen operasyon, İsrail ve Hamas arasındaki takas ve Afganistan'daki gelişmeleri ele alıyor.

https://p.dw.com/p/12vm8

İtalya'dan sol liberal La Repubblica, 'PKK ile yapılan şeytan paktı başarısız oldu' başlığını attığı yorumunda şu satırlara yer veriyor:

"Türk gizli servisi ile PKK arasındaki 'şeytan paktı' başarısız oldu. Türk hükümeti geçen yıl Kürtlere özellikle dil ve kültürel alanlarda büyük oranda özerklik ve daha fazla hak tanıyan bir dizi reformu kabul etti. Ancak bu önlemler, daha radikal talepleri olan Kürt politikacılar tarafından 'yetersiz' diye nitelendirilerek eleştirildi. Bu politikacılar dillerini hem kamusal alanda, hem de okullarda kullanabilmeyi talep ettiler, Kürt tutukluların serbest bırakılmasını istediler. Son olarak ise PKK lideri Abdullah Öcalan, yani 'şeytan' Türk gizli servisi ile bir anlaşma sağlamanın yollarını aradı. Belli ki boşuna."

Avusturya'dan Die Kurier ise aynı konuyla ilgili yorumunda şu satırlara yer veriyor:

"Son saldırıda olduğu gibi böylesi katliamların kesinlikle haklı çıkarılamayacağı, savunulamayacağı kesin. Ancak kesin olan bir başka nokta ise Kürt azınlığın daha fazla kültürel ve politik haklara kavuşmak zorunda olması ve bunu günün birinde alacağı. Erdoğan bu kızgınlık ve öfkenin üzerinden makul bir süre geçtikten sonra yeniden diyaloğa geçerse iyi bir tavsiye almış demektir. Çünkü ülkenin bölgesel bir güç olarak kendisini kabul ettirme yönündeki hırslı çabaları, Kürt sorunu çözümlenmediği ve Türkiye kendi evinde barışı inşa edemediği sürece, ciddiye alınamaz."

Danimarka'dan sağ liberal Jyllands-Posten bugünkü sayısında, İsrail ve Filistin arasındaki tutuklu takasını ele alıyor. Yorum şöyle:

"İsrail ve Hamas arasında bir İsralli asker karşılığında binden fazla Filistinlinin takasını öngören eylem, ilk bakışta İsrail için bir zafer olarak görünüyor. Ancak bu göstermelik bir zaferden daha fazla anlama geliyor mu, bu durum önümüzdeki hafta ve aylarda yaşanacaklara bağlı. İsrail kendisi için önemli olanın, Filistinli El Fetih ve Hamas'ı karşı karşıya getirmek değil, tam tersine, barış müzakereleri fırsatını kullanmak olduğunu göstermek zorunda. İsrail esir değişimini çok yüksek sayıda güvenlik görevlisi eşliğinde, buna büyük bir önem vererek gerçekleştirdi. Ancak bu aynı zamanda Ortadoğu'da barış ve istikrarın sağlanması için yıllardan bu yana ele geçen en iyi fırsat."

Fransız Paris Normandie ise bugünkü sayısında Afganistan'daki son gelişmeleri ve Fransa'nın Afganistan politikasını mercek altına alıyor:

"Afganistan'dan çekilme için bir takvimin belirlenmesi, oradaki askerler ve aileleri için çok büyük önem taşıyor ama takvim belirlenmesi, Afganlar için o kadar önemli değil. Bütün dünyanın, müttefiklerin, Afganların ve onun komşularının ilgilendiği asıl konu, Batılı güçlerin çekilmesinin ardından ülkenin geleceğinin ne olacağı. Afganistan ordusu ülkede güvenliği tek başına sağlayacak durumda değil. Bu durum, geçen aylarda, Amerikan Büyükelçiliği binası ve eski Devlet Başkanı Burhanettin Rabbani'nin öldürüldüğü üst üste düzenlenen saldırılarda anlaşıldı. Aslında Taliban 2001 yılından bu yana hiç olmadığı kadar güçlü. Batılı ülkelerin Afganistan'dan çekilmesinden sonra Taliban'ın iktidara dönme tehlikesi büyük. Bu, Afgan halkı, özellikle de kadınlar için, radikal islamcı köktendinciliğin karanlığına yeniden dönülmesi anlamına gelir."

©Deutsche Welle Türkçe

Derleyen: Hülya Topçu

Editör: Gezal Acer